Konuştuğumuz gibi: Senin istediğin oldu
uzaklarım bitti, gökyüzü yabancı bana.
Beni bağışlama,
kanıma paslı jiletler karıştır
evden kaçan kızlara iyi davran
aşktır diye vuruşalım istersen
Geceden bir pencere, yılanlı duvar
muslukta kan sesi. İçimizde
ıssız ve ısıran uykular
Damla damla birikiyor ölüm
bir dilin yıkılışı gibi
dünyadan çıkıp gidiyor kuşlar.
Asitle parlatıyoruz hayatı, ölümün hızıyla
Yaralarımıza çakılan buzla besleniyoruz
Nerede yenilirsek orada şımarık bir ayrılık
Kalbimiz, artık durmalı aşkların dargın yüzünde
Kar gelecek, kimse kimseyi beklemesin, yollar kırgın
Usulca gökyüzüne kapandı her pencere.
Bir çiçek, açması yasaklanmış
bir gül ama kokusu yok,
bir ceylan uzak tutulmuş suya
bir soru, yanıtını arayan.
Bir dağ aşınarak yaşadı, o kadın
Geçersiz bir yolculuk seninki
dönüp arkana bakıyorsun.
Kıyıların çoğalıyor ama darsın kendine
bir imgenin borcusun
avucunda bir kan damlası.
Anlat bunu bir insanın hiç yaşamadığına.
Hiçbir gecede yokum, artık bilemem
uykularını kırdığın yeri, ışığın karanlık
gözlerin kül içinde, bir yasemin gömülü
kalbinin arkasına, dağları çizen bir ayrılık kokusu
sonra sen, yırtılan yerlerinden görünen yüzüm
daha ne olsun, her gündür ah, acıyla biten
Uzaklıklar getiren yüzün anlam biriktiriyor
orada yaşamak bir ayrıntı, orada parlayan boşluk.
Neresinde duracağımı bilseydim Dünyanın
ses olur düşerdim sabaha. Kendini savunan
bir sözcük gibi hançerle yazılırdım. Aşkı aşkla
ölümü ölümle, kalbimi ayrılıkla korkuturdum.
Her akşam gelişen bir ayrılık buluyorum odamda
duvarlara gizleniyor, ruj lekelerine
müzik sesine ve kocaman boşlukta bir kadının
yalın yüzüne. Onun aklı bir şelalede
hep bir martıyla birlikte
üstelik güz düşkünü. Kanı küstürmek telaşından
Zaman hiç kullanışlı değil. Çoğu kez
anılar bizi yaşar. Orada çıktım kırılan bir şafağa
yalandan çatlamış kent; boşluk biriktiriyor
üstelik pusuları rengarenk. Hep çarpıştım
beynime dadanan halkın uzak yüzüyle
bozgun üstüne bozgun, her buluşmanın sonu ıssız uğultu.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!