Doğdum,emekledim,yürüdüm,hayatın başlangıç noktasına doğru gidiyorum.
Otuz üç Mehmet’ler
Otuz üç şehit er
Otuz üç tesbih tanesi
Uzayan yollar imamesi
Puslu gecede hain pusu
Çorbam kaynamaz kaşık çalayım
Suyuna taze somun banayım
Anam yok ki garip bir balayım
Ahh Anam olsaydı yapardı çorba
Yağın üstünde nanesi koksa
Aaah şu antolojide ki çerez ikramı olmasa,
Mahallemizde satılırdı çerez(leblebi,üzüm) vb.
Çerçi derdik,adını bilmezdik.Çerçi amca .
Sokak sokak gezmekten bitkin düşmüş bir ihtiyar
Demir,bakır,yün,naylon ayakkabı eskisiyle alırdık
Merkep sırtında ya da,el arabası üstünde olurdu
Arabam yok diye sakın üzülme
Zamanla olur hiç hüzünlenme
Bir avuç arpayla yeryüzünde
Az yakar çok kaçar bir airaba
Ne mazot ne benzin ne de gaz
Ölüm cana ölüm başa
Anlık ölecek gibi yaşa
Bakmaz gence, yaşa
Oğlum adam gibi yaşa
Her canın sahibi var
Rabbim övmüş yaratmış
Balçık iken ruh katmış
Adem diye donatmış
Kul beğenmese ne olur
Selam,Yalçın Çoşkun’a
Düştüm kupay’ın peşine
Bünyan’da hırsızın işi ne
Bünyan’da iş yeri var mı ?
’Dertli olmayan bilmez halini
'' Kara Tatar Destanı''
Bir gün yolum düştü Köyüme
Aklım daldı ince ince fikire
Başladım Mevla’yı zikire
Neylerse Rabbim güzel eyler
(12 Eylül’e ‘’Dar’be)
Yaşın vardı yetmişlere
Rahat vermedin millete
Çıkarmadın gündüzlere
Aah Devlet baba aaah…!
Bırak artık şu yakamı
Rahat göreyim sılamı
Kimseler almaz selamı
Ah şu gurbet ah bu gurbet
Gönlüme bir hüzün çöker
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!