Ve Tanrı öldü...
Dediler ki, 'İçindedir Tanrı.
Şah damarın kadar yakın.'.
Dediler ki, 'Damarındaki kandır,
Bedenindeki ruh,
Avuçlarında bir dua.'.
Palavra...
Gördüm.
Sokak ortasında,
Kan gölü içinde bir kadın,
Soğuktan donmuş bir bebek cesedi.
Elinde silah bir zalimin,
Ensesine dayanmış masumun,
Zulmün nefesi.
Dudağında bir dua.
Öldüler, öldüler heeey!
Tanrı da öldü.
Duydum.
Çığlık çığlığa kalabalık arasında,
Çaresizce didinen bir baba.
Patlayan silahlar,
Duvarlarda kurşun izleri.
Dağılmış ocak,
Dağılmış her yere kan...
Şah damarından vurulmuş evlat.
Öldüler, öldüler heeey!
Tanrı da öldü.
Başı avuçlarında genç bir adam..
Kahrolmayan bir kapitalizm kapısında.
Kul köle olmuşken bir millet paraya,
Çöpe uzanan minik bir el,
Bir baş sonra yanından geçen,
Tertemiz elbisesiyle bir it.
Yaşamak farklı.
Sonuç aynı.
Açlıktan biri,
Doyumsuzluktan öteki...
Öldüler, öldüler heeey!
Tanrı da öldü.
Adım attığım yer açlık,
Yürüdüğüm yol kanlı,
Feryat figan olmuş memleket.
Pişkin pişkin söylüyorlar,
Gözümüzün içine baka baka kandırıyorlar.
Bir dua imiş Tanrı.
Avuç içinde imiş.
Kimin duası peki bu hayat?
Kimin avucunda Tanrı?
ESMA FURAT
Kayıt Tarihi : 28.6.2018 14:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kimin duasında bu hayat..?
Kimin avucun da Tanrı.. ?
Kutlarım
TÜM YORUMLAR (1)