Ramazan Adil Uysal Adlı Antoloji.com Üyesinin ...

denizi geçip derede boğulmak var
namerdin sofrasına meze olmak var
üstelik toprakken cevher fışkırtmaya kadir olmak varken ey üstadım

şairin en güzel eserim ama yegane güzel eserim dediği
hayal perdesini daraltmak korkusuyla yaşayan şairler için işte bir köşe taşı daha
Atilla Özkırımlı'nın incelemelerini okumak Ahmet Haşim ve şiirinden istifade etmek için önemli
Ahmet Haşim içi amatör dışı profesyonel özgül kütlesi civadan da a ...

senin de yolun biter
diner gözünde yaşlar benim amansız yolum bittiği yerde başlar demiş şair
bitmez umma
sevdada her yol Ankaraya çıkar
tebrikler

gidenler dönmese bile geri
elbet bekler gittiği yerde bizi
şu boğaz harbi ki şanlıdır her bir neferi
hemen kalkıp tozu dumana katacak gibi
çağrıştırır hazreti nevfel'i

bizim damarlarımız boş değilmiş meğer

insanlar genelde meramını anlatırken belalarını arar da şairin dili arı kovanından bal süzmek işine yeltenmişlik kaderine yürür
'hey hat! olabilseydi bir kez olsun ömürde vuslat
sensizliğin acısu katılmış kahvesine inat
kırıldı elimde fincan, yokluğun düştü'
tebrikler şairin azmine duygularını ...

antika olmaya yüz tutan mesleki değerlere de özdeğerle sahip çıkmak ne ulvi bir san'at anlayışıdır
bilimsel olarak fen adamları 'boşluğu titretmek adına başvurmadık çare komadılar
gelgelelim san'at mecra'ında bu iş olmuştur
nasıl mı?
yukarıdaki şiir ne güne duruyor?
okumadınız mı yoksa...

sorduğum kimseler sözetmedi senden
can bu, böyle zor ayrılır tenden
kim olsa gelir hintten yemenden
benim anne, gurbette bir parça senden

hocam güzel şiiriniz için sizi tebrik eder ayrıca yarışmada da başarılar dilerim

'savrulur denizlere bir yığın yaprak
senin saçların gibi sarı ve parlak
örter mavisini engin denizlerin
uykuya dalarcasına mahmur kirpiklerin'

elimi şiir denizinize daldırdım parmaklarımın arasından şırıl şırıl akan bir ırmak oldu
işte bu yukarıdaki dörtlükle çağlıyor
yoksa ben mi öyle anlad ...

açmış yelkenleri yüzdürüyor şair gemisini
isteseydi zeplin gibi asardı ufka şiirini
ama geriden gelenler izini sürebilsin diye kıyılara alarga durmuş

şair yağmur gibi akıp geçen bir hayatın üzerine kol saati işleyişinde bir ritimle gökkuşağının yedi rengini işlemiş
bir çeşit hattatlık da sayılır bu
ekmeği ekmek gibi şarabı şarap gibi anlatabilmek ne güzel
şairlik dürtüsü bu olsa gerek insanda
aynalara kar eder mi acep

nasıl basılmamış temiz bir yer kalmamışsa yeryüzünde
öyle de kalmamıştır kirletilmemiş güzel bir düşünce
tebrikler yalın şiirinize
ekmeği ekmek gibi şarabı şarap gibi anlatmışsınız

yaşamak dediğimiz şeyin elle tutulurcasına somut bir karşılığı;
yakıcı bir gerçeklik duygusu yandıran sözler
anlamlar

savrulur denizlere bir yığın yaprak
senin saçların gibi sarı ve parlak
örter mavisini engin denizlerin
uykuya dalarcasına mahmur kirpiklerin

bakır zirvelerin ardında özgürlük yalnızca dağ kırlangıçlarına mahsus değilmiş anladım
yağmurların ötesinde ıslanmak gibi bir şey bu
sayfanızı ilgi ile izliyorum

mahzen karanlığına mahkum edilemeyen bir yürek için bordro mahkumluğu kayadan toz uçurmak gibidir
şiirinizi ilmek ilmek dokumuşsunuz
iyiki örümceklerden şair olmuyor
yoksa rakipleriniz amansız olurdu
sayfanızı iligi ile izliyorum

sözlerin kifayetsiz kalıyor kork
seni bir sevda sarıyor
dokunsalar ağlayacaksın belli
bil ki tabipler çaresiz kalıyor

tebrikler güzel şiirlerinize
sayfanızı ilgiyle izliyorum
yağmursonrası fırsatı kaçırmadan şiirden bir gökkuşağı örmüşsünüz

bir yusufçuk sandalıyız
denize koşulsuz ırak
ne bir zeytin tanelenir dalında
ne de tüllenir uykuluksu bir yaprak
tebrikler
şiirlerinizi örümcek ağı gibi ve dolu dolu örmüşsünüz
sayfanız kurşun gibi ağır
ilgiyle izliyorum

şair safi tebrik edilecek bir iş yapmış
gölgesi çok uzun kaleminin

böyle bir şaire nasıl yorum yazılabilir ki sırf ilgisiz olmadığımı ifade için yazıyorum bu satırları albatrosların efendisine ve dev kadınlara zehrini yeni dudaklardan akıtma sevdasına selam

ölçülebilen sevgi, zavallı bir sevgidir demiş şekspir
üstadın paçalarına bile ulaşamayan lar saçlarında imla ve anlatım hatası olduğunu her nedenle nasıl düşünürler ki
allahtan tescilli şiir ve kült şair! yoksa...
lütfen şairlerin sevgilerini elimize geçirdiğimiz 30cm.lik cetvelle ölçmeye kalkmay ...

istanbul boğazından şiirini mi akıtmış şair ne
vapurları dileyerek ve isteyek kaçıran şair kulağımıza kar suyu kaçırmıyor da ya ne suyu kaçırıyor dersiniz -şiir suyu ! şiir suyu!

sen bir aşk kadınısın klaopatra
aşka aşıksın ruhunla en fazla
söndürsün cümle fenerleri cihan
akdenizin kalbinde nurunla yan

şudem gölgeliksiz bir çınar olsam
hayat ağacı budalası dehşetengiz
kendime meteliksiz bir kuşun sıksam
'şudem...göllerde kamış olsam'

ölmek değildir ömrümüzün en feci işi
müşkül budur ki, ölmeden evvel ölür kişi

korkular ötesi bir serzenişin ayak izlerinine kapaklanmaktan bahsediyorsunuz
elbette bu böyle olmalı
o giden her ne ise de bizlerden gölgesini bile esirgeyip yalnızca ayakizlerine kapaklanma bahtiyarlığını lütfetmiş
sizin de kulağımıza büyük harflerle fısıldadığınız bu olsa gerek

şehir tabelası gibi bir şiir okudum
ankara 180 km.
sağa ok:şehir merkezi -gibi
gerçek eleştirmenlere bravo
diğerleri laf ola beri gele yazmışlar gibi
adımız olumlu çağrışımlar oluştursun
şirinlik