‘DÜŞ’MÜŞÜM
Yine hüzün akşamlarına düşmüşüm.
Efsunlu bir esinti dolanır etrafımda.
Meçhule doğru yol alan ayaklarım,
Hatıralar ülkesinin kaldırımlarında…
EĞER RÜZGÂR OLSAYDIM
Eğer rüzgâr olsaydım,
Alıp başımı giderdim buralardan…
Dolaşırdım her yeri;
Ota çöpe dokunur, dağı taşı dolaşırdım.
EL VER BANA
Elimi uzattım,
Ellerimden tut diye.
Başıboş serseriyim
Dönüp bakmadın, niye?
EMANET
Ne bu beden ne de can bizim için keramet
Varlık da yokluk da Hakk’tan gelen emanet.
Emanet bu dünya, bütün bir ömür,
GİDİYORUM
Kalabalık şehrin kaldırımlarında,
Yürüyorum…
Üzerime üzerime geliyor insanlar;
Korkuyorum…
GİRDAP
Girdaba yakalanmış bir çöp gibiyim…
Sürükleniyorum bir bilinmez deryada
Başımın üstünde sarhoş hayallerim
Uçuşuyor birer birer
GİZLİDİR
“Ben” bende gizlidir
Yağmurda rahmet
Toprakta bereket
GÖRÜYORUM
Her an, her gün yeni canlar dünyaya gelir,
Nice canlar düşer toprağa birer birer.
Harcanan zamanlar, beyinler, kanlar…
Akarsu misali kaybolup giden canlar görüyorum.
GÜLÜMÜ ARIYORUM
Gül kokulu esintiler başımın üstünde uçuşan
Alıp götüren hülyalara…
Toz duman içinde rüyalarım;
Ötelerde bir ışık görüyorum.
GÜNEŞE
Güneşi serdim sofraya
Yorgan sınıfta kaldı
Arkasından yolcunun
Sabahın seher vaktinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!