Akşamı sancılayan yalnızlığın
Uğultusunda
kızıl kalıyor şafaklar.
Gözleri özlem yorgunu
Bir rüzgar dağıtıyor saçlarını
Melankolik bir Ankara üzerine.
Ankara uykusuna uyanmış.
Birazdan insanlar,
Geceyi yastıklarında çürütürler.
hayatlarının kuytuluğuna sessiz bir buse katarak
Ben ise
Seni söküyorum düşleyişlerimi
ince dikişlerinde,
Yani yine ve her zaman ki gibi
sabaha bitkin ve morarmış
bir gökyüzüyle gireceğim...
Avare
Bitik
Ve yitik….
Gözlerimin penceresinden seyredalıyorum,
Sensizliği.
Firari güvercinler,
gözlerinin sahiline sığınmacı
bu gece…
bir ben kalmışım mültecisi
sınır telleri paslı bir ülkede…
hayallerimin ela bereketinde
hikayelerine emanet ediyorum düşlerimi.
Düşlerim
Hislerimin deltasında
tanrıça kültüne sunuyor seni.
Umutlarımı günahkar sözcüklerle kilitledim
Muska yaptım onları
Astım kayıp evrenimin boynuna
Belki ulaştırırlar sana
asi parıltılısıyla
yıldızlardan.
….
Saçlarının kıvrımlarından
tomurcuklanan mavilikler
küllüyorum sana.
Ve dudaklarının, şiirsel açlığında
Satırlaşıyorum kelimelerine senin.
Kokusu dağlardan ödünç
Bir Anadolu köyü gibi
sokuluyorum düşlerine senin.
Kıvılcımlarında ateşine üşüyorum
Sesinin.
Küllenirsem
Gülüşünde güneşe sunarım kendimi.
Özüme dönerim belki.
Cinsiyetsiz ağaçların gölgesinde
Ölüme yatırmalı
En karmaşık düşlerimi
Celladı parmak uçların, (senin) .
Pusulasız bulmalıyım kendimi.
Sarmaşık bekleyişlerin üzüntülerinden
arındırmalısın beynimi
neşteri sende nasılsa…
kelimelerim sarhoş bu gece
kağıdın senli tütsüsünde
dizelerim Ankaraya sokaklarında
yetimce
yalnızlığına ve sensizliğine çıldırıyor
Kayıt Tarihi : 11.6.2009 15:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)