Xalide Efendiyeva Şiirleri - Şair Xalide ...

Xalide Efendiyeva

Nece zülmetdi bu dünya.
Nece dehşetdi bu dünya,
Tutaraq erşin elinden
Dolanan derddi bu dünya.
Kimine mehrini vermiş,
Kimine sertdi bu dünya.

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

Bu gün gözlerim aladır
İllerden sonra özüme baxmaq üçün

Yuxudayam - en mesum vaxtımda
Görmürem başucumda oturanı
Xetalarımı görmek

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

Sözünü at
Dilini yut
Çok uçurumsun
Düştüm,
d/üşüyorum
Ütülüyorum sözlerini

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

Bir havuz kenarında,
Bir masa arkasında sen ve ben
Başka da kimse...

Belki de vardı kimlerse
Bizim bizden başka gördüğümüz...

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

Herşey değişecek etrafta
Başkent yeniden yapılacak
Çocukları korkutarak uykusunu bölenler
Affedilmeyecek asla

Unutulmaz unutulmayacak asla

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

Usul usul git 
Geldiğin gibi...
Birdenbire değil
Dostluğun iyi duruyor
gözümün aynasında
Seni de kaybetmek istemem

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

Gözle meni, döneceyem
Yeter ki, inadla gözle
Sarı yağmurlar
Hüzün getirerken gözle
Qarlar sovrularken
Güneş yandırarken gözle

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

1.
Ele bilmeyin ki, derd çekirem men,
Derd ile arama sedd çekirem men,
Bir adın üstünden xett çekirem men,
Bir adın altında min adam ölür.

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

Bir qurbangahdan qurtulmuş kimiyem
Atamı andım bir anlıq
Atama xatireydi müharibeden:
Köhne, zencirli cib saatı
(Qursan da çalışmır indi)
Deri qılaflı eski fin bıçağı

Devamını Oku
Xalide Efendiyeva

Ad günümde bir cüt fincan hediyye aldım yaxın bir dostdan:- Saxla, heyat yoldaşın qürbetden döner, çay içersiz bu fincanlarda- dedi. Göy qutunu açdım, qeyri-adi göründü mene.
Fincan qızılgüle, nelbekisi yarpağa benzeyirdi. Qırmzıyla ağın ahengi başqa gözellik vermişdi fincana.
Otuz iki illik evliliyimizin demek olar ki, yarısını Rusyada yaşadı. İş üçün getmişdi, başqaları kimi çörek dalınca.Yol gözleyirdik, bir ümidin yolunu, on iki il men, dörd il bir cüt fincan. On iki il az deyildi... Haçalandıqca artan zaman mesafesinin iyirmi dörd illik ayrılığıydı bu. "Dönmeyecek"-deyirdi içimden bir ses.
Nehayet döndü. Xesteydi, hekimler diaqnoz qoydular.Ağlımdan keçen üreyime şimşek kimi düşdü... Heyatın her üzünü gören men, hele bu qeder çaresiz ve aciz hiss etmemişdim özümü.
Onun her gün erimesi eritdi üreyimin yağını, gözümün nurunu. Qurban olmaq can vermek deyilmiş, canından can vermekmiş. İllerle gözlediyim ümid her an azalırdı gözlerimin önünde. Düşündüyüm ve her gün özüm - özüme tekrar etdiyim bir cümle vardı:
- " Bu acı günlerin hesretini çekeceksen"

Devamını Oku