Uzun uzun sustuk, sonra bir bezirgan gibi döndüm
Dört bir yöne, ve ona hışımla
Nasıl da terazisi belli,
Ağırlığı, uzaklığı ve acısı belli
Muson yağmuru olmayan sevdanı sıktın ellerinde
Yürüttün gamını genzine kadar
demirin demire sıyırması gibi
Her gün, her sabah, her gece
Ve dahi rüya fasılalarında onu zikir,
Nefes zikir, nefis kaçak,
Acaba?
Yok yok zamanı değil!
Ama?
Belki bir gün bir yerde…?
Hiç birisi olmadı, olmayacak
Ağlamamanın ve haykırmamanın pençeleri esir alan
Ve gençliğine küskünlüğün artışı korkutan
İstanbul’dan Antalya’daki cephene baktıkça
Savaşın ve sevdanın şakası olmaz
Acabası ve duraklaması…
Hazmedemezsin zırhının kırgınlığını, yara besleyişini
Dünü, geçen anlık yangınları onsuzlukla onayamazsın
Olabilirler de olur, olmazlar da
Yeter ki bir devrimcinin sol yumruğu kadar havalansın
Ve vursun kalbin
Bir daha
Ve bir daha
Kayıt Tarihi : 18.4.2010 02:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Başka bir şehirde başlayıp Antalya'da ipi kopan bir aşkın, bir dostun bitmeyen aşkının anısına
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!