Lambanın içnde alev tirerdi
Karasaban toprak yarıp iterdi
Düven ile dönmek bize yeterdi
Oraklar tarihe karıştı artık
Değirmen dönmüyor çarkı kırılmış
Kaderim yazılmış karadan kara
Sinemde kanıyor dermansız yara
Selamı söyleyin gurbet diyara
Yavuzun bir daha dönmüyor deyin
Bırak artık beni hasretim yeter
Ekinci derler namımıza
Mertlik yakışır şanımıza
Namert uğramasın yanımıza
Bize ekinci derler
İnsanı insandan ayırmayız
Kahvenin yanından aldım binayı
Karşıda duruyor eski sanayi
Kuramam burada mutlu yuvayı
Söylesem bir türlü sussam bin türlü
Evede girilmez boya silmeden
Dün yine seni gördüm rüyamda
Karadeniz çırpınıyor du liman da
Figanımı duydum martıların çığlığın da
Özledim seni Giresun
Kalene çıkıp etrafıma baktığım da
Kaybettim benliğimi
Ben bende değilim
Bir gün beni ararsanız
ALUCRA Türkü'lerindeyim
Haykırdım ama duyulmadı sesim
Kimin sıladır yeri
Kiminise gurbet eli
Savurdu seher yeli
Dağıldı başak taneleri
Yavuz'der gurbetteyim
İçimde buruk bir hüzün
Sarmaşıklar gibi sardı yüreğimi
Yıkıldı umutlarım direnemiyorum
Hayata dair ne varsa
Uçup gitti elimden
Yüzümde yaşamın izleri
Hayatın acı gerçekleri
Saçımda kar taneleri
İhtitar oldum
Çekilmez gurbet elleri
Bir hastane köşesinde
Hayatım serum şişesinde
Kan damlıyor içerimde
Ölüyorum be doktor
Derdimin dermanı sıla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!