İSYAN
Sen nerdesin geceler çekilmiyor
Omzuma hüzün çöktü hiç inmiyor
Dertler azılı katil gibi peşimde
İlmiği hazırlamış dört bir yanda anılarla beni boğuyor
Affet bizi ya Rabbim
Nabızlarımız tekler de sen çare olursun
Gözlerimize toz kaçarken de çare sensin
Biz seni unuttuk sen unutma bizi ya RAB
Kapında kul olmadık kula kul olduk
Ellerimizi sana açmadık el açana el açtık
farz et kokamadı ellerim sen
farz et dudaklarım taşımadı sıcaklığını
farz et ben ölü sendiri
farz et ben olmadım hiç
farz et...
ama bu sevgibi fark et...
CENNET KOKULUM
Çık gitti hayatımdan cennet kokulum
Nasıl girdinse öyle sus git hayatımdan
Tenimi bırakmıştım uykusuz geceye
Hayalin girer konuştuğum her heceye
Sevdim seni derken gülen gözlerim şimdi yaşlı
Doğumların en güzeliydi
Doğanların en hayırlısıydı
Varlıkların en bereketlisiydi
Hoş geldin ya resülullah
Sema ya bakarak doğmuştun
Ateşe tapanların ateşi kül olmuştu
DOST
Babam öğretmişti bana dost için can verilir
Annem öğretmişti bana dost için dünya yakılır
Şimdi merak ediyorum
Olsaydı eğer annem ve babam yanımda
Ağladığımı kimseye söyleme anne
Onlar beni güçlü biliyor
Onlar beni en zor günümde bile ayakta biliyor
Ben aslında gülerek geçirdiğim her günün akşamı evde
Ağlarken
Onlar benim içimin sızladığını
düşüncelerim çıplak mahkemelerde yargılanırken satırlarım kılıçını çekti tek tek
ve ölüme hasret bakışım vardı sorgusuz sözleri ile benden kalan yada senin bildiklerin yada bilmeye çalıştıkların kör bağnaz ve beynimi kemiren iğrilti bir kaç şarap tadında sonbahar yaprakları yol kenarında ve üzerleri tozlu tıpkı beynin gibi ve tıpkı o beyinle hayal edebildiklerin gibi yırtım ben dünyanın şah damarını kanlar artık kırmızı değil tıkı istanbulumun o eşsiz huzur dolu akıntıları gibi
yalan olan herşeye selam verenleri ve verdikleri kuşlara bayat ekmek dilimleri gibi kişilikleri ile ben onlardan bacağımı sıyıran kurşun gibi sıyrıldım ama izi kaldı kalbimi ve beynimi çöp eve benzetmeye çalışan sen evet sen
sen karadutlar altında duran ve şeytanla tangosunu yarım bırakan sessiz çığlıkların çobanı sen içimdeki ses misin yoksa benim beynimin bana oyunumu tıpkı biten aşklardan sonra yağan yağmurlar gibi sanki onlar daha mı tuzluydu..
alıp başımı çekip gitsem ve gidişimle yitsem diye düşünüyorum boş yer kalmamış canım dünyamda ve sanki ihtiyarların bir damla tebessüm bulduğu anılarla dolu o eski sanduka gibi ve gibilerin içinde kalan bir sır gibi ey hayatımın son çizgisi gel bak ben bekliyorum o karanlık dar ve soğuk sokakları hadi gel...
Kendinden utanacaksın
Ağustosun sıcağında üşüyeceksin
Arayacaksın seni saran kolları
Sana bakan o gözleri
Yaşadıkların gelecek aklına..
Yırtılan hüznümü koynumdan alıp da
Geceler gibi saramadın yar
Biten sigaramı yeniden yakıp da
Nefesim olup da içime dolamadın yar
Kapattım kalbimi Söz geçirmek zor
Aşkın tarifini yapmak sana bana zor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!