Olsaydın, diyorum; olsaydında, görseydin yaz ortasındaki soğuğu.
Tutulup ellerimden çıkarıverseydin, karanlıklardan.
Çekip alsaydın, göğsümü parçalayan özlemlerden.
Yanlızlığımı büyütüyor içimdeki
Ta içimdeki yanan
Ki alevsiz, soğuk, dumansız alevi.
Gelip beni görmeyen göz kör olsun.
Neye yarar o göz, der Çanakkale.
Ocağına ateş, düşsün kor olsun.
Kan ile yazılan söz Çanakkale.
Kınalı kuzuya ana duası,
Allah ın adıyla başlarım söze
Bismillah her hayrın başıdır kızım
Besmele çekeni atsalar köze
O dilerse ateş üşütür kızım
Avrupa ya kızım başta benzeme
Ağzından salyalar akan canavar
Bin yıldır döküyor benim kanımı
Avcıya aşık olmuş avlanan var
Cinnet olsa gerek bunun tanımı
Atom bombasını atan ben miyim
Elinde dilinde kalbinde Kuran
Yürü oğlum Peygamber’in izinde
Bunun için koyduk adını Furkan
Secde izi olsun oğlum yüzünde
Babadan oğluna birkaç nasihat
Altı adam çağırdım derse bu salı.
Üçü bahane buldu, ikisi kaçtı.
Kandilde bile bir kişi, yalnızca Ali.
Biz de uyuduk derste, içimiz geçti.
Kimi haftaya geleceğine söz verir.
(Bir nevi Otuz Beş Yaş şiiri)
Yeter gönül, yaşın kırka yaklaştı.
Gittiğin yol, yol değildir, bilesin.
Hazan yeli esti, saçın aklaştı.
Kalan ömrün bol değildir, bilesin
Yarından umudum kalmadı artık.
Bugün dünden kötü, yarın bugünden…
Torpil denen bâki yaratık
Ölmedi haram servet yüzünden.
Torpilliler yaptırıyor işini.
Âdemoğlunun oğluna ettiklerini
Göre göre yoruldum, göremez oldum.
Doymak adına insanın yediklerini
Bildim de helal lokmamı yiyemez oldum.
Hırsızsan, toplumda değerin olur.
Dünyayı anlatayım baba sana.
Bırakıp gittiğin gibi.
Dünya hâlâ aynı dünya.
Hâlâ insanlar şerefsizliğince şerefli,
Büyüklüğünce küçük.
İnsanlar hâlâ öldürme yarışında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!