Gözlerden uzak mütevazı bir çay bahçesinin yosun kokusuna en yakın masasına oturmuş, baktıkça hipnoz etkisi yapan yakamozu izlerken, yan masada oturan iki arkadaşın konuşmalarına ister istemez kulak misafiri oluyorum. Davetsiz bir dinleyici olmaktan hoşnut olmamakla beraber, uğultunun içinden gelen bu iki sesi özenle seçtiğimi fark ediyorum.
Biri üzgün, sinirli ama hayal kırıklığının siniri bastırdığı bir ses ‘’ Ben güvendim abi ’’ diyor. ‘’ Bu ikiyüzlülüğün nedeni ne? Dosttu ya sözde… Diğerinden tecrübe akıyor, hafif çatallı, güven titreşimleri gönderiyor diğerine. ‘’ Dost..? ‘’ diyor, hafif hayrete düşmüş, bilgiç bir tavırla. ‘’ İki ay önce tanışmıştınız değil mi? ‘’ Susuyor sonra. İkisi de kesiliyor seslerin. Mesaj gitmesi gereken yere ulaştı sanırım diye düşünüyorum ki bana bile uğradı geçerken… Biraz da acıttı aslında. Bakışlarım ışık oyunlarına kilitlendiğinde, aklıma gelen benzer halimi düşüncelerimden kovmaya çalıştığımı farkediyorum. Sonuç: Başarısız…
Sinir, üzüntü, hayal kırıklığı masa değiştiriyor. Yayıla yayıla kuruluyorlar yanıma. Hastalığımdan oyun diye bahseden sözde dostun bana kazandırdığı güvensizlik, önümdeki kayıktan göz kırpıyor. Alabora olan güvenim son çırpınışlarında. Kurtarmak istemiyorum. Kaçırdığım bakışlarım, yakın bir yerden atılan havai fişeklere takılıyor. Beni mi kutluyorlar..?
Gökyüzündeki bu renk cümbüşüne aldırmadan çayımı yudumlarken, değişmeye zorlandığımız gerçeği inceden içimi sızlatıyor. Önce güveni kaybediyoruz. Sonra samimiyeti, içtenliği… Sonundaysa, mekanik işleyişin duygusal robotları olarak uyanıyoruz yeni güne. Eksiliyoruz..!
..
Üzüntü yüzündendi
Bıyıklarımın saman sarısına bürünüşü
Sonbaharı üst dudağımda yaşayışım
Kış karası sakalım
Ağaran saçlarım
Yaz gecesi gözlerim
Dört mevsime eşlik eden surat bırakıyordu
..
Nice ümitler ve nice dileklerle, yaşadıklarını ve yaşayacaklarını tahayyül eden bir çift güzel göz…
Rüzgarda uçuşan feracesi, sanki bir gün gençliğinin de elinden uçup gideceğinin habercisi…
Ufuk çizgisinde tüllenirken hayalleri, ne üzüntü ne keder gelir lübbüne…
Bulunduğu zamandan bir baksa istikbale dürbünle, ne elemler görecek hüzünle…
Ya Rabbi! Ne büyük bir nimettir şu istikbali bilememe! ...
..
Bıktım artık sevdiceğim
Boşluktan, hiçlikten, sıkıntıdan, özlemden
Bu çile bitsin artık
Hep keder, hep öfke, hep üzüntü
Bir su damlası mutluluk,
Bir nefes alımı,
özgürlük artık....
..
Hayat gitmek ister benden,
Ruhum çıkmak isterken içimden...
Kollarım saramaz aramızdaki boşluğu.
Kalbin sıcaktır şimdi ördüğün duvarın taşlarından.
Hasta uyur geç kalırsın,
Sonra anlık bir üzüntü duyarsın.
Yaşarsın işte öylesine bilmeden neden...
..
Korkutur hayat kalabalık olsa da
Zaman bir kısa bir uzun mu
Kâh sevinç mi kâh üzüntü mü?
Kurada ne çıkarsa bahtına
Resmindeyim yere düşen akislerde
Bir mutluluk figürü
..
Yokluğunda öyle perişanım ki,sorma
Umutlarım yarı sönük,derbeder,
Rahat denen huzur bende yok artık,
Dertler bende,acı bende, bende keder.
Arzularım karşılıksız,dinmiyor sensizliğim
Gayret ediyorum,yokluğuna dayanmak için
Üzüntü yıktı beni,Mecnundan farksızım
..
barış barış sevgi sevgi tüm düyada olan herkese
gecem küskün gündüzüm küskün yüregim aglar
geçen üzüntü dolu yaşama ömrüme olsun olsun
ben inadına barışdan yana yüregim
bem beyaz sayfalar açtım yüregime
inadına sevgi dagıtıyorum
bu hayata bitmiş olsada yinede barış sevgi diyorum denizlere bak
..
Dertliler meclisinde, meclis an oldum,
Dertlerini birer birer, döktü yarenler.
Anlattım onlara, her derdin tarifini,
Gözyaşını damla damla, döktü yarenler.
Kadehlerden süzüldü, ince bir sızı,
Mest olup kendinden, geçti yarenler.
..
Hep yarın diye diye,
Erteledik bugünü yaşamayı,
Hep kararlar aldık,otuzbir aralıklar'da,
Rejimlere bile başlamayı hep pazartesi'lere bıraktık.
Tadını çıkaralım hayatın,yaşayalım bugünü,
Dün zaten çoktan karışmıştır maziye,
..
AĞLATMAMALI AŞK
Ağlatmamalı aşk
Güldürmeli yüzümüzü
Gül bahçesine çevirmeli
Özümüzü...
Dağıtmalı kara bulutlarımızı
..
Kimine göre komik, kimine göre hoş, kimine göre boş bir hikaye anlatacağım şimdi size...Baştan söylüyorum; gülmek serbest gülebilirsiniz :)
Veee gelelim hikayemize.....
Bir dünya yarattım kendime..Kimsenin bilmediği sanal bir dünya..Sadece şiirlerde konuşabildiğim, zaman zaman alaşağı olduğum, kavgalar ettiğim, sevdiğim, nefret ettiğim bir sürü şey yaşıyorum bu dünyada..Acı çekiyorum, gözyaşı döküyorum..Ve gün ışığı ile birlikte o dünya bitiyor..Tasasız bir dünyada buluyorum kendimi..Ne üzüntü, ne aşk, ne nefret, ne hareket…
Düşünüyorum, gerçek dünya ne veriyor bana? …Giyiniyorum, süsleniyorum, yemek yiyorum, televizyon izliyorum, geziyorum, arkadaşlarımla sohbet edip kahve içiyorum..Siyasetten, güncel konulardan bahsediyorum..Arkadaşlar eşlerinden, çocuklarından anlatıyorlar; dinliyorum.. Arkadaşlarımı dinlerken, bazen ‘aman iyi ki koca derdim, çocuk derdim yok’ deyip seviniyorum… :) ‘İyi ki özgürüm, iyi ki yaşamımı birinin ellerine verip tüketmemiş, tükettirmemişim’ diyorum…Yoksa genç kalabilir miydim böyle :) Bu bir teselli mi, bilmiyorum..Gün, böyle bir döngü içinde sürüp gidiyor…
..
-
Yalan gerçekler.
-
SİZ HİÇ ÇOCUĞUNUZA KİBRİTÇİ KIZ MASALINI ANLATTINIZ MI?
..
Çepeçevre etrafımı,
Sarma da ümit'ler,
Dünü,bugünü,yârınımı,
Bir bir beklemede'ler.....
Doğan günün sabahın'da,
Açma da gözünü his'ler,
..
İncitmediğin hâlde yine sıkıntıdasın,
Moralin hâlâ kırık, geçmiyor hiç sıkıntın…
Şahsın böyle olmazdı, içinde üzüntü var,
Dinmeyen bir tür sızı, ruhunu ediyor dar…
Neyse ki namaz vakti, ezan da okunuyor,
..
Geçmiş-gelecek
İyilik-kötülük,
Güzellik -çirkinlik
Dostluk -düşmanlık
Mutluluk -keder
Üzüntü-sevinç
Varlık -yokluk
..
Hayat öyle garip bir canavardır ki
Bazen mutluluk üstüne sevinç
Bazende üzüntü üstüne depresyon ve
Bazende küçük yasam mücizeleri üstüne
Kabus ve hüzünlü yasam sonu verir ve
Yine hayat öyle acımasız ki
Tüm acımasızlığın ve zalimliğin üzerine
..
geri getiremez
cıvıl cıvıl
barışık yaşamları
ve onurlu savaşımları
ne üzüntü
ne hayaller
ne serzenişler
..
ay battı gözlerinde
çevremiz büsbütün
hüzün
gecenin dibindeyiz artık
günden yüksekçe
karanlıktan uzak
..
Sağa sola bakma öyle, niçin beni arıyorsun?
Hayalinle durma öyle, yüreğimi yakıyorsun.
Anacığım derken o gün bir üzüntü vardı bende,
Sesim çıkmaz sanıyorsan dinle biraz kulak ver de.
“İnliyorum” anacığım, makberimin derininden,
..