Ne çağlayan nehirlerin sellerini gördüm,
Hepsi diz boyunda kaldı,
Ne küçük dereler,çaylar gördüm,
Yanan yüreğimi benliğimden alıp götürdü.
Ne faniler gördüm ölümden korkan,
Soğuk kış gecelerinde,
Titriyorken ayazlarda kaldırım üzerinde,
Karanlık köşelerde şişeyle içiyor,
Rahatladığını görüyorum ve uyuduğunu o sarhoşun.
Köprü altında tiner çeken çocukları,
Gözlerimde canlanan anı var sadece,
Öksüz bırakıyor düşündükten sonra,
Ömür boyu yalnız,
Mazi canlanıyor gözümde,bir damla yaşta kalıyor.
Durmuyor yerinde yüreğim,
Ararım son nefeste bile.
Bırak üç günlük dünyayı,
Kabir azabı çekerken bile ararım,
Benim gönlümde kıyamet kopmuş,
Hayallerim toplanmışken arasatta
Ümitlerim cehennem azabı çekerse de,
Akşam oldu buralarda uyuyorum,
Rüyalar başladı ardı ardına,
Hepsi birer kabus oluyor,
Sen neredesin,hadi gelsene.
Ne konuşmanı,nede gülmeni istiyorum,
Ayaklarımın altına sersin yollar,
İlahi güllerin tüm maviliği,
Secde etsin aşılan aşılmayan tüm dağlar,
Ben benimle ala gözlü şaha gidiyorum.
Yarılsın dağlar inleten adımlarımla,
Dün gece usulca kaydı gözlerim,
Yıldızları izlerken kara topraklara doğru,
Tacize başladı acılar ordularıyla,
Baskın yedim,vurgun yedim kara sözlerinden.
Nöbet tuttum uyumadım,umutlarımın üstünde,
Hayat sence nasıl yazılır ki!
Bir ağır romanla mı?
Bir hikaye yada yalancı bir masalla mı?
Gökyüzüne yıldızlarla yazılmış şiirlerle mi?
Nedir ki hayat?
Çığlığım yankılanıyor gecenin karanlığında.
Bak yine bir isyanımın savaşındayım,
Mısralarımı ve hayallerimi süsleyen sen,
Elimde ki şişe,ben ve yıldızlar ağlıyoruz.
İsyanım,bazen yıldızlı gecelerde,
Dağlar inliyor,bu nasıl ayrılık diyor,
Ağladıkça gözler,isyanın sazını çalıyor yavaştan yürek,
Gökler şakırdıyor,yıldırımlar yağıyor kayalara,
Lambalar yine de yanıyor arsızca karanlık kuytularda.
Arkama bakmadan gidiyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!