Fani cihanda ne ararız, ne buluruz,
Bir nefes kadar ömür, sonra toprak oluruz.
Hayatın manası nedir, kim bilir kim anlar,
Bu fânî dünyada, nice sorular kanar.
Gökyüzüne bakarım, yıldızlara sorarım,
Bir sızı var içimde,
Hayat sızım,
Yüreğimi sızlatıyor,
Acıtıyor,
Beni ağlatıyor.
Gönül bahçesinde açan yaralarım,
Derin izler bırakmış, kalbimde yaralarım.
Her nefes alışım, bir sızıyla dolar,
Fakat umudum var, iyileşir yaralarım.
Zamana bırakıyorum, her bir acıyı,
Bir gün bir sokakta,
Bir rastlantı sonucu,
Birbirimize denk geldik,
Sen ve ben.
Gözlerin gözlerime değdi,
Ağaçlar döktü yapraklarını.
Güneşin eski tadı kalmadı.
Soğuk rüzgarlar evreni sardı.
Gecenin karanlığı ağlattı.
Yağmurlar usanmadan suladı.
İhtiras ateşi, yüreğimi yakar,
Uçsuz bucaksız denizlerde, gemimi yorar.
Hedefim yükseklerde, gökyüzünde bir yıldız,
Bu yolda yürümek için, canımı feda ederim.
İhtiras beni sürükler, dur durak bilmez,
Kopamam bu şehirden,
Gidemem uzaklara,
Anılarım beni sarmalar,
Bırakmazlar gideyim başka diyarlara.
Çocukluğum bu şehirde geçti benim,
Boğaz'da martılar kanat çırpıyor,
Bir vapur düdüğü ötüyor uzakta.
Güneş batmış İstanbul'da,
Hüzün çökmüş şehrin ufuklarına.
Beyoğlu'nda kalabalık akıyor,
Sabahın erken saatleri,
Vapurda bir telaş, bir hengâme.
Martıların eşliğinde,
İstanbul'a ilk adım.
Gözlerim kamaşıyor,
Yağmurlu bir gecede,
İstanbul'un sokaklarında yürüyorken,
Bir matem havası hissettim,
Bir hüzün rüzgarı sardı beni.
Gökyüzü kararmıştı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!