Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!
Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!
Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgara salıver gitsin!
(1923)
Kayıt Tarihi : 6.8.2000 21:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Orta çağın karanlığı mı?
Karanlık ne aydınlık ne önce onu anlasanız!
"Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum;
Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum”
Fazıl, bu şiiri yazarken saf, duru, ruhu güneş gibi aydınlık,
yüreği kıpır-kıpır, duygu yoğunluk zirve yapmış?
Ancak ne hikmetse 40 lı yaşlardan sonra orta çağ karanlığına
doğru tornistan yapıyor. Boğazına kadar irtica çamuruna
bulanıyor. 80 yıllık ömrünü iki ayrı hayat gibi yaşıyor. İlginç
ve oldukça düşündürücü?
TÜM YORUMLAR (53)