Yarım kalmış sevda

Sen yarım kalmış sevdanın yazılamayan şiiri gibisin
Resmine bakınca başlayan
Bitmek bilmeyen bekleyişle devam eden
Sonunda cümlelerin karma karışık olduğu bir şiirsin
Yokluğunda ne yeryüzüne sığdım nede gökyüzüne
Kıyıya vuran dalga misali ordan oraya savrulup duruyorum artık
Gidesim var bu dünyadan ama seni ardımda bırakıp gidemiyorum işte

Nedensiz geldin hayatıma
Nedenlerinle çekip gittin
Gitmem demiştin oysa bende inandım mavi gözlü yalanlarına
Ne desen haklısın suç bende aslında
Haddim değildi bir kadına şair olmak ona şiirler yazmayı istemek

Şimdi yazar dururum kendi kendime bu sevdamın geri kalanını
Sessiz dilsiz kagıda ona yazdığımı o bilmeden

Ben geceleri uykuyu göz bebeklerimde uyutan bir adamım artık
O yüzden ölümü bile umursamıyorum
Sadece sana sustum
Yazdığım en güzel şiirimdin sen kimsenin bilmedigi

Söyleyin ona
Yağmur yagdığında dışarıya çıksın
En çok o vakitlerde onu özleyip ağladım
En çok o vakitlerde bir yığın mektup yazdım ona

Keşke birbirimizle savaşmak yerine
Oturup iki çift laf edebilseydik seninle
Ben neden seni sevdiğimi anlatırdım
Sen yeni bir neden bulurdun niye beni seviyorsun diye

Kör ve sağırı dilsizi oynadık hep
Hepimiz bilirizki kırılan kalp son atışına kadar tamir olmaz
Söylenen yalanlar o yalanları duymaya alışkın olanlar için gülümsemeden başka bir şey ifade etmez
İnsanın içini acıtan söylenen yalanın arkasındaki iki yüzlülüktür

Yalan dünyanın içinde
Gündüzleri boş heveslerlerin peşinde koşarak geçiriyoruz her birimiz
Geceleri ise o boş hevesin hüznünü yaşıyoruz bitmek bilmeyen saatlerde
Ne kadar acı degilmi sevmek bile uzaktan seni
Yasaklar
Nedenler
Niçinler hep sorgulamalar yargısız infazların bıçaktan keskin sözler
Sonuç kısacası
Umutsuzca umudun yolunu gözlemek benimkisi
Bir daha asla senin gibi bir aşka düşmeyecegim

Sana bedduam
Sende seni sevebilecek birine düşme
İçin için yanıp tutuş benim gibi ama sevilme
Sevilmeki anla sana nasıl delice sevdalıyım

Yaşadıgımız dünyada en zor olan şey nedir bilirmisiniz
Kendine ait olmayan bir kalbe girebilirmiyim acaba diye çırpınıp durmak
Tıpkı güneşi tutamamak gibi
Bilirsinki ne güneşi avucuna alırsın nede onun kalbine girebilirsin
Olmayacak bir hayalin peşinde sürünüp durursun işte

Vakit gitme vakti haydi abbas
Garson hesap lütfen
Yanlızlıgımla iki kadeh attık kalkıyoruz artık
Sanada bahşiş bıraktım üstü kalsın
Alıştık nasıl olsa yoklugunda boş masada şiirler yazmaya
BÜLENT CEYLAN