söğütlü diye bir köyde bile, depremler öncesi 2.250 olan iki göz bir evi tam 4.750 ye misafirimiz felaketzedelere kiralamayı reva gören,
güya ahir zaman ümmetinden olan bütün köylüleri ve,
kaypak ilgilerin ve zarif ihanetlerin ve pahalı zevklerin ve ucuz cesaretlerin insanı olan şehrin insanlarını ve
urgan satılan çarşıları kenevir, kandil geceleri buhur kokmayan ve öc alma vakti çoktan geçmiş şehirlerin bu sözde şehirlilerinin halini takdir ve tensiplerinize arz ediyoruz ya muntakim... ki intikamınıza bizleri de memur edin... amin...
düş…,
göğsümün kafesinin,
klostrofobik yüreği,
içerdesin…; bir başına ve yalnız,
sıkışıyor kapakçıkların havasız,
ya çok hızlı ya da çok yavaş atıyorsun
ve canımı acıtıyorsun zaman zaman…;
kızıl gölün hep mi dalgalı senin,
üstelik dengesizsin,
her daim yeni hastalıklar seçiyorsun
blumia kalbim,
ah benim bir deri, bir kemiğim…;
kustur kendini,
ve korundaki kuşları kızıl nehrinde,
kanınla yıka…;
hevesi kursağında kalmış sevdan mı var,
penguenler nasıl saklıyorsa kursağında,
dört aylık açlığa tahammülle,
yavrularına mama…,
elbet sen de bilirsin saklamasını,
hem insansın ya,
ah aşk bir heves midir…;
ve madem,
rengi en kırmızıya çalan kuşu sevdinse sen kalbim,
ol şimdi pinokyo…,
ve işte gıcırdıyor tahta kalp\
yalancının çatısında…,
ey aşk…;
kalbinde sakladığın pinokyonun,
uzayan burnu,
verdiğin sözlere kızarıyor,
ağlıyor tahta bir kalp,
yalandan sevicilik masallarına,
ve
bir çocuk gün\ahsızlığı sığıyor su sızmaz aramıza,
talan, dolan ve takladan,
var git ve bir daha hiçlikle dahi gelme huzura,
ve sayfamızı arala...,
anla;
vesselam…,
ki bilirsin,
masal bu ya…;
rapunzelin saçlarını kestiler mülevvesler,
ah evet bir donquichetteyi sevdiyse gönül,
suç deli dumrulun muydu ey korkut dede,
yüreğimin yel değirmenleri,
rüzgâr çalmakta,
esintisiz bir gökten…;
acıyaman türküleri kadar yanık yüreklim…,
ne vakit birbirimizde kaldık ki,
zuhûrata tabi olayazarken,
ne zaman birbirimizde kaldık…,
olup biten her şey,
bu ömür aşırmaktan ibaretti,
bu emanetleri hırsızların taşıdığı çağda…,
bu kente bir daha gel..., yağmurları da getir; uyandır ölüleri, sevişen sözler ile...\ heybende oyun da getir, o sıska çocuklara..., birazda gülüş olsun, ne olur; bahara, kadınlara..., sonra ekmek olalım, ...
şark kurnazı
26.02.2023 - 19:02ilgili makama
söğütlü diye bir köyde bile, depremler öncesi 2.250 olan iki göz bir evi tam 4.750 ye misafirimiz felaketzedelere kiralamayı reva gören,
güya ahir zaman ümmetinden olan bütün köylüleri ve,
kaypak ilgilerin ve zarif ihanetlerin ve pahalı zevklerin ve ucuz cesaretlerin insanı olan şehrin insanlarını ve
urgan satılan çarşıları kenevir, kandil geceleri buhur kokmayan ve öc alma vakti çoktan geçmiş şehirlerin bu sözde şehirlilerinin halini takdir ve tensiplerinize arz ediyoruz ya muntakim... ki intikamınıza bizleri de memur edin... amin...
deyimler
26.02.2023 - 18:48bozuk sütten ayran, hışır hıyardan cacık olmaz
26.02.2023 - 18:42bremen mızıkacıları
26.02.2023 - 18:37düş yorgunu
26.02.2023 - 18:34düş…,
göğsümün kafesinin,
klostrofobik yüreği,
içerdesin…; bir başına ve yalnız,
sıkışıyor kapakçıkların havasız,
ya çok hızlı ya da çok yavaş atıyorsun
ve canımı acıtıyorsun zaman zaman…;
kızıl gölün hep mi dalgalı senin,
üstelik dengesizsin,
her daim yeni hastalıklar seçiyorsun
blumia kalbim,
ah benim bir deri, bir kemiğim…;
kustur kendini,
ve korundaki kuşları kızıl nehrinde,
kanınla yıka…;
hevesi kursağında kalmış sevdan mı var,
penguenler nasıl saklıyorsa kursağında,
dört aylık açlığa tahammülle,
yavrularına mama…,
elbet sen de bilirsin saklamasını,
hem insansın ya,
ah aşk bir heves midir…;
ve madem,
rengi en kırmızıya çalan kuşu sevdinse sen kalbim,
ol şimdi pinokyo…,
ve işte gıcırdıyor tahta kalp\
yalancının çatısında…,
ey aşk…;
kalbinde sakladığın pinokyonun,
uzayan burnu,
verdiğin sözlere kızarıyor,
ağlıyor tahta bir kalp,
yalandan sevicilik masallarına,
ve
bir çocuk gün\ahsızlığı sığıyor su sızmaz aramıza,
talan, dolan ve takladan,
var git ve bir daha hiçlikle dahi gelme huzura,
ve sayfamızı arala...,
anla;
vesselam…,
ki bilirsin,
masal bu ya…;
rapunzelin saçlarını kestiler mülevvesler,
ah evet bir donquichetteyi sevdiyse gönül,
suç deli dumrulun muydu ey korkut dede,
yüreğimin yel değirmenleri,
rüzgâr çalmakta,
esintisiz bir gökten…;
mavi baykuş
26.02.2023 - 18:27azerbaycan türkçesi
26.02.2023 - 18:22pazar muhabbeti
26.02.2023 - 18:08çocuklara masal anlatmak
26.02.2023 - 18:02Tuna Boyu
26.02.2023 - 17:55muallime
26.02.2023 - 17:50bana bi türkü söyle
26.02.2023 - 17:47acıyaman türküleri kadar yanık yüreklim…,
ne vakit birbirimizde kaldık ki,
zuhûrata tabi olayazarken,
ne zaman birbirimizde kaldık…,
olup biten her şey,
bu ömür aşırmaktan ibaretti,
bu emanetleri hırsızların taşıdığı çağda…,
gözyaşı sebepleri
26.02.2023 - 17:38ADIYAMAN BESNİ OYALI KÖYÜ
26.02.2023 - 17:34bal tefsiri
26.02.2023 - 17:27nemrut
26.02.2023 - 17:23Son valsi bana sakla
26.02.2023 - 17:18ana dilinin mantığını anlamak
26.02.2023 - 17:14hacı emmim eşeğe binmiş, ayakları yerde geziniyor
26.02.2023 - 17:10Yağmura Kafa Tutan Küp Şeker
26.02.2023 - 17:06ne dediğini bilmek
26.02.2023 - 17:03köy öğretmeni
26.02.2023 - 16:58Golf Toplarındaki Gamzeler
26.02.2023 - 16:48yitik
26.02.2023 - 16:43Toplam 1610 mesaj bulundu