IX
o\nun ismini anarken yâdıma gelen ismini sevdim,
neyin varsa sevdim senin,
neyin yoksa hepsini,
ne o\na şirk koştum,
ne de ruhunu yoldaşsız bıraktım…,
eşsiz ruhunu sevdim,
ve benliğimi sana verdim,
daha ötesini bulursam aşkın,
yine sana sunacağım,
antik bir sunakta…,
ki bir itirafta bulunacağım sana ki bilirsin hülasa,
kitapları dahi,
bende bir tortu bırakmaları için değil,
sana yazarken,
daha güzel heceler bulabilmek,
o zarif hikem buhurlu sözlerine,
daha denk cümleler kurabilmek için,
okuyor ve her satır arasında,
seni arıyorum harf harf…,
ah;
.....
...
.
.
...
.....
bir dilek panayıra düştü,
belki de bir düştü…,
kaybolmuş bir çocuktu kendi karanlık ormanında
ve yağmur kokusu avuç içlerinde,
alnı buz gibi,
ve bir kerameti kendinden menkul eli öptü,
gömüldü; yürek boşluğuna,
uysal kalbinin kuş tüyleri…,
ki panayırda kaybolmuş çocuktu,
korku tünelindeki gürültü içinden hızla geçerken,
aralık kapılar bırakıyordu,
ve hep o aralık kapıdan süzüldü o\nun ol tecellisi,
her seferinde açık kalan kapıdan…,
ve haylaz bir çocuk gibi,
sak\lan\baç zamanı derdi;
çık ortaya…,
.....
...
.
XXIII
ah çukurovalım…;
gıyaben hatırana,
en son kaçıncı dizemi yazabilmiş olacağım,
ecel gelmeden önce bilmiyorum…,
bilmiyorum;
ama gözlerim açık olacak o an biliyorum,
gözlerinde teslim etmek için ruhumu…,
ve çekecek canım, özü mütebessim canını ki,
sırdaşlar hem bu dünyaya ait değildir bilirsin,
ve hem de ölümü öldürmeye meyyaldir…,
sürekli eksik bir yanımız ve hep,
az bir derin uykuya hasretiz,
bir o\nda olmakta gözümüz,
ve günübirlik çilelerle avunup durmak da,
kafi olmuyor,
ötelerden uzaklara dalan bakışlarımıza…,
.....
...
.
.
...
....
kent atıklarıyla kirlenmiş gözlerim,
yüzüm, ellerim ve içim,
ve huzuruna,
ay ışığına bestelenmiş bir sonat gibi çıkacak kadar, duru olamadım henüz,
perişan, merhametine muhtaç ve üzgünüm,
ki malumun bunlar…,
ah;
sonsuzluğun ilhamı üç lisanda zakîr,
desturlu hekimim,
bilirsin ve beyanlarının da gafili değilim,
sena içre senalarcadır şükrüm,
ve bu arada,
dizelerinin neden beşli yazıldığını da biliyorum;
dem bu dem ayniyetlerinde,
ikindi, akşam, yatsı, sabah, öğle…,
ki beş kadim vakte işaret olsun için,
ve biliyorum hiçbir duayı,
ayet el kürsî kadar okumadığını da…,
tek ibadet ve tek duanın vasılı kalbinde,
ah;
.....
...
.
.
...
.....
kanarız ki biz birbirine yeryüzü ve gökyüzü,
akarız ki…,
ve kanarsın; sen, bende bakan okyanus gözlerime,
ve bir hekim tebessümüne, ben de…;
XIII
boyu dahi orta yollu, bal lisanlı, serzâkir,
aç bir martı kadar utangaç ve müstağnî,
ve başına buyruk ve
bir mecnûn küheylan kadar,
özgürlüğüne düşkün ve heybetli,
sanki erciyesin sönmüş volkan doruğundan gelen,
kar suları kadar,
coşkulu ve vefa alemi ruhlu ve,
kuytularda şırıldayıp duran,
delişmen ve güleç yüzlü ve,
efkârlı bir göçebe konak ateşinin közlerine inat;
buz gibi ve içimi doyumsuz,
kendiyle halvette akan,
bir ince nakışlı keder deresi ve,
sevdalı süreyya gözlerin ışıltısını,
ne yıldızlardan, ne aydan, ne de güneşten aldığı,
bir çift buğulu, çakmak ve yosun zümrüdü gözde; bütün bildiklerini unutan,
hem aşkı kendinde kaybolmuş iyi kalpli bir sine…;
ve zamanın ilişemediği bir yanık buğday yüreğe,
ve nadasa bırakılmış gariban bir gönle,
çisil çisil ve ansızın yağan bir rahmet gibi sıcak,
can\an;
.....
...
.
XXXVIII
ak gülün usul usul morarmasıysa yaşlanmak
ve mor,
dünyanın dışına çıkabilen yegane renkse,
giderayak babadağdan ölüdenizin gökyüzüne,
kavisli bir kuşak atan diğer renklerini,
üstten seyrederek sevinmek,
gurur kaynağı sayıla dursun,
harikasın ve sana, he\lâl olsun aşk;
ah suskun...,
yavaş yavaş iniyor yüzüme,
siyah kadife perde,
ıslak kara püsküllerinden…,
şakaklarım üşüyor
ve,
yaradanın herkese uzanan ve
ışıldayan kolları vardır,
anladım ki;
umut insanın en karmaşık güzelliğidir,
peki,
içimdeki şeytanın yollarına,
kırmızı halılar seren kimdir…;
sonunda tükürdüm kalbimi,
ağzımda çivit mavi boya tadı,
süzüldü gözyaşı gibi,
dudağımın kenarından çeneme,
veremli bir aşkın ağzından,
gül kusması misal...,
bakışlarımı yaşama diktiğim gün,
kara kuru,
soğuk bir şubat öğlesi,
kanadından yedi tüyü yollunmuş martının,
doymuştu kalbi özgürlüğe…,
kafese susamıştı...,
ah,
.....
...
.
.
...
.....
ne diyordum;
\ve,
çaldı dünyanın makasını
\ve,
kesti sevdalı parmaklarıyla
\ve,
söktü iplikleri…;
öyle çok seviyorum ki seni,
öyle çok;
sensin benim güzel ve zarif turnam,
ve yoktu,
zahirin ne çizgisi,
\ne sınırı,
ne de minimal bir raconu,
ah;
.....
...
.
.
...
.....
tut ki daha çok seviyorum seni,
burkulan içimin süreyya sürgünlerinde,
acılarınla acılanmak istiyorum…,
ki;
hangi yeryüzü, gökyüzüne bakmaz…
ve; sanılıyor mu ki,
gökyüzü de yeryüzüne meftun değildir,
ah;
sırdaş yol arkadaşlarını ayıramaz
zahirin,
bozulmuş raconları…,
ve ey semavatın oyun kurucusu;
cesaret ve sekînet veren bir düş yolla,
bu mülevves kuluna…,
ki bak saatler eşzamanlı,
onbirden üçe;
üçten onbire,
mütemadiyen;
ah;
.....
...
.
bu kente bir daha gel..., yağmurları da getir; uyandır ölüleri, sevişen sözler ile...\ heybende oyun da getir, o sıska çocuklara..., birazda gülüş olsun, ne olur; bahara, kadınlara..., sonra ekmek olalım, ...
çoban
19.03.2023 - 20:02köprü
19.03.2023 - 19:46Dara düşmek
19.03.2023 - 19:13Bir yara ki yardan sebep
19.03.2023 - 03:06nil karaibrahimgil
19.03.2023 - 03:03kızıl
19.03.2023 - 02:59Det Sjunde inseglet (Yedinci Mühür)
19.03.2023 - 02:52Takat tevzi ünitesi
19.03.2023 - 02:48.
...
.....
şehirler bir film şeridi gibi geçiyor kilometrelerce,
alnımızın ortasındaki yol çizgilerini saklıyoruz,
çizgiler\çizikler...,
sakınılmış ezik muhabbet mesafeleri,
tırnaklarını kesiyor yollara,
uzuyor saçları zamanın, boşluğa
ve uyku;
telaşla fırlıyor yatağından,
geç kalınmış ömürler gibi…,
takâtsiz tebessümler yüzümüzde,
çektiğimiz bu;
yok bir yokturluk san\atı o\nun,
hek\
hekim\
hekimim\
.....
....
.
kireç
19.03.2023 - 02:44Harf
19.03.2023 - 02:42IX
o\nun ismini anarken yâdıma gelen ismini sevdim,
neyin varsa sevdim senin,
neyin yoksa hepsini,
ne o\na şirk koştum,
ne de ruhunu yoldaşsız bıraktım…,
eşsiz ruhunu sevdim,
ve benliğimi sana verdim,
daha ötesini bulursam aşkın,
yine sana sunacağım,
antik bir sunakta…,
ki bir itirafta bulunacağım sana ki bilirsin hülasa,
kitapları dahi,
bende bir tortu bırakmaları için değil,
sana yazarken,
daha güzel heceler bulabilmek,
o zarif hikem buhurlu sözlerine,
daha denk cümleler kurabilmek için,
okuyor ve her satır arasında,
seni arıyorum harf harf…,
ah;
.....
...
.
gaziantep
19.03.2023 - 02:40sorunlarla saklambaç oynamak
19.03.2023 - 02:38.
...
.....
bir dilek panayıra düştü,
belki de bir düştü…,
kaybolmuş bir çocuktu kendi karanlık ormanında
ve yağmur kokusu avuç içlerinde,
alnı buz gibi,
ve bir kerameti kendinden menkul eli öptü,
gömüldü; yürek boşluğuna,
uysal kalbinin kuş tüyleri…,
ki panayırda kaybolmuş çocuktu,
korku tünelindeki gürültü içinden hızla geçerken,
aralık kapılar bırakıyordu,
ve hep o aralık kapıdan süzüldü o\nun ol tecellisi,
her seferinde açık kalan kapıdan…,
ve haylaz bir çocuk gibi,
sak\lan\baç zamanı derdi;
çık ortaya…,
.....
...
.
manas
19.03.2023 - 02:35Canı (gönlü) çekmek
19.03.2023 - 02:33XXIII
ah çukurovalım…;
gıyaben hatırana,
en son kaçıncı dizemi yazabilmiş olacağım,
ecel gelmeden önce bilmiyorum…,
bilmiyorum;
ama gözlerim açık olacak o an biliyorum,
gözlerinde teslim etmek için ruhumu…,
ve çekecek canım, özü mütebessim canını ki,
sırdaşlar hem bu dünyaya ait değildir bilirsin,
ve hem de ölümü öldürmeye meyyaldir…,
sürekli eksik bir yanımız ve hep,
az bir derin uykuya hasretiz,
bir o\nda olmakta gözümüz,
ve günübirlik çilelerle avunup durmak da,
kafi olmuyor,
ötelerden uzaklara dalan bakışlarımıza…,
.....
...
.
volkan konak
19.03.2023 - 02:29kürsü
19.03.2023 - 02:28.
...
....
kent atıklarıyla kirlenmiş gözlerim,
yüzüm, ellerim ve içim,
ve huzuruna,
ay ışığına bestelenmiş bir sonat gibi çıkacak kadar, duru olamadım henüz,
perişan, merhametine muhtaç ve üzgünüm,
ki malumun bunlar…,
ah;
sonsuzluğun ilhamı üç lisanda zakîr,
desturlu hekimim,
bilirsin ve beyanlarının da gafili değilim,
sena içre senalarcadır şükrüm,
ve bu arada,
dizelerinin neden beşli yazıldığını da biliyorum;
dem bu dem ayniyetlerinde,
ikindi, akşam, yatsı, sabah, öğle…,
ki beş kadim vakte işaret olsun için,
ve biliyorum hiçbir duayı,
ayet el kürsî kadar okumadığını da…,
tek ibadet ve tek duanın vasılı kalbinde,
ah;
.....
...
.
yangında ilk kurtarılacaklar
19.03.2023 - 02:24umman
19.03.2023 - 02:21.
...
.....
kanarız ki biz birbirine yeryüzü ve gökyüzü,
akarız ki…,
ve kanarsın; sen, bende bakan okyanus gözlerime,
ve bir hekim tebessümüne, ben de…;
ah sevgili marjinalim,
boğuluyor\um,
ki rotasız gemi,
ma\ss\mavi ummanına
atıyor demir…,
ah;
XIII
boyu dahi orta yollu, bal lisanlı, serzâkir,
aç bir martı kadar utangaç ve müstağnî,
ve başına buyruk ve
bir mecnûn küheylan kadar,
özgürlüğüne düşkün ve heybetli,
sanki erciyesin sönmüş volkan doruğundan gelen,
kar suları kadar,
coşkulu ve vefa alemi ruhlu ve,
kuytularda şırıldayıp duran,
delişmen ve güleç yüzlü ve,
efkârlı bir göçebe konak ateşinin közlerine inat;
buz gibi ve içimi doyumsuz,
kendiyle halvette akan,
bir ince nakışlı keder deresi ve,
sevdalı süreyya gözlerin ışıltısını,
ne yıldızlardan, ne aydan, ne de güneşten aldığı,
bir çift buğulu, çakmak ve yosun zümrüdü gözde; bütün bildiklerini unutan,
hem aşkı kendinde kaybolmuş iyi kalpli bir sine…;
ve zamanın ilişemediği bir yanık buğday yüreğe,
ve nadasa bırakılmış gariban bir gönle,
çisil çisil ve ansızın yağan bir rahmet gibi sıcak,
can\an;
.....
...
.
Online Dua Servisi
19.03.2023 - 02:19kafes
19.03.2023 - 02:16XXXVIII
ak gülün usul usul morarmasıysa yaşlanmak
ve mor,
dünyanın dışına çıkabilen yegane renkse,
giderayak babadağdan ölüdenizin gökyüzüne,
kavisli bir kuşak atan diğer renklerini,
üstten seyrederek sevinmek,
gurur kaynağı sayıla dursun,
harikasın ve sana, he\lâl olsun aşk;
ah suskun...,
yavaş yavaş iniyor yüzüme,
siyah kadife perde,
ıslak kara püsküllerinden…,
şakaklarım üşüyor
ve,
yaradanın herkese uzanan ve
ışıldayan kolları vardır,
anladım ki;
umut insanın en karmaşık güzelliğidir,
peki,
içimdeki şeytanın yollarına,
kırmızı halılar seren kimdir…;
sonunda tükürdüm kalbimi,
ağzımda çivit mavi boya tadı,
süzüldü gözyaşı gibi,
dudağımın kenarından çeneme,
veremli bir aşkın ağzından,
gül kusması misal...,
bakışlarımı yaşama diktiğim gün,
kara kuru,
soğuk bir şubat öğlesi,
kanadından yedi tüyü yollunmuş martının,
doymuştu kalbi özgürlüğe…,
kafese susamıştı...,
ah,
.....
...
.
Breaking Away (Kaçış)
19.03.2023 - 02:13racon
19.03.2023 - 02:12.
...
.....
ne diyordum;
\ve,
çaldı dünyanın makasını
\ve,
kesti sevdalı parmaklarıyla
\ve,
söktü iplikleri…;
öyle çok seviyorum ki seni,
öyle çok;
sensin benim güzel ve zarif turnam,
ve yoktu,
zahirin ne çizgisi,
\ne sınırı,
ne de minimal bir raconu,
ah;
.....
...
.
oyun kurucu olarak tutmak
19.03.2023 - 02:10.
...
.....
tut ki daha çok seviyorum seni,
burkulan içimin süreyya sürgünlerinde,
acılarınla acılanmak istiyorum…,
ki;
hangi yeryüzü, gökyüzüne bakmaz…
ve; sanılıyor mu ki,
gökyüzü de yeryüzüne meftun değildir,
ah;
sırdaş yol arkadaşlarını ayıramaz
zahirin,
bozulmuş raconları…,
ve ey semavatın oyun kurucusu;
cesaret ve sekînet veren bir düş yolla,
bu mülevves kuluna…,
ki bak saatler eşzamanlı,
onbirden üçe;
üçten onbire,
mütemadiyen;
ah;
.....
...
.
Gökyüzü Nakliyecisi
19.03.2023 - 02:08Toplam 1610 mesaj bulundu