Her gece gözyaşlarımın seyirciliğinde dekorlarını topluyorum
Az önce oynanan,
Oynadıkça eskiyen,
Eskidikçe ağlatan,
Ağladıkça suflörlüğünü fotoğraflarımızın yaptığı
Aşkımızın oyununun.
Sallanır deniz, sarhoş olmuş aşkından
Dalgalarla zikreder, Allah’ım seni.
Meftun olup, aşk-ı hakiki meşkinden.
Sarhoş değilim, affet Allah’ım beni.
Döner boşlukta, semazen güneş.
Geldim, gördüm demek; veni, vidi’ymiş.
Sonra sevdim olsa gerek.
Bir hayal avcısı, Diyarbakır’da yenilmiş.
Görmek için geldim, duyduklarımı.
Okul zamanı çakmak satan çocuğa
Dersler nasıl diye sorunca,
Yarın, bugün dün olacak iyi bilmeli.
Çoluk çocuk, genç ihtiyar beyi bilmeli.
Beyi görüp sonra rüşvet vermeli.
Böyle gelmiş, böyle gider, deme gardaşım.
Rapor alıp askerlikten kaçarsam,
Adın kadar güzeldi yüzün.
Öpmek ister, öpemezdim Ferhat' ım
Ferhatları kaderidir hep hüzün.
Duyulur mu bilmiyorum feryadım.
Oturduğun sıraya bakamıyorum.
Yaşamadım cenneti, görmedim O’nu(SAV)
Sözlerine güvendim, güvendim artık.
Görmeden şahitlik ağır bir konu.
Gizlere güvendim, güvendim artık.
Tuzaklar sanmışsın yol çıkışını
Kimi şair, kanat için
Kimi şair, sanat için
Kimi şair, saymak için
Kimi şair, aymak için
Kimi şair, konu için
Kimi şair, sonu için
İlk çayım, ilk cigaram
Gece yerini sabaha bıraktı çaresizce.
Bir kez daha yenilmişti, gece gündüze.
Güldüm geceye, dalga geçercesine.
Bir ıslık dudağımda
Caddenin karşısına
Su ne renk?
Kördüğüm.
Su kaç tane?
Kördüğüm.
Sıfır yokluksa niye var?
Kördüğüm.
Hüseyin bir kızı sevdi.
Yırtık gömleğine, topal bacağına bakmadı da
Bir kır çiçeğine gönül verdi.
Ne yani, o erkek değil miydi,
Sevemez miydi bir topal?
Pantolonu yamalı olsa da




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!