Bir fincan sıcak kahvenin buğusundayız,
İkimizde buram buram ütopya kokarız hayallerimizle,
Üzerindeki köpüğü gibiyiz, sarmaş dolaş
Dudaklarımıza birbirimizin öpücüğünü kondurur gibi
Bir fincan kahvenin hatırındayız,
Düşmüşüm,düştüm işte yokluğuna,
Düşmüşüm uzak karanlıklarına,
Düşmüşüm,düşmüşüm zindanlarına,
Senin yollarına düşmüşüm,düşmüşüm uçurumlarından.
Yalnızlığıma düşmüşüm,yokluğunda var olan hayalinle,
Üşüyorum park köşelerinde,
Birkaç kelime yazıyorum hayaline,
Hayaline sarılıyorum ardından.
Avunuyorum ve avutuyorum aşkımı birkaç şişeyle,
Şişeleri kırıyorum ardından.
Son kez sana yazıyorum,
Tek yazmanın yolu buydu,
Öyle bir yara açmışım ki kalbimde,
Yıllardır arsızca kanar,
Kanar da ne bir an sızısı diner,
Bir rüzgar esmeli,
İncecik saçlarını dağıtmalı yüzüne,
Raks etmeli,dalgalandırmalı yıldızlara doğru.
Rehin almalı bir çift gözü,hapsetmeli,
Ürkek bakışlarını alıp götürmeli matemlerinden,
Esmerliğinde bir hazan akşamı;
Ufkun son kızıllığı yüreğimde,
Yavaşca batmakta güneş.
Sessizlik;
Sadece derinden bir ölüm nefesi,
Sensizliğe,sana ve umutlara son kez eyvallah,
Esen rüzgarlara saldım sevdalarımı,
Uçuşuyorlar ve şaşkınlıklar içinde kaçıyorlar,
Vuslata vurdu geçen zaman,bende uzaklaşıyorum.
Sana,sensizliğe ve umutlara adandı bu sözler,
Yazarım,şairim,hep sevdam için yazarım,
Benim içinde acımasız bir kara yazı yazılır,
Ayrılık okur,acılarıyla,amansız,dermansız,
Her okuyuşundan sonra bir kalem kırılır.
Firariyim,kaçağınım mahkumiyetinden,
Yüreğim gars’ın gala’sı kimidir bilesen,
Neçe cenklere meydan olufdur,
Yüreğim gars’ın galası kimidir bilesen,
Yüce birez heybeddi birezde gorğunç olufdur.
Sarp gayaların üsdünde asırlardır meydan oğumuş kimiyem,
Kahpelikler içerisinde kalmış,
Asi bir sevgiyi şahlandırıyorum,
Sırtımda kanıyor arsızca,
Yalnızlığın son vurgunları.
Yüreğimi bırakıyorum artık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!