Bir tohum düşer sessizce toprağa,
kanat çırpar zamanın rüzgârında,
döngüler içinde kaybolan bir an gibi,
diken üstünde dans eden bir yıldız.
Gökyüzü, derin bir aynadır
kaybolan benliklerin yansıması,
nefes alır yıldızlar ve boşluk,
bir titreşimdir varlığın kalp atışı.
Toprak,
ellerimizin izini saklar,
her adımda
kendi sessizliğimizi buluruz,
ve kayboluruz,
bir sonsuzluk oyununda.
Karanlık, bir dosttur aslında,
gözlerini kapattığında,
ışıkla konuşan gölgeleri görürsün,
kendinle buluşan o ilk anı.
Bir nehir akar, zamanı yanından sürükler,
her damlasında eski bir hikâye gizlidir,
kendi yolunu çizer,
ama denize varmak zorunda değildir.
Rüzgârın sesi,
unutulmuş şarkıları fısıldar,
özgürlük ve hüzün arasında,
varlığın ince çizgisinde dans eder.
Ve biz,
çamurdan yapılmış bedenler,
sonsuzlukta yankılanan bir sessizlikte,
varoluşun sırrını ararız,
kendimizi buluruz,
kayboluruz.
Köklerimiz sarar yerin derinliklerini,
suskunlukta konuşur taşlar ve zaman,
her kırık dal,
yeniden doğuşun hikâyesini taşır içinde.
Gözlerimiz, karanlığın içinde parlayan yıldızlar,
bilinmeyen bir evrende
yolunu arayan pusulalar,
sessizliği dinler,
kendini keşfeder.
Düşlerimiz, geceyle örülmüş örümcek ağları,
güçlü ve kırılgan,
her dokunuşta
gerçeğe biraz daha yaklaşan.
Ve biz,
sonsuzun kıyısında
bir anlık varlık,
büyük bir sırra tutunuruz,
nefesimizle evreni şekillendiririz.
S.GÖL
Seyrani Göl
Kayıt Tarihi : 19.7.2025 07:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!