Güncelden bir iki dem geldi
Yemde bu vatan evlatları
Gemde evlat anaları
Demde yürek yanıkları
Gel beraber gidelim sayın vekilim
İzahım da olsa yürek sesime
Nasihatim var her daim nefsime
Sevmek sadece sevmekse
Yetiyor bana, hastayım gülümsemene
Kızma, darılma küsme yarım dünyama
Acı bir keman sesine
Arkasına sığınıp şiir okuyana
Gidişlere doyamayan aşkına
Ne diyebilirim ki..
Hepsi sen gibi tüm acılar
Sen demekten ismine sıra gelmez
Özür unutmuşum
Öyle ki, ansızın geçmiş zaman
Belki boğulmuşum
Sebebsiz ömür seferleri uğruna
Sararıp solmuşum
Güz iken kış, baharsız yaz bulmuşum
Aşk mı dedin bana
Yabancı değil bu yana
Az yakınımdan geçmişti
Geçip silip süpürmüştü
Elime eli değmemeli
Gözleri yeter
Paçalarım kısa naylondan ayakkabım
Çeşmeden su içerken de yıkardım
Sanki taş icat olmamış toprak çimen karışık
Sokağımda kedi taşlardım
Siyah beyazdı kareler ama güzeldi
Tutup boşluğu, dolu zirvelere sepelesek
Bazen kar bazen yağmur alıp gelir.
Sessiz beklerken dertleri, hep ertelesek
Görebilir miyiz belki derman ile gelir.
Gölge için ışık, ışık için ilim biçilir
Asırlık çınarların vatanı renklerin zaman kavramı
Nice matemağin yetmediği seslerin saklanamadığı
Hayatın cilvesinde ümitlerin hayallerin basamağı
Görsellikte devasa gölgelerin unutulan noktası
Biz insanız görüyoruz,duyuyoruz,yaşıyoruz
Kömür gibi simsiyah.Vicdanların zincirleri
Dehşet içinde umutlar. Haber bekleyenleri
Temizlenemez bu kara, yüze sürsen elleri
Kaza de, kader de, inanmaz kederleri
Yok artık o fakirin bir babası, neden
Dostluklar
Sevgiler, aşklar
Yalvarışlar, yakarışlar
Neden olmasın?
Sım sıkı tutmadan ellerin kenetlenmesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!