ÜZÜNTÜ ŞİİRLERİ

ÜZÜNTÜ ŞİİRLERİ

Nurten Temel

Nedensiz bir üzüntü sardı beni
Kanatlan git üzüntü
İstenmiyorsun…
Tacımdaki kır çiçekleri solmasın
Avuçlarım zaten boş
Gözlerime yaşlar çökmesin
Kanatlan git üzüntü
..

Devamını Oku
Büşra Özdemir

Kaybedenler kulübü yarattım içimde. Kazanamadıklarıma üzüldüğüm yer burası. İçinde üzüntü, mutsuzluk sofrası. Soğuk ve cansız. Sıkıcı ve kansız. Kaybedenler kulübü burası. Yitik ümitler diyarı. Burada sanki küçük bir ülkenin padişahıyım. Sızlamalarım da benim halkım. Burada bile canıma var kastım. İçinde başaranları çekememezlik yatıyor. Kıskançlık hakim küçük sokaklarıma. Kaybedişim kazılı şakaklarıma. Oyuncaklarım var burada. Oyuncak sevinçler. Sahte sevgiler. Horlanmış gözlerim var. Kör olmuş umutlarım var. Sıkıcı günler yaşıyorum bu kulüpte. Kendimi yazıyorum, kendim çıkarttığım gazeteme. Üçüncü sayfalara naklediyorum başarı cinayetlerimi. Oradan okuyorum emanete yaptığım hıyanetlerimi. Kurmuyorum, durduruyorum saatimi. Sokak lambalarımı kapatıyorum ışığa. Aydınlık saçıyorum kaybeden karanlığıma. Kaybedenler kulübü burası. Ağlayanların diyarı. Hıçkırıklarla nefes alıyorum burada. Öksürüklerle gülüyorum, hastalıklarla boğuşuyorum. Ümitsizlik benim param. Her şeye yetiyor gücü. Bitmek bilmiyor üzüntü. Param parçalığımın diyarı burası. Burada yıkılan hayallerimin mezarı. Hiç bitirmem, yarım bırakırım duamı. Zaman yok burada. Yağmur yağmaz, güneş doğmaz. Gün hiçbir zaman aydınlanmaz. Sıcak yoktur. Soğuk boldur. Yalnızlıktır arkadaşım, acılardır sırdaşım. Okul yoktur bu diyarda. Hayat çıkar karşımıza en umulmadık bir anda. Kaybedenler kulübü burası. Yayılmaz ümit ışığı. Burası… Kaybedenlerin yuvası.
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Bütün kadınlardan tablo yapılabilir biri hariç. O da kim midir? Tabi ki yontulup şekillendirilen ve bir resme monte edilebilen taş gibi kadındır. Bir resme başladığınızda dikkat edin, kompozisyonuzda kadın figürü olacak kişi, mutluysa eğer sıradan pozlar verir ve boyayı taşırır. Kadını mutsuz et ki, tabloya heyecan ve renk katsın. Böyle olmazsa kadın katılaşır, taşlaşır. O zaman resme bir figür olarak değil, bir motif olarak katılır. Kadın mutsuzken kısrağa, mutluyken dişi bir ayıya benzer. Her şeye sahip olan kadın, mutsuzlaşır, sıradanlaşır. Kadını kadın yapan arzularıdır. Bütün arzularına kavuşmuş kadın, dişi bir ayı kadar tehlikelidir. Yeni arzulara ulaşmak için kendine av arar. Genelde de avladıkları balık hafızalı erkeklerdir. O erkekler ki, kendilerini bu yüzden nimet sanır. Bir kadının mutsuzluğu, yüzüne vuran asalettir, zarafettir. Kadın mutsuzluğunda daha çok süslenir, daha çok taranır. Böylece resme hazır hale gelir. Kadın mutluyken, gülüşleriyle kırıp geçirir ortalığı. Kahkahaları, su motoru kadar ürkütücüdür. Ve kadın gülünce, sadece kendi yüreğine su verir. Gülen kadın, aşırı sıcak havaya benzer. Sadece bunaltır. Mutsuz kadın, düşünceli görünür. Saçıyla oynar, elini elinin üzerine koyar. Bir ressam için, bulunmaz pozlardır bunlar. Bir kadın, ağlarken bir denize, bir nehre, bir göle benzer. Hiç ağlamayan kadın, kupkuru bir dala ya da oduna benzer. Kadına mutsuzluk yakışır. Mutsuz kadın, budanmış ağaç gibidir. Baharda çiçek olmayınca dallarında, çayır çimeni etek eder, bulutları başına taç eder. Çevresini kendi çerçevesine toplayan kadın, mutsuz kadındır. Üzüntü sanki kadın için vardır. Üzüntü ve keder kadına ince bir ses, titrek bir dudak verir. Kadın üzüntülüyken kemana benzer. Dokunsan bir şarkıdır, yere koysan bir figürdür. Bir ressam için, şarkı söylerken resim yapmak zordur. Mutsuz kadın hem müzik hem edebiyat hem tiyatro hem de sinemadır. Mutsuz kadını resmetmek, tüm sanatlardan birer parça resme katmaktır. Mutsuz kadın sancılıdır ve doğurgandır. Tüm sanat eserleri de bir sancıdan doğmuştur. Mutsuz kadın sana seçme şansı bırakır. Çünkü mutsuz kadın, içi boş kristal bir vazodur. İstediğin çiçekleri koy içine. Mutsuz kadın, içini açar. Mutlu kadın kapalı bir kutudur. Mutlu kadının içi tıka basa doludur. Mutlu kadın tek bir renktir. Hiçbir bulanıklık veya renk kalabalığı yaşamaz. Böyle kadından da tablo olmaz. Mutsuz kadın, kısraktır. Özgürlük ve aşk onun sırtındadır. Yelesinden ayrılık rüzgarları esse de, gerisinde gelincik tarlası bırakır.
..

Devamını Oku
Mehmet Sever

Sadece sus ve gözlerimin içine bak.. Hiçbir şey söylemeyeceğim sana, sözcüksüz anla beni bu sefer. Milyonlarca kelime var orada sana dair. Tüm yaşanmışlıklar saklı sana baktığım bu gözlerde. Sevinç, üzüntü, korku... Sana dair her şey. Sadece gözlerime bak ve kendini bana bırak. O zaman beni daha iyi anlayacaksın...
..

Devamını Oku
Erol Güngör

İki emekli ve yaşlı arkadaş bir çay sohbetinde üzgün ve bezgin konuşuyorlardı.
Saçları ağarmış, yüzleri kırışmış 70 li yaşlarda iki yorgun ve yıpranmış adamdı onlar. Anlaşılan dertleri vardı. Birisinin eşi ağır hastaydı. Eşinin kronik hastalığının tedavisi için ne kadar yıprandıklarını ve düzelmesi için ne kadar çaba harcadıklarını, fakat durumun değişmediğini üzgün ve bezgin olarak diğerine anlatıp durdu. Diğer yaşlı adam onu teselli etti. Ve bu defa o anlatmaya başladı. Onun derdi anlaşamadığı agresif ve dedikoducu iki dostu ve arkadaşının kendisi ile durmadan uğraması idi. Gerçi kanamalı birkaç rahatsızlığı da vardı. Akciğerleri, karaciğeri sağlıklı değildi. Bağırsaklarından problemleri vardı. Katarak ve prostat başlangıcı rahatsızlıkları da başlamıştı. Fakat o bunların hiç birine fazla aldırmıyor, nasıl olsa er veya geç öleceğine kendisini inandırmış ve hazırlamıştı. İlerlemiş yaşını düşündüğü için ömrünün fazla kalmadığını da hissediyordu. Fakat bu yaşta kendisi ile bu kadar uğraşan agresif iki arkadaşını da bir türlü anlayamadığı için çok üzgündü. Neden böyle davranıyorlar bir türlü anlayamıyordu. Oysa birkaç ay önce ne kadar iyi üç dost ve arkadaştılar, saç ayağı adlı bir de şiirleri vardı, birdenbire düşman gibi neden böyle oldular, bir türlü anlayamıyor, gerçek sebebi öğrenemediği için kahroluyordu yaşlı adam. Boş ver deyip geçemiyor, ansızın ne olduğunu anlamadan çok şaşırtıcı bir darbe yemiş gibi kendisini hissettiğinden dolayı için için eriyordu. Ve çay içerek dertleştiği yaşlı arkadaşına başka açılardan felsefe yaparak yaşlılığın psikolojisini anlatmaya başladı: “Azizim bizim yaşlarda her üç kişiden birisi mezarda, Hakkın rahmetine kavuşmuş durumda. Allah rahmet eylesin. Üçte biri hastane köşesinde veya evinde yatalak veya huzur evinde ahlar ve vahlar içinde ıstıraplı tedavilerle yaşam savaşı vermekte. Üçte bir ise bizim gibi kör topal biraz sağlık biraz hastalıkla ömürlerini tamamlamakta. Neden bizden genç olanlar, bizimle uğraşırlar anlamıyorum. Nasıl olsa birkaç yıl içinde öleceğiz. Bizi sevmeyenler de bizden kurtulur, olur biter. Ölmemizi ister gibi bu kadar neden acele ediyorlar anlamıyorum.” Bu sözleri dinleyen arkadaşı “Bir gün gelir, onlar da yaptıklarına pişman olurlar. Çünkü biten dostluklarda kimse kârda değildir. Herkes kendi açılarından bir şeyler kaybeder. Kaldı ki haksızlık edenleri Yüce Allah affetmez. Sen üzülme, herkes kendi kadardır” diye cevap verdi.
Az sonra ikisi de kendilerini daha da yorgun hissettikleri için birbirlerine veda edip evlerinin yolunu tuttular. Eşi hasta olan yaşlı adam eve dönmeden önce eczaneden eşinin biten ilaçlarından ve onun sevdiği birkaç meyvelerden aldı. Diğer yaşlı adam ise üzgün bir şekilde evine döndü. İştahsızdı, akşam yemeği yemedi. Odasına çekildi. Bilgisayara girdi. Kendisi ile uğraşan agresif arkadaşından yine bir sataşma var mı diye mesajlarına baktı. Sonra yüzünde garip ve buruk bir gülümseme belirdi. “Bu gün mesaj yazmamış ve sataşmamış. Buna da şükür. Fakat ne garip, daha üç ay önce en yakın, en güçlü, en vazgeçilmez iki dost gibiydik. Şu dünya ne kadar garip” diye söylenmekten kendini alamadı. Oysa kaderlerine yazılı tarihlerde vefat ettikleri zaman, geriye ne tartışmalar, ne dargınlıklar, ne de bugünkü üzüntülerden hiç biri kalmayacaktı. Olan bu güzel günleri zehir etmeye yarıyordu o kadar.
Oysa maksadını aşan üzüntü ve dertler, kişinin kendi kendisine ve başkalarına verdiği zarardan başka bir şey değildir. Dedikodu ise tüm üzüntü ve dertlerin yarattığı yangına, körükle gitmekten başka bir şey değildir. Dedikodu atmosferinden herkes zararlı çıkar.
Dedikoduları herkes ayıplar, yine de dedikodu etmekten birçok kişi vazgeçmez. Üstelik maksadını aşan, haksız ve yakışıksız ne kadar çok dedikodu vardır değil mi? Yaşanan her üzüntü ve dert, kalan ömrün daha da kısalmasına sebep olur. Son bir yıl içinde ne kadar çok dost ve akraba vefatının haberini aldık, cenazelerinde bulunduk diye iç çekti adam. Sıra kimde acaba, belki de bende diye düşündü. Allaha herkese sağlıklı ölüm vermesi için dua etti.
..

Devamını Oku
Ergun Çoruhlu

bir isyan sayma bunu ey yaradan allahim
sadece sevdim onu baska nedir gunahim
bilirim yerde kalmaz benim bu buyuk ahim
hep uzuntu hep darbe nereye versem meyil
ben onu candan sevdim neden kismetim degil

bir mecnunun kismeti sirin olabilirmi,
..

Devamını Oku
Mustafa Tahir Öncel

Fahri kainat seninle sevinir
Bu alem seninle üzülür
Senin yokluğun kalbe bir üzüntü verir
Senin sevincin ise kalbe bir mutluluk verir

Bizi bu alemde yalnız bırakma
Bizi bu dünyada başı boş bırakma
..

Devamını Oku
Zekâi Budak

Arkadaş listemden zaman zaman eksilmeler olduğunu görüyorum. Eksilenin kim olduğunu anlayabiliyorsam, aramızdaki samimiyet derecesine göre az ya da çok üzülebiliyorum. Ama kim olduğunu hatırlayamıyorsam pek tabiidir ki üzüntü duymuyorum. Arkadaşlığımdan vazgeçip listesinden beni silmek isteyenlerden önemli ricam, hiç değilse bir mesaj göndererek haber versinler, bileyim. Kimdir diye düşünmeyeyim. Buna hakkım vardır sanırım.
..

Devamını Oku
Kaan Akagün

Bir hayat yasamak bin hayat bitirmekle oluyormuş Yeni bir hayata başlasak seninle ikimiz olan Askin rüzgarında savrulsak denizin mavi sularında gözlerden uzak buluşsak Hani bilirmisin bir şarkı duyar insan gözleri dolar sende benim şarkım olsan üzüntü acı keder olmayan Askin şarabını içsek kana kana bir masal olsa askımız dillerden düşmeyen bilmezdim bu ızdırabı bu dertlere düşmeden önce
..

Devamını Oku
Burak Ballı

Mutsuz musun? İncindin mi? Kendini iyi hissetmiyor musun? Gel, affet, sev sevil... Kötüye dair yaşadıklarını unut... Geleceğini tayin et, mutluluk bir nefes kadar yakın... Bilirim ki yaşadıkların kaderin senin, lakin kederin olamaz. Keder yok, üzüntü yok, mutlu olmak için sebep çok.

Sessiz Bekleyiş
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Yapay Sevinç

Robotlara yapay zeka yüklenir; hangi etkiye hangi tepkiyi göstereceği bir program ile robota yüklenir. Hatta öğrenen yapay zekalar bile programlanıyor…
Yapay zeka teknolojide akıllı araçlarda son dönemde sık görülüyor; akıllı telefon, vb.

Yapay sevinç, olumlu ise mutluluk; olumsuz ise üzülmek şeklinde nasıl hükmediyor insanların hayatına onu irdelemek istedim! İstenirse toplumlar lezzet ve elem deveranında güdülenebilir! Yani egemenler toplumu bu şekilde, yapay üzüntüleri yapay sevinçlere çevirerek çok kolay yönlendirebilir!

..

Devamını Oku
Sabri Karaman

Sonunda... kalemim kurudu... ve kagitlarim bitti... dusuncelerimi yazamaz oldum... sonunda gemilerim uzuntu ve gozyasi sularinda batti... kalbimin atisi durdu... gogusum nefes almaz oldu... damarlarimdaki kan dondu... ruhum gokyuzune yukseldi seninle son ayriligimizda...
benzeri olmayan sevgimiz bitti... bitti ve bende onunla bittim... guzel gunlerimde bitti... gercek gunlerim... birdaha yasayamiyacagim gunlerim... birdaha geri gelmeyecek olan gunlerim... keske geri gelse o gecen zamanlar... benden aldigi beni mahrum biraktigi butun guzellikler geri donsa... butun guzel sozler bitti... kalemim aciz kaldi yazmaktan... cunku o ulu sozler kalem ile yazilmaz ve anlatilamaz dogrusu budur... Allah`tan bizleri birdaha ayirmamasi dilegi ile
..

Devamını Oku
Recep Akıl

Şöhret ve itibar insana başkaları tarafından verilen payelerden yalnızca ikisidir.

Başkaları tarafından verilen şey yine o başkaları tarafından kolaylıkla geri alınabilir.

O zaman günün birinde kaybedeceği bir şey için başkalarının önünde eğilmek insana hiç yakışmaz.

Yakışanı yapmak ise, insanın ne işle meşgulse o işi en iyi bir biçimde yapması ve ortaya fayda sağlayacak bir şey çıkartmasıdır. Bunun sonucunda şöhret geliyorsa da bırakın gelsin.
..

Devamını Oku
Sezgin Bektaş Sezzz

Aşk bir savaşa benzer,gürültü,karmaşa,acı,heyecan,korku,uykusuzluk,açlık,üzüntü ve sevincin iç içe olduğu, güçlü olanın kazandığı ve bir tarafın kaybetmek zorunda kaldığı bir Savaşa benzer.Aşk sonrası yıkık dökük güçsüz bir ülke gibidir kalp,geçmişin anılarıyla yaşamak zorunda kalan kaybeden bir Ülkedir KALP.
Aşk bir Savaşa benzer Kalp bir Ülke
..

Devamını Oku
Enis Özel

Üzüntü yaşamın meyvesidir
En kekre en acı
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Gönlünün yarası,içimi yaktı.
Gözlerinin yaşı,kalbime aktı.
Üzerine çöken,üzüntü hak mı?
Kurban olayım ben,kadınım/ız/a.
..

Devamını Oku
Hüseyin Ozan Öztürk

Sımsıcak güneş doğar gözlerinde senin.
En büyülü şarkılar sözlerinde senin.
Kalmazdı yüreğimde.üzüntü,korku,tasa
Yatabilseydim nermin dizlerinde senin.
..

Devamını Oku
Hüseyin Ozan Öztürk

Coşkun bir ırmak gibi,ruhuma aksan diyorum.
Gönlümü sana açtım,eğilip baksan diyorum.
Kalmazdı yüreğimde,üzüntü,korku,tasa;
Beni sevsen,okşasan ve kucaklasan diyorum.
..

Devamını Oku
Serkan Gebel

Hayatınızda,ilk sıraya koyamıyorsanız birini eğer,
Neden çekiyorsunuz o halde bunca,üzüntü keder,
Derdine çare bulunur elbette,kim gerçekten sever,
Önce gönlüne danış,hak eden kimse! o buna değer.
..

Devamını Oku
Yakup Icik

kapattın kalbine çıkmam imkansız, kilidi sende
hayatım baştan başa seninle en güzel bilmece!
bunalım, üzüntü, dert gülünce bir an da siliniverir
gönlümün çiçeği, yaşantımın rengi,ruhumun sevinci.
..

Devamını Oku