Aynı yerde dönüp durmak
Olsa olsa çukur kazmak
Ömründe hareket olsun
Hangi yöne olursa olsun
Birkaç adım at bakalım
Ağıla girmeden yağ
Bir mendil koydu cebine
Uğurladı
Arkasından bir tek o el salladı
Ağlayamazsın
Düğümlendi boğazın
Arkana dönüp bakamazsın.
Holsuz tavuk yumurtlamaz
Mumsuz arı bal yapmaz
Çiçeksiz kalan böcek
Döner durur çalılarda.
Ağılını bulamayan keçi
Öyle kalır taş başında
Sevgili Pinokyo
Sen yalan söyleme
Uzamasın burnun
Uzayan burnunu düzelttikçe periler
Çoğalıyor pinokyolar,
Sevgili Pinokyo
Bir adam
Üstünde bir entari
Sakalları uzamış
Merdivenden iniyor
Karısı, kızı yanında
Genç kız yetişkin
İstanbul sokaklarında ben ne yaparım
Orhan Veli’nin gökyüzünü boyadığı yeri ararım
Behçet Necatilgil’in kalabalıklarında kaybolurum
Başiktaş’ta.
.
Emirgan’da yaz kahvelerinde
Bir martı dokundu geçti
Kabardı yine yüreğim
Dalgalandı havalandı
Bir kartalın kanadında
Uçtu gitti Akdağlara
Sorma Soma
Şimdi sorma
Yer altında karanlıkta çalışırken
Boğazımı yakan gaz
San ki
Dağlarından akan yağ
Her yerde fitne, fesat,
Kol geziyor iftira.
Bu kadar ağır yükle
Nasıl dönüyor dünya?
Kaybolan değerlerdir
Önce avucumda yeşerir
Bahar dalları,
Pembe, beyaz çiçekler açar
Pencerelerde.
Ufukta süzülür kuğu yelkenler
Mavi denizlerden geçerim şimdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!