gitmiyor artık ellerim yazmaya
korkuyorum geriliyorum
sırtımda bir çanta, içinde ayakkabılar
terli çamaşırlar
yoruluyorum
yalnızlığı,
yağmur altında bir daha
bekleyerek geçmiyor ki zaman
damlalara baktıkça çıkar yüzün
ellerimde yokken hiçbir şey
kalbimde sen varsın ya, o da yeter
şehrim karanlığa bürünmüş
hiçbir yerin ışığı yanmıyor
kaybolan bir avuç tütünmüş
gönlüm yalnızlığa kanmıyor
gecenin köründe eserken yeller
yıldırımlar bu geceyi de aydınlatıyor
ıslak yollardan geçen arabaların sesi
kalbim hayalinle durmadan atıyor
hissediyorum ensemde kurtların nefesi
dağlar, tepeler karanlığa bürünmüş
bir abdal gibi
ervah-ı ezelde çıkarım yıldızlara
seyrederim şiirlerin en yeşilini
özlerim mısraların en sarısını
yakmalı bir dal daha
dökülsün külü üzerime
Gözlerine olan hasret her gün artıyor
Uzaklaştıkça gözlerine umudum yitiyor.
Zaten en başından biliyordum birgün biteceğini
Umudum tükenecek, hayaller silinecek
Gözlerin, saçların artık büyüleyemeyecek
Ancak hep içimde kalacaksın
Hava karardı
Dolunay dışarıda adeta beni seyrediyor
Gecenin karanlığında
Bir sokak lambasının altında
Turuncu ışık, dudağımda ki sigara
Ve Kalbimdeki sen
yağmur altında yine Düziçi
önümü göremiyorum yağan yağmurdan
oturdum mezarlığa yazıyorum
ıslanan saçlarımdan
deftere bir bir düşüyor yağmur damlaları
kışın en çetin gecelerinden
damarlarımda akan kan dahi buz kesti
ciğerime giden dumanı hissederken
sokak lambalarının yanmadığı sokaklar
kayıp ve aç bir şekilde bakan yeşil gözler
Kahve, kahvem, kahvemiz
Tek başımayım yine
Kahvem ve Attila İlhan
Okuyorum ve düşünüyorum
Gözlerin ve saçların, büyülüyor beni
Aşığım sana anlıyor musun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!