Ayrılığın acısını
Yaşamadan çektin mi hiç
Damla damla gözyaşını
Ağlamadan döktün mü hiç
Gönül sazı çalar gibi
Yazan bilir ancak senin alanındaki yazını
Kalemin hak için yazsın lekeletme yazını
Ömür denen bir yudum su içmesini bilmeli
Doya doya yaşamalı baharını yazını
Özü sözü bir olana kimse leke çalamaz
Güzel günlere nasıl gelindi sanıyorsun
Bu memleket kolay mı alındı sanıyorsun
Nasıl bağımsız devlet olundu sanıyorsun
Emperyalizme karşı duran Cumhuriyet'tir
O günkü zor şartları yaşamayan gafiller
Dedim: Güzel nasıl düştün bu ele
Dedi : ‘’Söyleyemem sırdır bilesin’’
Dedim: İki kelam edelim hele
Dedi: ‘’Fazla sevmem ‘’dır dır!’’bilesin’’
Dedim: Seni burda ilk görüyorum
Olmaz hayal düşe daldı
Aradığı sağlam daldı
"Nasihat" bildiği daldı
"Her deri post olmaz!" derdi
Akşam uğrak yeriydi bar
Bir avuç yeşillik bırakmadılar
Rant uğruna betonlaştı şehirler
Nasıl talan ediliyor bak da gör
Ovalar denizler koylar nehirler…
Türkçemizi eylediler jargonlu
Yabancıya değil ancak
Dosta geçer nazım benim
Dost selamını kesince
Kışa döner yazım benim
Namertle aşık atarsam
Kurt kuzuyla barışmış
Birbirine karışmış
Aklım almaz bir türlü
Söyle kardeş bu ne iş
Nakarat:
Şiire türküye katar oldular
"Baldan tatlı" diye " bedava sirke!"
Çala çırpa göbek atar oldular
Böyle palyaçolar yakışır "sirk"e!
Ruhuna hırsızlık işleyen biri
“İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş.”
Aramızdan su sızmazdı bir zaman
Şimdi n' oldu böyle bize Efsane
Gönül kapım açık sana her zaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!