Yağmur Şiiri - Sığladan Esen Kadın

Bi seyrettim, dolaştım seni sadece
Martılardan asfalta konmuş ıslak izlerde
Ağır işçi , kızgın kestane maşasında
Gürüldeyen ve tıslayan eski motorlarda
Rüzgarla sevişen saç tellerinde
Gözümü kısmamla devleşen lamba ışıklarında
Sahlepciye varmadan verdiğim nefeste
Nerden aktığı meçhul suların yansısında
Denizi yararak gelen feribot gürlemesinde
Usta balıkçının hırlayarak yükselen sesinde
Duvar dibinde kaçamak öpüşen gözlerde
Yeni pişmiş dondurma külahının kokusunda
Protestocuların gözlerindeki küfürde
Paslı demirin yeşile çalan küfünde
Işıltılı ve pırıldayan devasa vitrinlerde
Muntazam dizili kırmızı elma şekerlerinde
Çıtır kırmızının dilimde bıraktığı zevkte
Kaçık bir hoyrat mavinin çıkarttığı seste
Yüksek kalabalığın anlık sessizliğinde
Titreyen ve çınlayan kahve öğütücüsünde
Mavinin siyaha nasıl döndüğünü izlediğimde
Parlak ışıklı panoların söndüğü saatlerde
Bi seyrettim,dolaştım seni sadece.

Gün bitti ,gece eteklerini saldı şimdi
Bir yağmur bastırdı ki sorma
Sorma..."Kal" der gibi sağanak yağışlı
İsterse bekleriz sabahı ,acele yok
Yan yanayız ya bekleriz asırlarca

Şimdi sen ve ben bu sokakta
Bu saatte ve bu yağmurda
Bu saçak altında ve şu anda
Sadece olsan, gölgen olsa.
Beklerdik belki asırlarca

Veyahut çok çetin çıktı yağmur
Diyelim soğuğu yenemedi parmaklarım
Hissedemedi seninkiler benimkileri
Ozaman ceketinin cebinde arardın umutları
Bense uzayan ve kaybolan gölgene bakar
Beklerdim belki asırlarca.