Şair miydik ki biz,
En lirik şiirleri yazmamızı
Bizden istediniz?
Yazar mıydık ki biz,
En güzel hikayeleri
Tanrım yerine bizden beklediniz?
İki kişilik dünyadan bu günlere geldik biz,
Havva ile Adem’in torunlarıyız hepimiz.
Ya sevip sevdalıca varolacağız kökten,
Ya yiyip biribirimizi yok olacağız hepten.
Sırt sırta birlik olup azı dişli düşmana,
Köylünün alnı eğik beli bükük,
Faiz büyük hiç ürün yok üstelik.
Bent baraj sulama düşü, rüyası.
Resmi merci istiyor sulama parası..
Güneyde kuraklık canlı kavurdu,
Yaz-kış dağı bayırı işler köylü kadını,
Acı hayat yolunu çiğner köylü kadını.
Zengin evinde alem, viski kebap ızgara.
Fakir şükür hamd edip anar allah adını.
Ah bu kelimeler, muzip kelimeler.
Bayram günleri hepsi birer gelin gibiler.
Şairler meclisinde çarşambaları bizim,
Sanki tek tek sözleşmiş gibi,
Tıpkı birer Alaattin Lambası gibidirler.
Kıl değil mide bulandıran kıl değil,
Yemekte çıkmasıdır mide bulandıran kılın.
Bazen keyifle sıvazlanan kır bir sakal,
Bazen de şifreli burulan ince bir bıyık;
İrtica değil ya ey güzel hanımlar,
Sizde mutfakta başınıza yemeni sarın.
Aramızda dağlar vardı yol vermez,
Uzun uzun yollar vardı yürünmez,
Şimdi senin nazın varmış çekilmez,
Sevdadır bu ne naz dinler ne aman.
Etmiş kendisini deli divane,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!