Mevsiminde uyku vakti. Güz gülleriyle soldu güneş. Yeşil sarardı. Kırlangıçlar çoğaldı. Rüzgar üşüdü. Geceler uzadı. Yıldızlar erken üşüştü gök tavanına. Sesler erkenden çekildi evlere.
Beni sorarsan iyiyim. İyi olmak ne demekse? . Yaşamı sorguluyorum. Niçin yaşadığımı. Yaşamın ne olduğunu. İnancını kaybetmeden yaşamak güzel be yaren. Yarınlara yuva kurmak da güzel. Yaşam değerlerimi sıralıyorum. Bu zamana kadar bilmediğim soruları soruyorum kendime. Yanıtlamak üzere.
Biliyor musun yaren. Amaçsız yaşamak kadar insanı yoran hiçbir şey yok. Zaman yoruyor insanı. Zaman bir rüzgar gibi esip geçiyor. Yaşam tekrarlar gibi olsa da değil aslında. Tekrar gibi olan ama aynısı olanaksız olan.
Sıcak dudaklarınla avutsam geceyi. Kan bir başka aksa yüreğimde. Tek yüreğe sığınsak. Soluğun ısıtsa kanımı.Ten tomurcuklarımı silsen. Uyusak. Sevda yurtlarına varsak. Mem İle Zen’i Leyla ile Mecnunu görsek. Dayasak omuzlara onları. Değil mi yaren?
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta