..............bir gölge büyüyor perdede
oysa ellerim dokunacak olmalıydı varlığına.
her şeyi alıp götürüyorsun benden
kül rengi saçlarım kalıyor yalnız
cengaver bakışlardan saklayabildiğim.
‘ölüm gibi yaklaşıyor aşk
aşk gibi yaklaşıyor ölüm’
‘Bilmeliydim sadece gölgendi burayı terk eden’
Siyahları nerede yitirdi endişelerin?
Neyi aldın ki güneşin içinden?
İhtilalleri bu ademin, güneşsiz mi çoğalacak?
Kırık dökük cam parçası gibi mi kalacak kalbim?
Ben soyundukça yokluğumu,
bulutlu bir rüya gecesi
ağzından dişleri boşalmış avucuna
rüyası titretirken geceyi.
sen şimdi
aşk terennümlerini başucu kitabı yapmışsın.
bir kuş çığlığı duyduğumuzda ikimiz
sen doğurmamıştın henüz asaletin evladını
daha anne değildin.
istanbul rüyamızın şehriydi.
coşkumuz kadar doludizgindi hürriyet.
depremin çocukları' na
gün geçer
zaman yığar tortusunu
açılır kapı toprağın evrenine
recebe...
/Ömrü: Kalbinin mühleti kadar
Acısı: yüklendiğinden ağır/
Yitirilmiş misin bu gürûhun içinde?
''zehir olan kadehine doldur beni
senden gayrı yar seversem öldür beni''
Geldin, kalbim gelmeleri sevdi.
Yüzü gamzeli bir hülyaya daldı şehir.
Çocuklar oyunlarını bıraktılar,
Denge, eğdi bir tarafını senden yana.
/Bu gelişin müjde midir gelmeyi bekleyenler için…? /
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!