Yağmur Şiiri - Murat Tutar

Kara peçesini geçirince yüzüne bulutlar
Yağmurlu bir gecede ıslandı ellerimiz
Bozuk bir para gibi yuvarlandık kaldırımlarda,
tohum serpemedik aşk yağmuruna
fidan olamadık,ağaç olamadık.
Akmadı yanaklarından iki damla yağmur
bir bankta oturup sarılamadık günahlarımıza
iki ayrı sınırda kalmış ellerimiz
hiç bir olmadı değmedi gülüşlerin yanaklarıma.

Bir türkü olmadı hiç yağmurun sesi,
çakan şimşeklerin yüce endamı altında
özgürlüğe kavuşmadı nice harf,nice şiir
nice kelam...
Başka baharlara kaldı zamanın kaygan yollarında
Geriye ne kaldı sana, bana, aşktan yana

Bu yağmur değil ki yanaklarımdan sızan
Ve ansızın bir hüzün sataşır pencereme
iki damla gözyaşı bir cellat yakama yapışan

Ve bir cenaze kalkıyor yüreğimden,gözyaşlarımla yıkanan
bir cenaze
Tövbe kapısından girmeye yaşım tutmasa daha
açsam kollarımı koşsam gözlerinin kabesine
ve açsam ellerimi en masum dualara
sevgiye,şefkate,aşka dair.
Hiçbir dil gözlerini anlatmaya yetmez
yeni bir dil bulsam anlatsam uzun bir hikaye
misali
hiç dinmeyen bir yağmur altında