Ve şimşek ve yağmur ve hilal

bir fecir vakti ki
ömrümün tüm susuzluğuna eş
ıslanmıştım ruhuma kadar
ışıklı beyaz bir top gibiydi ay
gök kubbede gülümseyen bir yüzdü

yine oradaydı
ben dışarı çıkınca o da çıkıyor
benimle geliyor
incir ağacından bahçe kapısına doğru
benimle yürüyordu
dünyanın uydusu

dahası gökyüzünde
çok büyük daha yıldızlar ve gezegenler
anlamıştım ne kadar küçük olduğumu
üzülmüştüm
sıradan,
önemsiz hissetmiştim kendimi

ne ehemmiyetim olabilirdi ki
kaybolmuştum kocaman evrende
ha varlığım
ha yokluğum

*
emin olduğum tek şey
her insan tek başına çok önemli
tarlaya tohum atan
meyve sebze satan
balık tutan her insan çok değerli
bir kediyi besleyen
yeşili koruyan herkes çok saygın

sokakta başka biri daha var mıdır diye düşünmeden
evinden çıkan her bir kişi
kaç yüz bin kişi için
istiklalsiz istikbal olmayacağının kanıtı
vatan için
tek vücut olmak için

bir şehit
ülkedeki tüm iyi insanları nasıl kenetler
istiklal marşını söylerken
kaç milyon insana istiklal marşı söyletir
şahit olur melekler
şahit olur gökyüzü
şahit olur yağan yağmurun kalbe inen her zerresi

*
kendimi yağmurun yağmur oluşundaki sebepte buluyorum
Allah’ım hiçbir gözyaşı tanesini karşılıksız bırakmıyor
teslim ediyor en güzel yerde sayısızca katreleri
kendi misafirlerine ikram ediyor affını, keremini…
kabul ediyorum
başım gözüm üzerine
seyrediyorum
Rahman’ın kullarını gök yaşlarıyla ıslatışını

o hiçlik denizine karışıyorum tüm zerrelerimle
affı ve keremi bol olan
iltica edenlerin dualarını işitiyor
canı gönülden amin …amin diyorum

içinde eriyorum
bir değirmende öğütülen buğday tanesi gibi
hıçkırıklarla
dualara el açıp amin diyerek
göğün sinesinde açılmış rahmet kapısına
münacaat ederek
katrelerce gözyaşlarıyla

gözyaşı, bidayet
gözyaşı yazgı
insanın mayasına fevç olmuş
yaratılışın mütemmim cüzü
her damlasın da boğulma
bir rahmet ışığı
bu yüzden yağmur olup ağlar gök

bu yüzden leyla ve mecnun çöllerde
aşkı uğruna susuz
aşk uğruna zülal olup çağıldar
sineleri aşkıyla hararetle kavrulur
mahiyetinden bir nebzecik nasiplenmek ister

bir fecir vakti ki
öyle müthiş
öyle bir yağmurlu ki
gökyüzünün tüm serencamı kalbe iniyor
hıfzıma kazınıyor
ve şimşek
ve yağmur
ve hilal
ve o muhteşem hissiyat
ömrümün tüm susuzluğuna

redfer