Sözcüklere sığınarak yaşamın ötesindeyim şimdi.
Yalnızca ezgiler avutabiliyor beni.
Derin, içli, içimizdeki ağunun gamını dile getiren,
Hayata bakma biçimlerimizi değiştiren ezgiler…
Çıkıp gökyüzüne baktığım anlarda, bana sonsuzluğun dilini anlatan renklere tutulduğumu anımsıyorum şimdi.
Ahh! İstanbul
Daralan bir gökyüzünde süzülen martıların çığlıkları silinmiş, ağır çekimdeki bir filmin karesi gibi gelip göz erimime sinmiş yalnızlık mazgallarını andıran İstanbul silueti…
Kendimi çekip alamıyorum bu görüntüden.
Her ömrün bir dönüm noktası vardır. Uçarı, delişmen çağlarınızda hiç yanınıza yaklaştırmadığınız ölüm duygusu gelip gelip sizi bulduğu bir zaman aralığından bakınca, hayatın anlamını varedenin de bu olduğunu düşünüyorsunuz.
Tıpkı gün ışığının dokunduğu her bir nesneye verdiği renk, işlediği tat gibi… Biri olmadan ötekinin varlığının kavranamazlığı…
Orada bir çay söyledim kendime. Ürkmedim, çekinmedim. Yanıma aldığım Münevver öğretmenimin bana bıraktığı edebiyat söylemlerinin barındığı ve yakında basılıp gün yüzüne çıkacak olan derlemelerini okumaya koyuldum. Piyanosunun tuşlarına dokunur gibi;
Orada anlattığı insan sıcaklığına baktım.
Bir Gece VaktiKayıt Tarihi : 18.8.2023 17:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!