Puslu bir gecedeyim. Karşımdaki denizi görmek imkansız. Martılar bile ortak oluyor mezelerimize. Onlar da göremiyor bizi. Bütün yarım sevdalılar toplandık bu gece. Kadehlerimizi vefasız sevgililer için kaldırıyoruz. Ulan diyorum ne çok şerefe kadeh kaldıracağımız acılar çekmişiz be. İkinci büyük şişenin bile dibi göründü. Ayrılıklara rağmen, sensizliğe rağmen yaşamışız. Ömrümüz hep kaçışlarla dolu. Her kaçısın sonunda tekrar kaçmaya hazırlanmışız meğer. Ama ömrümüzü hep bir eksikli yaşamışız. Bir yanını tamamlasak, mutlaka başka bir yerden açık veriyormuşuz. Tamamlamaya uğraştıkça sevdanın gizlerinde kaybolup gidiyormuşuz.
Oysa ne çok sevmiştik ulan biz. Bedenlere değil, ruhlara taliptik oysa. Belki de sırf bu yüzden zorlanıyorduk sevda adına bir adım atmakta. Cehennem ateşi gibi, sevdanın kor alevlerinde yanacağımızı bilemedik. Bilememişiz… Bizler, yani bir gecelik akşamcılar adanın değil, bir kıtanın kaşifi olmak için cebelleştik hayat denen kıçı kırık meretle.
Sevmiştik hepimizde. Umarsız sevmiştik, yalansız sevmiştik. Sevda denen yola çıkmıştık bir kere dönüşümüz yoktu. Ama yıllarca öyle çok ara duraklarda beklemiştik ki, kaçan otobüslere mendil sallamayı bile çoğu kez unutmuştuk…
Kaçan kaçmıştı, yakalayamamıştık, koşamamıştık sevdalarımızın peşinden. Zira delikanlıya zor gelirdi. Dedikodular diz boyu, arşı aşardı o zaman. Bizlere de bunlar yakışmazdı hani. Sonrasında geriye dönüp baktığımızda başladığımız yerden bir kaç metre bile uzaklaşmadığımızı fark ediyorduk. Bir acayip denklemdi yani çözemediğimiz. Dönüp dolaşıp aynı limana demir atıyorduk. Bu da kaderimizi güldürmeye yetiyordu. Ama yüzümüzü güldürmemişti bu hayat. Kaderin bizlere yedirdiği kelekler bini aşmıştı. Bizler o keleklere bile alışmıştık.
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta