Bir simitle karın doyar mı yahu
Közde etle patlıcan olacaktı
Hem bedeni doyurur hemi de ruhu
Kocaman sapsarı soğan olacaktı
Masanda bitmeyen taptaze ekmek
Vazgeç demekten vazgeç n'olursun
Katlanamıyorum bu tavsiyene artık
Bilmediğin çok şey var
Çıldırmamak ne kadar zor bir bilsen
Vazgeç demekten vazgeç n'olursun
Az sonra kalkacak on otobüsü
Geliyorum yolumu sen bekle anne
Yolcu eden yok beni bul ilden
Arala pencereyi yokla anne
Zahmet etsen sana kırılacağım
Elimde değil ellerini unutmak
Gözlerin aklıma geliyor yumduğum an gözlerimi
Yine de en çok sesini özledim ben
Kumrulardan bahsetmen
Ya da siyasetten önemli değil
Ne yana gitsem olmuyor
Sarmalamış beni çaresizlik
Kaçsam bir türlü
Kaçmasam daha bir felaket
Tarihi sakladım yarınlara
Dev bir orduya meydan okumak sanki
Sevgimi huzurunda anlatmak inan ki
Korkuyla titrerken yüreğim aslında
Yerinde sayan askerlerin sarstığı meydanda
Denize bakamıyorum hala inanır mısın
Gülümseyerek bakışın geliyor aklıma
Okyanuslardan derin bakışın
Dalışın maviliklere
Balığa mı martıya mı kuma mı kim bilir
Saat sabahın beş buçuğu
Kırlangıçlar çoktan uyanmış
Şehrin göbeğine uçuyor güvercinler saf saf
Sevdadan ve asfalttan habersiz
Berrak ve yakın görünüyor gökyüzü
Elini uzatsan avcunda
Haykırıyorum sana dev dalgalarla
Bekliyorum seni bekleyeceğim
Ofluyorum durmadan hazin rüzgarla
Bekliyorum seni bekleyeceğim
Tam batıda iken incecik hilal
Sonbaharın pençesinden kurtulamaz bulutlar
Hangi dağa sığınırsa sığınsın
Kırbaçlanır kıpkızıl şimşeklerle
Keyfi kaçar denizin
Baharı yazı burnundan getirir hırçın rüzgar
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım