Sen de gelip geçeceksin içimden
daha öncekiler gibi...
Bir başkasında duyduğumda bile adını
içim sızlayacak....
Seninle yaşayamamanın kavurgan ateşi
bir rüzgar gibi saracak tüm bedenimi.....
bir kere yaşadım.. tarifsiz.. sanki üzerimde görmediğim birinin ağırlığı var ve nefes almama izin vermiyor.. berbat ötesi.. ama dua okuyunca geçiyor.. yaşamasam inanmazdım ama yaşadım... inşallah bi daha olmaz.. bazen küçük karabasanlar yokluyor çünkü...
keşke... keşke... keşke.. sürekli söylendiğinde bir an için anlamını yitiriyor aslında... ZAMAN ANA'nın doğurduğu zor çocuklardan biri... göbek adı pişmanlık... işi insanları üzmek.. dengesiz beslendiğinde çok büyür ve adına bunalım demeye başlarız....
hala büyük bir sır... herkes bir şeyler söylüyor... büyük patlamayla başladığı söyleniyor... belki doğru.. pek çok delil var.. büyük bir patlamayla da sona erecek belki.. ama sürekli genişlediği kesin..her yıl, ay dünyadan 1,5 cm uzaklaşıyor.. bu uzaklaşma ne kadar büyürse dünyanın dönüş dengesinde de o kadar sapma olacak ve bozulacak.. kısaca yandık arkadaşlar....
SÜTLÜ KEK
1 su bardağı süt
1 su bardağı un
1 su bardağı nişasta
1 su bardağı şeker
4 çorba kaşığı kakao (ülkerin kakaosu en güzeli)
3 yumurta
yarım paket eritilmiş margarin
kabartma tozu, vanilya
un, şeker, nişasta, kakao, kabartma tozu ve vanilyayı bir kapta karıştırdıktan sonra, yumurta, margarin ve birazda sıvı yağı ekleyip hepsini hamur haline gelinceye kadar karıştırıyoruz.. biraz sert bir hamur oluyor.. kek kalıbına döküp 175 derecede pişiriyoruz.. piştikten sonra üzerine bir bardak soğut sütü yavaş yavaş döküyoruz.. ve soğuduktan sonra üzerine bir poşet geçirip buzdolabına koyuyoruz.. ertesi gün harika bir kekiniz oluyor... isterseniz üzerine çikolata sosu da dökebilirsiniz... hadi bakalım afiyet olsun...
annemin doğduğumda alnıma kondurduğu, sevdiğim erkeğin ellerimde bulduğum sıcaklığı, Allah'ın kalbimin tam ortasına sapladığı ateşten ok... ilk öpücüğünüzü kime verdiğinizi hatırlıyor musunuz? sanırım üç veya dört yaşındayken bahçemizde beslediğim bir kedim vardı ilk onu öpmüştüm... gerçi tüy olayı biraz rahatsızlık vermişti ama onun bacaklarıma sürünüp miyavlaması accayyip hoşuma gitmişti.. hayal meyal... sanki hiç yaşanmamış gibi....
Yaratıcının aşkıyla yanıp tutuşan yüce Mevlana'nın yazdığı, her kelimesinde sonsuz aşkın yakıcı güzelliğini, sıcaklığını hissettiren, kalbi mühürlülerin tek mısrasını bile anlamtan aciz oldukları onlara göre can sIkIcı, bana göre ise içimdeki inanca inanç, aşka aşk katan bir duygu ve inanç seli.....
En büyük gizem bence.. çünkü bu deneyimini anlatabilecek birileri hiç olmadı ve olmayacakta.. yaşadığımız zaman öğreneceğiz.. dünyada bir gün öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insanoğlu.. ama onu en çok görmezden gelen de o..
AŞK aaaahhh AŞK Nerdesin yaaa uzun hemde çoook uzun zaman oldu seninle şöööyle sarılıp hasret gidermeyeli.. biliyormusun seni çook ama çoook özleyen bir can var burada.... Aşk karanlık bir odaya girdiğimizde önce eşyaları algılayamayız ya, ama sonra gözlerimiz alışır ve karanlıkta olsa köşedeki bir masayı, önümüzdeki yatağı hatta duvardaki çerçevesini ve belkide çerçevenin içindeki resmi bile farkeder hale geliriz.. aşk böyle işte önce gözünü kör ediyor ama ona alışınca da yavaş yavaş aşığının kusurlarını görmeye başlıyorsun... Acı çekmek belki..ama o dehşet verici yoğunluğu yaşamak çook başka çoook... aman Allahım hemen aşık olmalıyımm
Bu konun yalan olduğunu yani Darwinin evrim teorisinin bir aldatmaca olduğunu içinizdeki hücrelerin çalışma sistemine bakarak anlayabilirsiniz. Evrimi savunanlar aynı zamanda evrimin mutasyonu yoluyla gerçekleştiğini savunur..mutasyon ise tamamiyle genetik bir kazadır.. balkondan düşen bir vazo nasıl kırılıp işe yaramaz bir hale geliyorsa mutasyon da hücreye öyle onarılması imkansız hasarlar verir.. mutasyon sonucu hilkat garibeleri, sakat insanlar dünyaya gelir.. kaldıki milyarlarca DNA dan bir tanesi yanlış kodlanırsa geri dönüşü olmayan hastalıklar ve sakatlıklar ortaya çıkar.. evrim teorisine inanan arkadaşların hücre biyolojisi bilgilerini içeren bir internet sitesine girmelerini ve P53 genini ve bu genin salgıladığı P53 enziminin görevlerini okumalarını veya savunma sistemindeki T hücrelerine bilgi verip onları bir kaç haftalık bir eğitim sürecine tutan Timus'u araştırmalarını tavsiye ederim.. İnsan mantığı bir yapı gördüğünde onu inşaa eden bir varlık olduğunu düşünecek bir şekilde çalışır.. Son model bir araba gördüğünüzde vay be bu acaba hangi fimanın fabrikasından çıkmış dersiniz.. hiç bir güç sizi o arabanın tesadüfen bir kaza sonucu böyle mükkemmel bir şekilde ortaya çıktığı konusunda ikna edemez.. ben atalarımın maymun olduğunu kabul etmiyorum.. evrimi de kesinlikle reddediyorum.. maymun soyundan gelmediğim için kendimi de çok şanslı hissediyorum.. hem Darwinin nasıl bir ırkçı olduğunu öğrenmek isterseniz.. türlerin kökeni kitabını okuyun.. göreceksiniz.. Evrimcilere göre Balinalar, balık tutmak isteyen ayıların denizde yüzerken evrim geçirerek balık haline dönüşmüş şeklidir.. kim inanır buna yaaa! ! ! ! ! ! ! ! ! !
üç şey
25.09.2003 - 11:06deniz, kum, güneş,
susmak
05.08.2003 - 16:00susmak...içimde bir çığlık koptuğunda yapmayın en çok sevdiğim şey..
aşk
05.08.2003 - 15:45bi çareyim.. aşkından.. avareyim.. gel gör ki..
bi çareyim... derdinden.. avareyim.. gel gör ki...
aşk
29.07.2003 - 12:30Sen de gelip geçeceksin içimden
daha öncekiler gibi...
Bir başkasında duyduğumda bile adını
içim sızlayacak....
Seninle yaşayamamanın kavurgan ateşi
bir rüzgar gibi saracak tüm bedenimi.....
aşk
29.07.2003 - 10:05seni anlatabilsem seni..
yokluğun cehennemin öbür adıdır
üşüyorum kapatma gözlerini.....
aşk
25.07.2003 - 10:26ötme bülbül ötme...
can ayazda kışta...
sen gülü terketme...
şarkılar şiirler YASTA............
aşk
25.07.2003 - 10:20yarıda kaldı şarkılar amaan...
bu YARAYA deva değil ZAMAN...
ATEŞ düştüğü yeri YAKAR...
bu düzeni bozuk DÜNYA YALAN...
amber
24.07.2003 - 17:05Afrikada yaşayan bir ceylan türünün göbeğindeki yağdan elde edilen koku... misk-i amber oradan geliyor..
karabasan
24.07.2003 - 16:45bir kere yaşadım.. tarifsiz.. sanki üzerimde görmediğim birinin ağırlığı var ve nefes almama izin vermiyor.. berbat ötesi.. ama dua okuyunca geçiyor.. yaşamasam inanmazdım ama yaşadım... inşallah bi daha olmaz.. bazen küçük karabasanlar yokluyor çünkü...
ariel
24.07.2003 - 16:40Ariel Şaron... bi de şu meşhur kirleri ve lekeleri söküp atan itinayla noter önünde testler yapılan deterjan..
bilim
24.07.2003 - 16:27Hayatın ABC'si...
keşke
24.07.2003 - 16:23keşke... keşke... keşke.. sürekli söylendiğinde bir an için anlamını yitiriyor aslında... ZAMAN ANA'nın doğurduğu zor çocuklardan biri... göbek adı pişmanlık... işi insanları üzmek.. dengesiz beslendiğinde çok büyür ve adına bunalım demeye başlarız....
aşk
24.07.2003 - 15:52Bana ZAMAN deme... AŞK zamana bırakılmaz.. AŞK zamanda değil.. zamanı AŞKIN içinde eritmektir...
aşk
24.07.2003 - 15:50Attığım her adımda...
her hareketimde....
her bir günümde....
dua ettiğim her anda...
SENİ ÖZLÜYOR OLACAĞIM.....
firavun
23.07.2003 - 11:35kibirin bedende can bulmuş hali..
kuran-ı kerim
23.07.2003 - 11:31Allahın, yarattığı insanoğluna ne kadar çok değer verdiğinin çok büyük ve net bir göstergesi...
evrenin yaratılışı
23.07.2003 - 11:10hala büyük bir sır... herkes bir şeyler söylüyor... büyük patlamayla başladığı söyleniyor... belki doğru.. pek çok delil var.. büyük bir patlamayla da sona erecek belki.. ama sürekli genişlediği kesin..her yıl, ay dünyadan 1,5 cm uzaklaşıyor.. bu uzaklaşma ne kadar büyürse dünyanın dönüş dengesinde de o kadar sapma olacak ve bozulacak.. kısaca yandık arkadaşlar....
nokta
18.07.2003 - 17:19Sen cümlesin..ben nokta.. bitme bensiz bitme sakın..
yemek tarifleri
18.07.2003 - 17:14SÜTLÜ KEK
1 su bardağı süt
1 su bardağı un
1 su bardağı nişasta
1 su bardağı şeker
4 çorba kaşığı kakao (ülkerin kakaosu en güzeli)
3 yumurta
yarım paket eritilmiş margarin
kabartma tozu, vanilya
un, şeker, nişasta, kakao, kabartma tozu ve vanilyayı bir kapta karıştırdıktan sonra, yumurta, margarin ve birazda sıvı yağı ekleyip hepsini hamur haline gelinceye kadar karıştırıyoruz.. biraz sert bir hamur oluyor.. kek kalıbına döküp 175 derecede pişiriyoruz.. piştikten sonra üzerine bir bardak soğut sütü yavaş yavaş döküyoruz.. ve soğuduktan sonra üzerine bir poşet geçirip buzdolabına koyuyoruz.. ertesi gün harika bir kekiniz oluyor... isterseniz üzerine çikolata sosu da dökebilirsiniz... hadi bakalım afiyet olsun...
ilk öpücük
18.07.2003 - 17:06annemin doğduğumda alnıma kondurduğu, sevdiğim erkeğin ellerimde bulduğum sıcaklığı, Allah'ın kalbimin tam ortasına sapladığı ateşten ok... ilk öpücüğünüzü kime verdiğinizi hatırlıyor musunuz? sanırım üç veya dört yaşındayken bahçemizde beslediğim bir kedim vardı ilk onu öpmüştüm... gerçi tüy olayı biraz rahatsızlık vermişti ama onun bacaklarıma sürünüp miyavlaması accayyip hoşuma gitmişti.. hayal meyal... sanki hiç yaşanmamış gibi....
mesnevi
18.07.2003 - 16:17Yaratıcının aşkıyla yanıp tutuşan yüce Mevlana'nın yazdığı, her kelimesinde sonsuz aşkın yakıcı güzelliğini, sıcaklığını hissettiren, kalbi mühürlülerin tek mısrasını bile anlamtan aciz oldukları onlara göre can sIkIcı, bana göre ise içimdeki inanca inanç, aşka aşk katan bir duygu ve inanç seli.....
ölüm
17.07.2003 - 17:31En büyük gizem bence.. çünkü bu deneyimini anlatabilecek birileri hiç olmadı ve olmayacakta.. yaşadığımız zaman öğreneceğiz.. dünyada bir gün öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insanoğlu.. ama onu en çok görmezden gelen de o..
aşk
17.07.2003 - 16:47AŞK aaaahhh AŞK Nerdesin yaaa uzun hemde çoook uzun zaman oldu seninle şöööyle sarılıp hasret gidermeyeli.. biliyormusun seni çook ama çoook özleyen bir can var burada.... Aşk karanlık bir odaya girdiğimizde önce eşyaları algılayamayız ya, ama sonra gözlerimiz alışır ve karanlıkta olsa köşedeki bir masayı, önümüzdeki yatağı hatta duvardaki çerçevesini ve belkide çerçevenin içindeki resmi bile farkeder hale geliriz.. aşk böyle işte önce gözünü kör ediyor ama ona alışınca da yavaş yavaş aşığının kusurlarını görmeye başlıyorsun... Acı çekmek belki..ama o dehşet verici yoğunluğu yaşamak çook başka çoook... aman Allahım hemen aşık olmalıyımm
darwin ve evrim
17.07.2003 - 16:33Bu konun yalan olduğunu yani Darwinin evrim teorisinin bir aldatmaca olduğunu içinizdeki hücrelerin çalışma sistemine bakarak anlayabilirsiniz. Evrimi savunanlar aynı zamanda evrimin mutasyonu yoluyla gerçekleştiğini savunur..mutasyon ise tamamiyle genetik bir kazadır.. balkondan düşen bir vazo nasıl kırılıp işe yaramaz bir hale geliyorsa mutasyon da hücreye öyle onarılması imkansız hasarlar verir.. mutasyon sonucu hilkat garibeleri, sakat insanlar dünyaya gelir.. kaldıki milyarlarca DNA dan bir tanesi yanlış kodlanırsa geri dönüşü olmayan hastalıklar ve sakatlıklar ortaya çıkar.. evrim teorisine inanan arkadaşların hücre biyolojisi bilgilerini içeren bir internet sitesine girmelerini ve P53 genini ve bu genin salgıladığı P53 enziminin görevlerini okumalarını veya savunma sistemindeki T hücrelerine bilgi verip onları bir kaç haftalık bir eğitim sürecine tutan Timus'u araştırmalarını tavsiye ederim.. İnsan mantığı bir yapı gördüğünde onu inşaa eden bir varlık olduğunu düşünecek bir şekilde çalışır.. Son model bir araba gördüğünüzde vay be bu acaba hangi fimanın fabrikasından çıkmış dersiniz.. hiç bir güç sizi o arabanın tesadüfen bir kaza sonucu böyle mükkemmel bir şekilde ortaya çıktığı konusunda ikna edemez.. ben atalarımın maymun olduğunu kabul etmiyorum.. evrimi de kesinlikle reddediyorum.. maymun soyundan gelmediğim için kendimi de çok şanslı hissediyorum.. hem Darwinin nasıl bir ırkçı olduğunu öğrenmek isterseniz.. türlerin kökeni kitabını okuyun.. göreceksiniz.. Evrimcilere göre Balinalar, balık tutmak isteyen ayıların denizde yüzerken evrim geçirerek balık haline dönüşmüş şeklidir.. kim inanır buna yaaa! ! ! ! ! ! ! ! ! !
Toplam 24 mesaj bulundu