Güne ışıktan daha hızlı hükmediyordu siyah,
Açık denizde hızla kaybolup giderken gün,
Sessizce berraklaşıyordu karanfil yüzlü ay.
Göz yuvarları gözlerine mezar olacağı zaman,
Görünmeye başladı gökyüzünde karanfiller,
Ciğerlerden dolu dolu çıkacak olan çığlık,
Hiç hazırlık yapmadan,
Çıkmak için sessiz geceye,
Almadı izin.
Tam düğümlenmek üzereyken, kaynağını hatırladı çığlık,
Taştı sevinç çeşmesi,
Yani acıtsa bile ortaya çıkacaktı dişlerin ötesinden,
Parçalayacaktı gecenin karanlığını.
Daha fazla dayanamadı yüreğine karanfil sızan adam,
"Hoş geldin" diye bağırdı geceye.
Kilitlenmişti gözleri karanfil yüzlü ayın gözlerine,
Bu büyülü anı bir köşeden sessizce izliyordu göklerin tanrıçası,
Şahit olmamıştı Venüs yıllardır böyle bir şeye,
Serpti yıldızlarını geceye.
Gecenin ve gökyüzünün tanrıçasıydı Venüs,
Tozlu anılarını hatırladı bu dansı izlerken,
Geceye serptiği yıldızlara yenilerini ekledi,
Anılarındaki tozlar silindikçe.
Gözlerini karanfil yüzlü aydan ayırmadan,
Fark etti çevresindekileri adam,
Çekik gözlere benziyordu yıldızlar,
Gecenin saçlarına yağıyordu yıldızlar,
Karanlığa rağmen aydınlatıyorlardı kutsal dansın zeminini.
Gecenin saçlarına yağıyordu yıldızlar,
Var gücüyle saçıyordu Venüs yıldızlarını geceye,
Tanık olmamıştı yıllardır Venüs böyle bir sevgiye.
Hiç bu kadar çok yıldız görmemişti gece,
Alışkın değildi saçında bu kadar ağırlığa,
Gecenin saçlarına düşüyordu yıldızlar,
Yaşlanmaya başlamıştı gece.
Gözleri kilitlenmişti karanfile,
Gözleri bir şeyler anlatıyordu karanfile,
Gözleri dans ediyordu karanfille.
Daha fazla dayanamadı Venüs,
Kayan yıldızlar gönderdi geceye,
Ödül verdi mucizeler yaratan karanfile,
Nedenini bilmeden ağlıyordu göklerin tanrıçası bir köşede.
Asırların yükünü boşaltıyordu Venüs'ün göz pınarları,
Venüs'ün gözyaşlarıydı kayan yıldızlar,
Venüs yıllardır bu kadar yıldız göndermemişti geceye.
Doğa müziğiyle heyecan katıyordu karanfil irisi gözlere,
Yaptıkları şey bir tangoydu,
Latin soyluların tangosu,
Kutsal bir aşk dansıydı Arjantin'de.
Bir martı gönderdi Venüs gecenin karanlığına,
Usulca süzüldü martı yıldızların arasından,
Kaptı karanfili adamın elinden,
Yükseldi karanfil yüzlü aya.
Kalbi şişti ve bu sefer daha hızlı attı çığlığı,
Aynı yolu izledi çığlık, yaşlanmıştı gece,
Yırtıldı o siyah perde,
Gökyüzüne düştü sevginin resmi.
Çığlık yükseldi ve karanfil yüzlü ayın kalbinde yankılandı,
Sessizce izledi yıldızlar bu gösteriyi,
Sessizce dolaştı dünyayı çığlık,
Hayatın kıyısındaki sert kayalara çarpıp yankılandı.
Kayaları bile kırdı cesurca,
Yavaşça gündüze dönerken gece,
Eşlik ediyordu yıldızların ve Venüs'ün alkışları hala yankılanan sese,
İki kelime söylüyordu hala ses, orijinal şiddetiyle,
Yürekten gülümsüyordu karanfil.
Kayıt Tarihi : 1.8.2024 00:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!