yakınına düşen sevdaya iyi bak…,
/canbaz/
ki bu canınla kumar oynamaya benzemez,
çift kutuplu bir ip gibi,
sonuna vardığın an,
başladığın yer
uzağında kalıyor…,
ki bakma aşağıya,
uçurumdur ayaklarının altında
seni çağıran…,
biliyorum eski bir korkuyum ben;
gün/ah/kâr, siyah muska...,
ah;
ve sanıyor musun ki sen,
ey güya kıraati düzgün karî,
bu dizeleri seni
t/avlamak için yazıyorum ve
gözüne girme çabamdır bunlar,
öyle mi…,
her bir harfi damla damla gözyaşımdır,
yalnız; yalnız sana akan,
sendeki halis saflığa,
ve feleği hicvimdir dizelerim,
ah;
aslında,
ne gökyüzünde uçurmak,
ne de yeryüzüne indirmek olası değil meşki,
bir nakış olmalı yürek gergefinde meşk,
kimselere benzemez,
kimselere görünmez,
gerisi kıssa,
meşk…;
tek başına ve yalnız olmalı,
ne ayrılıktır yolculuk,
ne de kavuşmak;
hayata küskün, kasvet
ve rutubet kokan yollarda yürümek,
bu cana göre değil,
bize göre; değil,
değil…,
hasretleri büyüte büyüte yumak yumak,
bizim olacak zamana dek uyumak,
uyumak istiyorum…,
ki bilirsin…,
gönül gönlü bulunca, akar da akar…,
mesafeler cân/ı teni, yakar da yakar,
muhabbetin çilesi yürekten, taşar da taşar,
dem olur kan çanağı gözlerle,
yârin yollarına bakar ha bakar…,
gözyaşları…;
içli açmış bir gül gibi, kanar da kanar…,
gel desen bile gelemem,
hicâbım var,
ki yollarım biçildi,
kutsanarak ayrılık yemini içildi,
sevgili hızır/ilyas muştusu,
sende; bütün benliklerden geçildi,
muhabbetin en ayağa düşmeyeni seçildi,
umulur ki böylece,
sonsuzluk sevildi,
o da umulur ki…,
bilirsin,
ah…;
ki bilirsin,
masal bu ya…;
rapunzelin saçlarını kestiler mülevvesler,
ah evet bir donquichetteyi sevdiyse gönül,
suç deli dumrulun muydu ey korkut dede,
yüreğimin yel değirmenleri,
rüzgâr çalmakta,
esintisiz bir gökten…;
ve ah seni seviyorum masalı,
sevgili ve güzel kardeşim,
aziz dostum;
ah o gün bende,
ben de demeseydim,
bezm/i elest/de;
sana yemin olsun ki,
yitirmezdim aklımı hüdanın yollarında hiç...,
belki ben de,
ah deli savaşçı;
kaybetti/n\k/ şimdi, ki;
hafızasız bir yürek belle beni de,
ve rapunzel,
hadi kes artık o uzun saçlarını,
karıştırıp masalı tam da şimdi…,
yanlış kahramanı sevdin zira,
mavi gözlü dev,
tutunup saçlarına,
çıkamaz ki pencerene...,
devden akrobat olmaz ki,
masal anlatma bize,
ah aşk bir heves midir…;
ve madem,
rengi en kırmızıya çalan kuşu sevdinse sen kalbim,
ol şimdi pinokyo…,
ve işte gıcırdıyor tahta kalp/
yalancının çatısında…,
ey aşk…;
kalbinde sakladığın pinokyonun,
uzayan burnu,
verdiğin sözlere kızarıyor,
ağlıyor tahta bir kalp
yalandan sevicilik masallarına,
ve
bir çocuk gün/ah/sızlığı sığıyor
su sızmaz aramıza,
talan, dolan ve takladan,
var git ve bir daha hiçlikle dahi gelme huzura,
ve sayfamızı arala...,
anla;
düş…,
göğsümün kafesinin,
klostrofobik yüreği,
içerdesin…; bir başına ve yalnız,
sıkışıyor kapakçıkların havasız,
ya çok hızlı ya da çok yavaş atıyorsun
ve canımı acıtıyorsun zaman zaman;
kızıl gölün hep mi dalgalı senin…,
üstelik dengesizsin,
her daim yeni hastalıklar seçiyorsun
blumia kalbim,
ah benim bir deri, bir kemiğim…;
kustur kendini,
ve korundaki kuşları kızıl nehrinde,
kanınla yıka…,
hevesi kursağında kalmış sevdan mı var,
penguenler nasıl saklıyorsa bağrında,
dört aylık açlığa tahammülle,
yavrularına mama…,
elbet sen de bilirsin saklamasını
vuslat açlığını,
hem insansın ya,
sıyırdım yüreğimin zarını,
kızıl denizin tuzu gözlerimde/
halsizim...,
yüreğini kuytuya seren,
sümbül yüzlü,
yanık buğday tebessümlü lokmanım,
o aydı,
doğru mevsim doğru kış/doğru yazdı/,
doğru güz/doğru ba/har/dı…,
…yazgıydı…,
gün doğru gündü,
soluğu tütün kokan perşembe,
cuma vaktinin müjdecisiydi,
takvimler yalan söylemez…,
ki evet,
korkuyorsun ey insan,
cesur çalımlar satarken bile;
ayaklarının son adımı,
muhabbetin sana gelen ayaklarına tökezlenecek,
biliyorsun ve bilirsin…,
o halde bu tereddüt neden;
düş gölgesine…,
git peşinden…,
takıl sevdanın takunyalarının
gümbür gümbür sesine;
tak tak tak tak, kaç/ma…,
üst üste devrilen,
kavuş/veda, veda/kavuş/veda…,
kemirir aşk sandığını,
sevdalı güve…,
ve bozuluyor kalbimin örgüsü,
ki mektup sohbet değil, muhabbettir;
mektup, yâre salınmış bir güvencin
ve dizeler yârin ruhuna üflenmiş fısıltılar…;
elden ne gelir mektup beklemekten başka,
bütün yollar engelliyse zarflara ve pullara,
kim diyebildi sevdiğine;
- seni, öyle sevdim öyle sevdim ki,
beni sevmemen mümkün olmadı…,
ve;
- sevdansız nefes alma imkânım kalmadı…,
kim diyebildi;
ah yâr,
sevginle eriyorum…,
dağ taş dümdüz, yol alıyorum;
bana irşâdınla verdiğin güçle,
her gün daha iyi oluyorum,
seni seviyorum…,
geçmiş ve gelecek bütün dizelerimi toplasam,
bir harfin bile etmez,
sensin eksiltmez ve eksilmez, sevgili…;
seni ne çok sevdiğime işaret ne mi,
okyanus gözlerimde ummanına bakan nazar,
sonsuza dek senin sevgili…,
nice çimenli tepeler,
nice yanık buğday tarlası yollardan,
ve nice yangınlardan,
aylardan sonra;
halsizce çömelip ağlamaya dahi mecalsiz,
beklemekteyiz haber alabilmeyi
bimarhaneden,
ki tutsun elimizden diye aşk
uçurum kıyısında…;
ki beni mahbûb mu sandın sevgili hekimim,
senden de, benden de öte ve
bizden ziyade,
pusuladır muhabbet…,
rotasız ve yolda kalmış yalnızlara,
yedi yöndür aşıklara vuslat çilesi,
ah,
neyi aşk sandığını unutmuşsan,
hafızasız kalmışsa yüreğin; ve
nazarında değilse artık zaman,
çağdaşısın demektir erenlerin,
yara almış bir zarif lisansındır…,
bir var bir yok değil,
hem var, hem yoktur,
bulup bulup yitirmeler…,
kan gölüne dönmüş,
geceden kalma bal gözlerin,
ak ak oluşunu gördüm…,
şafakların söküşüdür;
sırra kadem basmış yârenden,
arta kalan hatıralarda yaşamak…,
tan yeridir;
zuhuratın içinde kalmaktır,
yürek kovuklarında ve
meydan ortasında tenhalıktır,
çölde gölgelik vehmi,
sağnak altında duldadır,
özlemek;
ah,
ki ab/şar çağıltısı ve
su sesiydin kuytumda akan,
künhüme vakıf hekim ırmağı…,
ve şırıltısına kapadım gözlerimin kan çanağını;
şelale hırsızı nazarın,
yüksekten aşağı akan tepe taklak yaşamda,
canımı yaktığından habersiz; çokluğunla…,
hiç az düşkünün değildim ki senin,
ve kabirde çürüyen en son tense,
ömrümce taşırım,
bakışının izlerini yüzümde…,
ah şimdi;
herkes kendi yükünü taşısın,
sonunda bölüştük kederi…,
turuncu gülüm, turuncu gülüm, turuncu gülüm;
nefe/ss/iz kalmış bir saat kapaklanıyor,
acele vedamıza…,
gözlerimden gemiler devriliyor
kırmızı sulara,
sarıl sarıl sarıl/ma vakti geldi ve
bu tasalı musafahasızlığa,
bakma ağladığıma…,
ağlak bir güvercinim ben,
keklik olmaktan uyandırdığın
o güvercin ki,
bozkırından koparılmış ve
ellerin yurdunda garipler garibi,
sürgün di/yârında yüreği pas içinde…,
galaksilerin merkezi şu fena aleminin
özünde patlayan,
acılı yıldız...,
yaşam kadar yoksuldu aşk,
ki sevda,
yetinmiyor sevdayla...,
ve artık melekler
kırpıp tüylerini,
noksan kanatlarla serpiştiriyor
yıldız ölülerini boşluğa…,
kalbime yasladığım keman,
büyülü tınısına metal kokular sızdırırken,
incinmenin böylesi…,
melek kalbinde patlayan acılı yıldız;
ve kanayan dize,
ah,
ah ki çöllerin avareliğinde körebelik…,
dalı yaprağı budanık kalmanın hicâbı ve,
bini bir para etmeyecek
ömür yangını pişmanlıklar
gel/geç/likteyken,
bütün bildiklerini bir okyanus nazarda unutmak
mümkünlü;
bir yadigâr kutsalı
ve vaktin emaneti olaydı bu nazar…,
nolaydı,
her yönün çıkmazı bir secdede nihayet bulaydı;
ah;
fakirane diyorum ki;
bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
yedi cüceli masalın,
içine düşen kalbimizi,
kalabalık bir meydana,
yağmur dualarıyla serelim,
artık bahtına
ve müktesebatına ne yağarsa…,
ki gâh çenemi gâh alnımı dayadığım,
kalp atışlarımın arasından yol açtım,
dikenli ve yeşil bir köprüyle rabıtana,
/ah elbistanın iftiharı,
evet biliyorum,
yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda,
tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
aşkını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
.
...
.
ara ki bulasın artık,
yılan dilli kısaltmalarda o yaşama sevincini,
kulağına fısıldasam
ve bak alınma ama istanbul,
nefesin anason ve uluorta
döl bereketi kokuyor sokakların,
egenin kucağına akıyor bakteri kominleri,
gözlerimin tirilyesi,
zeytinin karası,
kokuşmuş ölüüüüüüüü sardalya,
ve ha sendeki ben,
ha bendeki sen din kardeşim,
al sendeki beni,
vur bendeki sana,
karma karışık artık bizim mahalle,
kördüğüm,
ortaya tepside şöyle karışık yaptırıyoruz malum…,
ve çok kutuplu/kalp kaçağı,
elektrik akımından cereyan alan ocaklarda,
çingene sarmaşığı ve sırnaşık
pişkin yüzsüzlükler…,
yanık kozada erdemler
ve mecalsiz kelebek olmaya,
tırtıldan iyi niyetler…,
kabahatler olmuş birer piç ki sorma desen,
kim bana diyor, diyor güzel kardeşim…,
ve kimse haliyle nüfusuna almıyor;
sittin senedir bitmeyen bakla takla devranı,
yere bat e mi…,
.
...
.
.
...
.
uyudum ve düşümde,
hep o nar ağacı…,
öylece bana bakar,
dallarını gözlerimden ayırmadan,
hep o kederli nar ağacı…,
küçüldüm rüyaya ve;
içine girdim,
gördüğüm en güzel bahçeydi…,
eğildim, yerde bir eflatun ayrılığın çiçek tozları,
eflatun çiçek tozları her yer,
nar çiçeğim;
senden mi süzüldü
eflatun çiçek tozları söyle…,
ve uyandım;
kara boşlukta dönen,
rengi bozulmaya yüz tutmuş,
meymenetsiz bir dünya…,
sabah etmiş ortalığı düşüm dedim…;
yüzünü buruşturdu düş ve
sabırsızlıkla bekledim geceyi,
aklımda hep o nar ağacı,
dalları yüreğime batan…,
ki gözlerimi kapadım
işte orada;
bir turnayı seviyorum dedi...,
ve turnam derken;
saçıldı etrafa kızıl iri taneli göz yaşları…,
ah;
.
...
.
mağara
20.05.2025 - 07:00ellerini göğe her açışında
çatlıyor yüreğim duana…,
aklının çeperlerine çarpıp duran
bu kanayan imgeler,
hep o şiir/de son buluyor canbaz,
çöz gözlerinin düğümünü
yürüdün ve bitti yol…,
her ayrılığın vardır elbet,
sarmaş dolaş kavuşması,
sarıl/sarıl/sarıl...;
görmüyor musun,
gözkapaklarına ektiğim
gül tohumları,
ser/inde tomurcuklanıyor...,
ah,
son buluyor can/baz
çöz gözlerinin düğümünü,
yürüdün ve bitti yol…,
her ayrılığın vardır elbet,
sarmaş dolaş kavuşması,
sarıl/sarıl/sarıl...;
görmüyor musun,
gözkapaklarına ektiğim
gül tohumları,
ser/inde tomurcuklanıyor...,
muska
20.05.2025 - 06:56yakınına düşen sevdaya iyi bak…,
/canbaz/
ki bu canınla kumar oynamaya benzemez,
çift kutuplu bir ip gibi,
sonuna vardığın an,
başladığın yer
uzağında kalıyor…,
ki bakma aşağıya,
uçurumdur ayaklarının altında
seni çağıran…,
biliyorum eski bir korkuyum ben;
gün/ah/kâr, siyah muska...,
ah;
Şaşı Felek Çıkmazı
20.05.2025 - 06:51ve sanıyor musun ki sen,
ey güya kıraati düzgün karî,
bu dizeleri seni
t/avlamak için yazıyorum ve
gözüne girme çabamdır bunlar,
öyle mi…,
her bir harfi damla damla gözyaşımdır,
yalnız; yalnız sana akan,
sendeki halis saflığa,
ve feleği hicvimdir dizelerim,
ah;
gergef
20.05.2025 - 06:49aslında,
ne gökyüzünde uçurmak,
ne de yeryüzüne indirmek olası değil meşki,
bir nakış olmalı yürek gergefinde meşk,
kimselere benzemez,
kimselere görünmez,
gerisi kıssa,
meşk…;
tek başına ve yalnız olmalı,
ne ayrılıktır yolculuk,
ne de kavuşmak;
hayata küskün, kasvet
ve rutubet kokan yollarda yürümek,
bu cana göre değil,
bize göre; değil,
değil…,
hasretleri büyüte büyüte yumak yumak,
bizim olacak zamana dek uyumak,
uyumak istiyorum…,
hicap duymak
20.05.2025 - 06:48ki bilirsin…,
gönül gönlü bulunca, akar da akar…,
mesafeler cân/ı teni, yakar da yakar,
muhabbetin çilesi yürekten, taşar da taşar,
dem olur kan çanağı gözlerle,
yârin yollarına bakar ha bakar…,
gözyaşları…;
içli açmış bir gül gibi, kanar da kanar…,
gel desen bile gelemem,
hicâbım var,
ki yollarım biçildi,
kutsanarak ayrılık yemini içildi,
sevgili hızır/ilyas muştusu,
sende; bütün benliklerden geçildi,
muhabbetin en ayağa düşmeyeni seçildi,
umulur ki böylece,
sonsuzluk sevildi,
o da umulur ki…,
bilirsin,
ah…;
kaç yaşına gelmiş olup da hala masallara bayılmak
20.05.2025 - 06:47ki bilirsin,
masal bu ya…;
rapunzelin saçlarını kestiler mülevvesler,
ah evet bir donquichetteyi sevdiyse gönül,
suç deli dumrulun muydu ey korkut dede,
yüreğimin yel değirmenleri,
rüzgâr çalmakta,
esintisiz bir gökten…;
ve ah seni seviyorum masalı,
sevgili ve güzel kardeşim,
aziz dostum;
ah o gün bende,
ben de demeseydim,
bezm/i elest/de;
sana yemin olsun ki,
yitirmezdim aklımı hüdanın yollarında hiç...,
belki ben de,
ah deli savaşçı;
kaybetti/n\k/ şimdi, ki;
hafızasız bir yürek belle beni de,
ve rapunzel,
hadi kes artık o uzun saçlarını,
karıştırıp masalı tam da şimdi…,
yanlış kahramanı sevdin zira,
mavi gözlü dev,
tutunup saçlarına,
çıkamaz ki pencerene...,
devden akrobat olmaz ki,
masal anlatma bize,
güvercin takla
20.05.2025 - 06:45ah aşk bir heves midir…;
ve madem,
rengi en kırmızıya çalan kuşu sevdinse sen kalbim,
ol şimdi pinokyo…,
ve işte gıcırdıyor tahta kalp/
yalancının çatısında…,
ey aşk…;
kalbinde sakladığın pinokyonun,
uzayan burnu,
verdiğin sözlere kızarıyor,
ağlıyor tahta bir kalp
yalandan sevicilik masallarına,
ve
bir çocuk gün/ah/sızlığı sığıyor
su sızmaz aramıza,
talan, dolan ve takladan,
var git ve bir daha hiçlikle dahi gelme huzura,
ve sayfamızı arala...,
anla;
kursak kavurgasını ister
20.05.2025 - 06:43düş…,
göğsümün kafesinin,
klostrofobik yüreği,
içerdesin…; bir başına ve yalnız,
sıkışıyor kapakçıkların havasız,
ya çok hızlı ya da çok yavaş atıyorsun
ve canımı acıtıyorsun zaman zaman;
kızıl gölün hep mi dalgalı senin…,
üstelik dengesizsin,
her daim yeni hastalıklar seçiyorsun
blumia kalbim,
ah benim bir deri, bir kemiğim…;
kustur kendini,
ve korundaki kuşları kızıl nehrinde,
kanınla yıka…,
hevesi kursağında kalmış sevdan mı var,
penguenler nasıl saklıyorsa bağrında,
dört aylık açlığa tahammülle,
yavrularına mama…,
elbet sen de bilirsin saklamasını
vuslat açlığını,
hem insansın ya,
sapa
20.05.2025 - 06:41ağyârın mâsiva lügati anlamazdı,
yo/l/k/ ıraktı, sapaydı; dardı,
/sen korkarsın dardan/,
ki ah evet,
iç sesler daima parantezlidir;
karanlıktı…,
/sen korkarsın karanlık dardan/
yârdı,
ve
ardı;
seni senden ayrı koyan,
ah;
zar
20.05.2025 - 06:38sıyırdım yüreğimin zarını,
kızıl denizin tuzu gözlerimde/
halsizim...,
yüreğini kuytuya seren,
sümbül yüzlü,
yanık buğday tebessümlü lokmanım,
o aydı,
doğru mevsim doğru kış/doğru yazdı/,
doğru güz/doğru ba/har/dı…,
…yazgıydı…,
gün doğru gündü,
soluğu tütün kokan perşembe,
cuma vaktinin müjdecisiydi,
takvimler yalan söylemez…,
ki evet,
korkuyorsun ey insan,
cesur çalımlar satarken bile;
ayaklarının son adımı,
muhabbetin sana gelen ayaklarına tökezlenecek,
biliyorsun ve bilirsin…,
o halde bu tereddüt neden;
düş gölgesine…,
git peşinden…,
takıl sevdanın takunyalarının
gümbür gümbür sesine;
tak tak tak tak, kaç/ma…,
üst üste devrilen,
kavuş/veda, veda/kavuş/veda…,
kemirir aşk sandığını,
sevdalı güve…,
ve bozuluyor kalbimin örgüsü,
kayıp
20.05.2025 - 06:36ve ah…,
halsizim;
yollarında büyülü bir uykuya meyyalim,
yalnızlığın en korkak deminde...,
merdivenler dayadım,
ellerinin köprüsüne ah ki ah;
yeşil damarlı nehirler öptüm,
büktüm ruhunun haritasını,
peşine düştüğüm hazine;
sensiz kayıbım...,
akarsuya bırakılan mektup
20.05.2025 - 06:32ki mektup sohbet değil, muhabbettir;
mektup, yâre salınmış bir güvencin
ve dizeler yârin ruhuna üflenmiş fısıltılar…;
elden ne gelir mektup beklemekten başka,
bütün yollar engelliyse zarflara ve pullara,
kim diyebildi sevdiğine;
- seni, öyle sevdim öyle sevdim ki,
beni sevmemen mümkün olmadı…,
ve;
- sevdansız nefes alma imkânım kalmadı…,
kim diyebildi;
ah yâr,
sevginle eriyorum…,
dağ taş dümdüz, yol alıyorum;
bana irşâdınla verdiğin güçle,
her gün daha iyi oluyorum,
seni seviyorum…,
geçmiş ve gelecek bütün dizelerimi toplasam,
bir harfin bile etmez,
sensin eksiltmez ve eksilmez, sevgili…;
seni ne çok sevdiğime işaret ne mi,
okyanus gözlerimde ummanına bakan nazar,
sonsuza dek senin sevgili…,
zakir
20.05.2025 - 06:29günaydın ey zâkîr,
boncuk boncuk ter içinde ve,
susuz geceden sonra
sabahına merhaba,
olmazsan olmaz,
sen olmazsan olmaz;
kuşlar konmaz dallarıma ve iyi gelmez
kasvetime denizden esen rüzgâr…;
canımsın, yoldaşımsın, sırdaşımsın
son çare hekimim;
görüyorsun ki yaşıyoruz,
aynı istikametli bir mefkûrede,
günbegün derdine dert ekleme de;
sürsün sonsuza dek hüzünlere sarılı,
mutlu mesut bahtiyâr,
diyâr diyâr;
t\aksim t\aksim ş/arkımız
ah;
uçurumun kenarındayım hızır
20.05.2025 - 06:27nice çimenli tepeler,
nice yanık buğday tarlası yollardan,
ve nice yangınlardan,
aylardan sonra;
halsizce çömelip ağlamaya dahi mecalsiz,
beklemekteyiz haber alabilmeyi
bimarhaneden,
ki tutsun elimizden diye aşk
uçurum kıyısında…;
ki beni mahbûb mu sandın sevgili hekimim,
senden de, benden de öte ve
bizden ziyade,
pusuladır muhabbet…,
rotasız ve yolda kalmış yalnızlara,
yedi yöndür aşıklara vuslat çilesi,
ah,
neyi aşk sandığını unutmuşsan,
hafızasız kalmışsa yüreğin; ve
nazarında değilse artık zaman,
çağdaşısın demektir erenlerin,
yara almış bir zarif lisansındır…,
Hiç gelmeyecek birini özlemek
20.05.2025 - 06:25bir var bir yok değil,
hem var, hem yoktur,
bulup bulup yitirmeler…,
kan gölüne dönmüş,
geceden kalma bal gözlerin,
ak ak oluşunu gördüm…,
şafakların söküşüdür;
sırra kadem basmış yârenden,
arta kalan hatıralarda yaşamak…,
tan yeridir;
zuhuratın içinde kalmaktır,
yürek kovuklarında ve
meydan ortasında tenhalıktır,
çölde gölgelik vehmi,
sağnak altında duldadır,
özlemek;
ah,
yürek
20.05.2025 - 06:22ki ab/şar çağıltısı ve
su sesiydin kuytumda akan,
künhüme vakıf hekim ırmağı…,
ve şırıltısına kapadım gözlerimin kan çanağını;
şelale hırsızı nazarın,
yüksekten aşağı akan tepe taklak yaşamda,
canımı yaktığından habersiz; çokluğunla…,
hiç az düşkünün değildim ki senin,
ve kabirde çürüyen en son tense,
ömrümce taşırım,
bakışının izlerini yüzümde…,
ah şimdi;
herkes kendi yükünü taşısın,
sonunda bölüştük kederi…,
turuncu gülüm, turuncu gülüm, turuncu gülüm;
nefe/ss/iz kalmış bir saat kapaklanıyor,
acele vedamıza…,
gözlerimden gemiler devriliyor
kırmızı sulara,
sarıl sarıl sarıl/ma vakti geldi ve
bu tasalı musafahasızlığa,
bakma ağladığıma…,
ağlak bir güvercinim ben,
keklik olmaktan uyandırdığın
o güvercin ki,
bozkırından koparılmış ve
ellerin yurdunda garipler garibi,
sürgün di/yârında yüreği pas içinde…,
iç kanama
20.05.2025 - 06:09galaksilerin merkezi şu fena aleminin
özünde patlayan,
acılı yıldız...,
yaşam kadar yoksuldu aşk,
ki sevda,
yetinmiyor sevdayla...,
ve artık melekler
kırpıp tüylerini,
noksan kanatlarla serpiştiriyor
yıldız ölülerini boşluğa…,
kalbime yasladığım keman,
büyülü tınısına metal kokular sızdırırken,
incinmenin böylesi…,
melek kalbinde patlayan acılı yıldız;
ve kanayan dize,
ah,
secde
20.05.2025 - 06:01ah ki çöllerin avareliğinde körebelik…,
dalı yaprağı budanık kalmanın hicâbı ve,
bini bir para etmeyecek
ömür yangını pişmanlıklar
gel/geç/likteyken,
bütün bildiklerini bir okyanus nazarda unutmak
mümkünlü;
bir yadigâr kutsalı
ve vaktin emaneti olaydı bu nazar…,
nolaydı,
her yönün çıkmazı bir secdede nihayet bulaydı;
ah;
bulutları beklerken
10.05.2025 - 23:59.
...
.
bulutların koltuk altlarından
koyu lacivert terler damlıyor,
sol gözümün kirpiğine,
ki ceset kalp…;
gözbebeğinin kapısında
ölü bulundu,
ayrılık…;
yavaş adımlarla,
hızlı bir aşkın fren izlerini
takip etmekte…,
oysa yaşam,
parmak izi bırakmadan
eldivenlerini çıkarıyor
maktulüne tepeden bakarak,
ve zaman durdu al işte…;
bıktık artık, usandı millet, tiksindi insanlık,
bu altı ok\a hainlik eden kemalistlerden,
ruhu sömürgecilerde rehin mütedeyyinlerden ve
genleri ipotekli devrimcilerden,
tiyanşan kaçkınlarından,
ve
bilumum kurtarıcılık konforperestlerinden…,
.
...
.
cep
08.05.2025 - 12:41fakirane diyorum ki;
bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
yedi cüceli masalın,
içine düşen kalbimizi,
kalabalık bir meydana,
yağmur dualarıyla serelim,
artık bahtına
ve müktesebatına ne yağarsa…,
ki gâh çenemi gâh alnımı dayadığım,
kalp atışlarımın arasından yol açtım,
dikenli ve yeşil bir köprüyle rabıtana,
/ah elbistanın iftiharı,
evet biliyorum,
yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda,
tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
aşkını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
beddua
05.05.2025 - 18:10.
...
.
ara ki bulasın artık,
yılan dilli kısaltmalarda o yaşama sevincini,
kulağına fısıldasam
ve bak alınma ama istanbul,
nefesin anason ve uluorta
döl bereketi kokuyor sokakların,
egenin kucağına akıyor bakteri kominleri,
gözlerimin tirilyesi,
zeytinin karası,
kokuşmuş ölüüüüüüüü sardalya,
ve ha sendeki ben,
ha bendeki sen din kardeşim,
al sendeki beni,
vur bendeki sana,
karma karışık artık bizim mahalle,
kördüğüm,
ortaya tepside şöyle karışık yaptırıyoruz malum…,
ve çok kutuplu/kalp kaçağı,
elektrik akımından cereyan alan ocaklarda,
çingene sarmaşığı ve sırnaşık
pişkin yüzsüzlükler…,
yanık kozada erdemler
ve mecalsiz kelebek olmaya,
tırtıldan iyi niyetler…,
kabahatler olmuş birer piç ki sorma desen,
kim bana diyor, diyor güzel kardeşim…,
ve kimse haliyle nüfusuna almıyor;
sittin senedir bitmeyen bakla takla devranı,
yere bat e mi…,
.
...
.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
05.05.2025 - 17:18.
...
.
uyudum ve düşümde,
hep o nar ağacı…,
öylece bana bakar,
dallarını gözlerimden ayırmadan,
hep o kederli nar ağacı…,
küçüldüm rüyaya ve;
içine girdim,
gördüğüm en güzel bahçeydi…,
eğildim, yerde bir eflatun ayrılığın çiçek tozları,
eflatun çiçek tozları her yer,
nar çiçeğim;
senden mi süzüldü
eflatun çiçek tozları söyle…,
ve uyandım;
kara boşlukta dönen,
rengi bozulmaya yüz tutmuş,
meymenetsiz bir dünya…,
sabah etmiş ortalığı düşüm dedim…;
yüzünü buruşturdu düş ve
sabırsızlıkla bekledim geceyi,
aklımda hep o nar ağacı,
dalları yüreğime batan…,
ki gözlerimi kapadım
işte orada;
bir turnayı seviyorum dedi...,
ve turnam derken;
saçıldı etrafa kızıl iri taneli göz yaşları…,
ah;
.
...
.
Sonra dedim ki
11.04.2025 - 02:17"arkanda" değil de, bitiminde mi deseydik...
arkadaki nokta şöyle mi olurdu zahir, ...gamzeli,
olmamış vesselam, ne kelam kelam ve de ne ara ki bulasık kibarlık, realiteden her kopmuşluk hali misal, vesselam...
Aziz Mahmut Hüdai
10.04.2025 - 23:10Sadr-ı cemî'-i mürselîn sensin yâ Resûlallâh
Rahmete'l-li'l-âlemîn sensin yâ Resûlallâh
Nûrun sirâc-ı vehhâc âlemler sana muhtâc
Sâhib-i tâc ü mi'râc sensin yâ Resûlallâh
Âyine-i Rahmânî nûr-ı pâk-i Sübhânî
Sırr-ı seb'u'l-mesânî sensin yâ Resûlallâh
Şâhidin Leyle-i İsrâ sübhânellezî esrâ
Câmi'-i cümle-i esmâ sensin yâ Resûlallâh
Ey menba'-ı lutf u cûd yerin makâm-ı Mahmûd
Yaradılmışdan maksûd sensin yâ Resûlallâh
Cânlar içinde cânân ma'den-i ilm ü 'irfân
Ceddim ve pîrim sultân sensin yâ Resûlallâh
Açan râh-ı tevhîdi bulan sırr-ı tefrîdi
Hüdâyî'nin ümmîdi sensin yâ Resûlallâh
Toplam 752 mesaj bulundu