Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Yaşar Kemal, Kürt kökenli Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Türk edebiyatının en önde gelen yazarlarından biridir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı. Kitaplarının yurt dışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.
Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesiydi. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday göster ...
Dağ gibi yazar, sel gibi şair: YAŞAR KEMAL’e sonsuz saygıyla
Yaşar Kemal, sadece edebiyatın değil,
bu toprakların hafızasına kazınmış bir halk vicdanıdır.
O, anlatmak için yazmazdı.
Kalk ayağa! Gör! Hatırla! Unutma! demek için yazardı.
Her romanı bir taş,
her cümlesi bir tohum,
her kahramanı ise bizden biri—kimi zaman da bizden önde yürüyen olurdu.
İnce Memed, sadece zalimlere karşı dağa çıkan bir genç değildir.
O, hâlâ susanların sesidir.
O roman, Anadolu’daki binlerce susturulmuş halk hikâyesinin vicdanıdır.
Yer Demir Gök Bakır,
inancın, çaresizliğin ve köylü yoksunluğunun çığlığıdır.
Binboğalar Efsanesi,
yitirilmiş bir yörüklüğün ağıdı,
Demirciler Çarşısı Cinayeti ise, bireysel öfkenin toplumsal sistemle çatıştığı epik bir aynadır.
Ama Yaşar Kemal sadece anlatan bir yazar değil;
gören, duyan, hisseden ve taraf tutan bir yazardır.
Halktan yana, emekten yana, yoksuldan yana taraf…
Onun romanlarında toprak kokusu vardır,
ırgat teri,
kadın sessizliği,
çocuk korkusu,
ve inadına yaşama direnen köylü sevdası…
Ama yalnızca yazar değil o…
Şair kimliği de en az romanları kadar derin, en az cümleleri kadar devrimcidir.
İşte onun MERHABA şiiri!
Zülfü Livaneli’nin sesiyle ölümsüzleşmiş,
ama her dizesinde Yaşar Kemal’in “sadece yazan değil, yazdığını yaşayan” biri olduğunu gösteren o eşsiz eser:
Dünyanın ucunda bir gül açılmış
Efil efil esen yele merhaba
Karanlığın sonu bir ulu şafak
Sarp kayadan geçen yola merhaba
Bu şiir bir selam değil yalnızca;
Bir devrim anıdır.
Bir halkın toprağa değil, güneşe uzanan elidir.
Nazım Usta coşkun sele merhaba
diyen bir yürek, sadece şiire değil,
koca bir düşünce mirasına da omuz veriyordur.
Bugün biz hâlâ onun bıraktığı yerden sesleniyoruz:
“Zulümlerde, işkencede, ölümde bükülmeyen güce” selam yolluyoruz.
Yaşar Kemal’in adı yaşatılmalı sadece İnce Memed’le değil,
Bütün eserleriyle yeniden gündeme getirilmelidir:
Ağrı Dağı Efsanesi
Üç Anadolu Efsanesi
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Çakırcalı Efe
Hüyükteki Nar Ağacı
Tek Kanatlı Bir Kuş
Yılanı Öldürseler
Bu kitaplar sadece raflarda değil,
okullarda, sokakta, meydanlarda yaşamalıdır.
Çünkü Yaşar Kemal’in cümleleri hâlâ diri,
Ve onun selamı hâlâ geçerli:
Hesap sorulacak güne merhaba,
Türküler söyleyen dile merhaba...
Yaşar Kemal’i hatırlamak sadece geçmişe saygı değil,
geleceğe karşı sorumluluktur.
Onun eserlerini yaşatmak,
bu halkın söz hakkını canlı tutmaktır.
Sana selam olsun Yaşar Abi,
Sen sustun ama kalemin hâlâ konuşuyor.
Senin bıraktığın yerden,
yeryüzüne bir “Merhaba” daha borçluyuz.
Anısı önünde saygıyla eğiliyorum
Haydar Güner
Yaşar Kemal adı geçtiğinde, Kadıköy'de yaşanan bir olay aklıma geliyor ve hafifçe gülümsüyorum.
Yer = Şâir, Ozan ve Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu Odası ve olaydaki kişi, şu anda Ankara'da oturmakta olan sevgili ve çok saygı duyduğum değerli bir ağabeyim HASAN AZKIRAN.
OLAY ŞÖYLE;
Kapı açılıyor ve içeriye Yaşar Kemal giriyor. Masa başında ise Hasan ağabey oturmakta.
Hasan ağabeyden izin almadan, ona saygen, gerisini yazmamın doğru olmayacağını düşünerek burada kesmek zorundayım.
Allah uzun ve sıkıntısız bir ömür versin sevgili ağabey. SAYGILARIMLA ALLAH'a emânet ol.
(Gebze'den vefâsız bir dost= can ozar)
Yalnızlık Şiiride olmalıydı yazarın
28.02.2015 ölüm yıldönümünde saygı,sevgi ve rahmetle anıyorum. Ruhun şad olsun üstat.
İnsan çok güzel bir yaratıktır Ağam! Ağlayan, gülen, seven, hele de seven...
Fakir Baykurt, basın toplantısında diyor ki:
“Türkiye'yi kültür çölü mü edecekler?” Amma iyi niyetli adamsın be arkadaşım. Etmişler de, öteye bile geçmişler.
RUHUN ŞAD OLSUN .