Tuna Kafkas Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • çatı

    10.07.2023 - 12:29

    IV
    düş…,
    göğsümün kafesinin,
    klostrofobik yüreği,
    içerdesin…; bir başına ve yalnız,
    sıkışıyor kapakçıkların havasız,
    ya çok hızlı ya da çok yavaş atıyorsun
    ve canımı acıtıyorsun zaman zaman;
    kızıl gölün hep mi dalgalı senin…,

    üstelik dengesizsin,
    her daim yeni hastalıklar seçiyorsun
    blumia kalbim,
    ah benim bir deri, bir kemiğim…;
    kustur kendini,
    ve korundaki kuşları kızıl nehrinde,
    kanınla yıka…,

    hevesi kursağında kalmış sevdan mı var,
    penguenler nasıl saklıyorsa bağrında,
    dört aylık açlığa tahammülle,
    yavrularına mama…,
    elbet sen de bilirsin saklamasını
    vuslat açlığını,
    hem insansın ya,

    ah aşk bir heves midir…;
    ve madem,
    rengi en kırmızıya çalan kuşu sevdinse sen kalbim,
    ol şimdi pinokyo…,
    ve işte gıcırdıyor tahta kalp/
    yalancının çatısında…,

    ey aşk…;
    kalbinde sakladığın pinokyonun,
    uzayan burnu,
    verdiğin sözlere kızarıyor,
    ağlıyor tahta bir kalp
    yalandan sevicilik masallarına,
    ve
    bir çocuk gün/ah/sızlığı sığıyor
    su sızmaz aramıza,
    talan, dolan ve takladan,
    var git ve bir daha hiçlikle dahi gelme huzura,
    ve sayfamızı arala...,
    anla;

  • karanlık

    10.07.2023 - 09:35

    ağyârın mâsiva lügati anlamazdı,
    yo(l/k) ıraktı, sapaydı; dardı,
    (sen korkarsın dardan),
    ki ah evet,
    iç sesler daima parantezlidir;

    karanlıktı…,
    (sen korkarsın karanlık dardan)
    yârdı,
    ve
    ardı;
    seni senden ayrı koyan,
    ah;

  • takunya

    10.07.2023 - 09:26

    geçmiş ve gelecek bütün dizelerimi toplasam,
    bir harfin bile etmez,
    sensin eksiltmez ve eksilmez, sevgili…;
    seni ne çok sevdiğime işaret ne mi,
    okyanus gözlerimde ummanına bakan nazar,
    sonsuza dek senin sevgili…,

    ve ah…,
    halsizim;
    yollarında büyülü bir uykuya meyyalim,
    yalnızlığın en korkak deminde...,
    merdivenler dayadım,
    ellerinin köprüsüne ah ki ah;
    yeşil damarlı nehirler öptüm,
    büktüm ruhunun haritasını,
    peşine düştüğüm hazine;
    sensiz kayıbım...,

    sıyırdım yüreğimin zarını,
    kızıl denizin tuzu gözlerimde/
    halsizim...,
    yüreğini kuytuya seren,
    sümbül yüzlü,
    yanık buğday tebessümlü lokmanım,
    o aydı,
    doğru mevsim doğru kış/doğru yazdı/,
    doğru güz/doğru ba/har/dı…,
    …yazgıydı…,
    gün doğru gündü,
    soluğu tütün kokan perşembe,
    cuma vaktinin müjdecisiydi,
    takvimler yalan söylemez…,

    ki evet,
    korkuyorsun ey insan,
    cesur çalımlar satarken bile;
    ayaklarının son adımı,
    muhabbetin sana gelen ayaklarına tökezlenecek,
    biliyorsun ve bilirsin…,

    o halde bu tereddüt neden;
    düş gölgesine…,
    git peşinden…,
    takıl sevdanın takunyalarının
    gümbür gümbür sesine;
    tak tak tak tak, kaç/ma…,
    üst üste devrilen,
    kavuş/veda, veda/kavuş/veda…,
    kemirir aşk sandığını,
    sevdalı güve…,
    bozuluyor kalbimin örgüsü,

  • mektup

    10.07.2023 - 09:05

    III
    ayrılık, beceri değildir;
    kutsal nedenlerle de olsa…,
    elbette çuvallanır,
    tekil tekil ya da çifter çifter,
    ayrılık deminde;

    ki sonsuzluğa yelken açmışken;
    - bizi artık biz bile ayıramayız, bizi artık biz bile,
    ve;
    - bu zahirî bir ayrılık hepsi hepsi, gam yeme,
    demeli
    ah…,

    mektup sohbet değil, muhabbettir;
    mektup, yâre salınmış bir güvencin
    ve dizeler yârin ruhuna üflenmiş fısıltılar…;
    elden ne gelir mektup beklemekten başka,
    bütün yollar engelliyse zarflara ve pullara,

    kim diyebildi sevdiğine;
    - seni, öyle sevdim öyle sevdim ki,
    beni sevmemen mümkün olmadı…,
    ve;
    - sevdansız nefes alma imkânım kalmadı…,
    kim diyebildi;

    ah yâr,
    sevginle eriyorum…,
    dağ taş dümdüz, yol alıyorum;
    bana irşâdınla verdiğin güçle,
    her gün daha iyi oluyorum,
    seni seviyorum…,
    ah;

  • tan yeri

    10.07.2023 - 04:13

    bir var bir yok değil,
    hem var, hem yoktur,
    bulup bulup yitirmeler…,
    kan gölüne dönmüş,
    geceden kalma bal gözlerin,
    ak ak oluşunu gördüm…,
    şafakların söküşüdür;
    sırra kadem basmış yârenden,
    arta kalan hatıralarda yaşamak…,

    tan yeridir;
    zuhuratın içinde kalmaktır,
    yürek kovuklarında ve
    meydan ortasında tenhalıktır,
    çölde gölgelik vehmi,
    sağnak altında duldadır,
    özlemek;
    ah,

    nice çimenli tepeler,
    nice yanık buğday tarlası yollardan,
    ve nice yangınlardan,
    aylardan sonra;
    halsizce çömelip ağlamaya dahi mecalsiz,
    beklemekteyiz haber alabilmeyi
    bimarhaneden,
    ki tutsun elimizden diye aşk
    uçurum kıyısında…;

    ki beni mahbûb mu sandın sevgili hekimim,
    senden de, benden de öte ve
    bizden ziyade,
    pusuladır muhabbet…,
    rotasız ve yolda kalmış yalnızlara,
    yedi yöndür aşıklara vuslat çilesi,
    ah,

    neyi aşk sandığını unutmuşsan,
    hafızasız kalmışsa yüreğin; ve
    nazarında değilse artık zaman,
    çağdaşısın demektir erenlerin,
    yara almış bir zarif lisansındır…,

    günaydın ey zâkîr,
    boncuk boncuk ter içinde ve,
    susuz geceden sonra
    sabahına merhaba,

    olmazsan olmaz,
    sen olmazsan olmaz;
    kuşlar konmaz dallarıma ve iyi gelmez
    kasvetime denizden esen rüzgâr…;
    canımsın, yoldaşımsın, sırdaşımsın
    son çare hekimim;

    görüyorsun ki yaşıyoruz,
    aynı istikametli bir mefkûrede,
    günbegün derdine dert ekleme de;
    sürsün sonsuza dek hüzünlere sarılı,
    mutlu mesut bahtiyâr,
    diyâr diyâr;
    t/aksim t/aksim ş/arkımız
    ah;

  • buğu

    10.07.2023 - 04:11

    kızıl yaprakları
    katmer katmer ayrılıp,
    mendile sarılmış goncanın;
    kış ikindisi akşam ayazında,
    göz yaşıyla ıslak kaldırımlara
    bırakılan bir gül dalı gibi,
    terkedilmiş ve ıssızım…,

    ideolojisi olmaz ayaklar altında kalmanın,
    ve ah ki;
    evrensel bir buğu gibi göz pınarlarında,
    ölümsüzlüğe mütemayil bir nefesken, ve;
    kendisinden gayrısını istemez bir kafes müstakili,
    ve insanın hayatta bir kere öleceğine kaniyken,
    sadece tomurcuk gülleri değil,
    baharın en tazesini getirdin sen bana…,
    ve bir ölüyü dirilttin,
    her yanım kan kızılı gül içinde…,

    şifa bekleyişlerinde yorgun düşenler,
    sevilmeyi itham ederler gafillikle,
    yatalaklık yakıştırırlar kötürümce,
    oysa beşerce korkular,
    her dem kamçılanarak yenilenir,
    ve her dem gençtir,
    körpedir/diridir; var olmak umudu,
    ve hasret; yürekte ince bir sızıdır ayrılıkta,
    ve unutmak da,
    susmak da meşke dairdir,
    unutturan mey olsun yeter ki…,

  • hızır

    10.07.2023 - 04:09

    ah şimdi;
    herkes kendi yükünü taşısın,
    sonunda bölüştük kederi…,
    turuncu gülüm, turuncu gülüm, turuncu gülüm;
    nefe/ss/iz kalmış bir saat kapaklanıyor,
    acele vedamıza…,

    gözlerimden gemiler devriliyor
    kırmızı sulara,
    sarıl sarıl sarıl/ma vakti geldi ve
    bu tasalı musafahasızlığa,
    bakma ağladığıma…,
    ağlak bir güvercinim ben,
    keklik olmaktan uyandırdığın
    o güvercin ki,
    bozkırından koparılmış ve
    ellerin yurdunda garipler garibi,
    sürgün di/yârında yüreği pas içinde…,

    kaldır ayrılığın perdesini hekimim,
    gözlerimiz son kez kamaşsın ayniyetle,
    gözbebeklerimiz hicapla yere baksın,
    uzun sürmez bilirsin zaten,
    efsunkâr muhabbetler…,
    hızır ilyas tepesinde bir yetimhane türküsü gibi,
    şimdi ayrılık…,

  • ten

    10.07.2023 - 03:59

    II
    galaksilerin merkezi şu fena aleminin
    özünde patlayan,
    acılı yıldız...,

    yaşam kadar yoksuldu aşk,
    ki sevda,
    yetinmiyor sevdayla...,
    ve artık melekler
    kırpıp tüylerini,
    noksan kanatlarla serpiştiriyor
    yıldız ölülerini boşluğa…,

    kalbime yasladığım keman,
    büyülü tınısına metal kokular sızdırırken,
    incinmenin böylesi…,
    melek kalbinde patlayan acılı yıldız;
    ve kanayan dize,
    ah,

    kıymetlim;
    bırak artık ses kayıtlı mesaj yollama,
    her sözcüğün,
    yüreğimin zırhına bir kara delik,
    son bulsun bu dara almalar,
    vur artık beni,
    en kanayan dizemden...,
    ah;

    ki ab/şar çağıltısı ve
    su sesiydin kuytumda akan,
    künhüme vakıf hekim ırmağı…,
    ve şırıltısına kapadım gözlerimin kan çanağını;
    şelale hırsızı nazarın,
    yüksekten aşağı akan tepe taklak yaşamda,
    canımı yaktığından habersiz; çokluğunla…,
    hiç az düşkünün değildim ki senin,
    ve kabirde çürüyen en son tense,
    ömrümce taşırım,
    bakışının izlerini yüzümde…,

  • yeryüzü

    10.07.2023 - 03:32

    ki yaralı retinam,
    işte böyleyken;
    bir martı kanadını bile bile,
    gözlerime batırmışken,
    yaralı retinam,
    refakatçi balıklar başucumda ağlarken,
    şaşkın sözcükler
    ellerimde yapış yapış
    ve uğultusunda yalnızlığın
    acemi hüznü
    tıka basa dolmuşken içime,
    dökülmez mısralara inci taneleri, yâr;
    yâr balların balı,
    kırıldı içimde bir dal,
    bir ağıttır ücra suskunluğum,
    değişen her gün ile
    gömülüyorum ey en sana…,
    ah;

    tut ki daha çok seviyorum seni,
    burkulan içimin süreyya sürgünlerinde,
    acılarınla acılanmak istiyorum…,

    hangi yeryüzü, gökyüzüne bakmaz…
    ve sanılıyor mu ki,
    gökyüzü de yeryüzüne meftun değildir,
    ah;

    sırdaş yol arkadaşlarını ayıramaz
    zahirin bozulmuş raconları…,
    ve ey semavatın oyun kurucusu;
    cesaret ve sekînet veren bir düş yolla,
    bu mülevves kuluna…,
    ki bak saatler eşzamanlı,
    onbirden üçe;
    üçten onbire,
    mütemadiyen,
    ah;

  • kundak

    10.07.2023 - 03:26

    kundak kokulu bebek masumluğuyla bulmak yokluğu,
    ve gözyaşlarıyla yürek katranını yıkamak dem be dem;
    zamanın sarkacında umut tohumları çatlasa,
    tufan sonrası durulan umman;
    kalpte bir ab/ı hayat katresi olsa…,
    ve konma/göçme aleminin ayrılıkları,
    için için,
    içine akan bir ırmak,
    ah kardeş payı edilen saatlerde,
    ömür biriktirmek,
    mümkünlü olaydı;
    ah nolaydı...,

    ilahi, kulağı kesik ve yetmişlik
    boyacı derviş mustafa dede;
    ayakkabılar parlıyor amma ne parlıyor,
    şu çilekeş takunyaları bile boyayacaksın belki lakin,
    her hevesin peşinden koşulmuyor,
    koşulmuyor;
    bilirsin…,

    turuncu ve kızıl gül yapraklarını
    ebeden soldurmayacak rahmet;
    ıslak kaldırımlara
    yüzükoyun serilmiş ölüleri dahi
    diriltebilse mesela…,
    ve kendinden gayrısını bilmez kibrin,
    mülevves göz pınarlarını kurutup,
    nâdim bir nefesten buğu olaydı,
    isli,
    kasvetli kodes camlarında,
    nolaydı…,
    ah;

  • girdap

    10.07.2023 - 03:21

    I
    heyhat,
    bu bir girdap;
    kalbimin kuytusundan beni kendine çeken,
    kederli dağın, gönül uçurumu…

    ah
    eyv/ah,
    avcıdan habersiz
    ırmağa inişi karacanın
    ve eğilip berrak suya,
    kana kana içmesi kendi kanını,
    vurulunca kalbinden…;
    ki büyü(d/l)ü suda
    kana bulanık halkalar iç içe,
    iç içe,
    halka ve girdap...
    ah,

    avcının sağ manipülasyonu,
    karacanın gözlerinin nemli tortusu,
    büyülü su, fakat;
    düşe kalka kat edilen yolların,
    hangisine pay düşmemiştir,
    o en yakın vuslattan…,

    bir zahter tanesi kadar külfet olsaydı keşke;
    kara kışta buza kesen dipsizlikten çıkış,
    siy/ah doruklarını aşmak kaf dağının,
    ve hazza kölelikten azad oluş,
    ah;

    ah ki çöllerin avareliğinde körebelik…,
    dalı yaprağı budanık kalmanın hicâbı ve,
    bini bir para etmeyecek
    ömür yangını pişmanlıklar
    gel/geç/likteyken,
    bütün bildiklerini bir okyanus nazarda unutmak
    mümkünlü;
    bir yadigâr kutsalı
    ve vaktin emaneti olaydı bu nazar…,
    nolaydı,
    her yönün çıkmazı bir secdede nihayet bulaydı;
    ah;

  • çağlayan

    09.07.2023 - 21:59

    su ve gök nasıl alıyorsa birbirinden rengini,
    öyle boyandık işte biz, birbirimizin rengine…,
    ve elbette daima ma/ss/mavi değildik,
    bulanık ve boz griler sardığında arada her yanımızı,
    imdat eden aşktı, başımıza kakmadan bunu…,

    tiramisu yemeye niyetli yalnız bir akşamımda,
    ince belli bir bardak sıcak çayın yanında
    kakaolu krema sosuyla sunulan,
    ilk tiramisuyu geri çevirerek,
    sadece kahve kokulu gözlerinde olmak istedim,
    derde derman tabîbim,
    derin kahve gözleri çapalı hekimim,
    ah; elbistan türküleri kadar yanık yüreklim…,

    ne vakit birbirimize kaldık ki,
    zuhûrata tabi olayazarken,
    ne zaman birbirimizde kaldık…,
    olup biten her şey,
    bir çeşit ömür aşırmaktan ibaretti,
    emanetleri hırsızların taşıdığı bu çağda…,

    tamamlanmadığımız için aşk bir işaretti ve,
    yarım kalmışlığımızın yorgun özlemiyle
    yüzün dedim, yüzün…;
    elimde değil, /hep bu hüzün,
    sisli havaları, pusu ve iri taneli
    yağmuru sevişimiz ve burnumuzun
    dibinde tüten, bu filtre kahve kokusunu
    içimize çekişimiz, bundandı…;

    bir keresinde birbirimize kalmıştık ne gülünç,
    ikimizin resmi, kayıplar ve arananlar listesinde
    yan yana asılıydı, yüzümüzde korkunç mutlu bir tebessüm,
    metal kanatlı bir kuşun koynunda saklanıyorduk,
    kayıbıydık birbirimizin,
    kum saatinin bir yüzü sen/bir yüzü bendim,
    akarken zaman ince taneleriyle,
    çölleşen zamansızlığında,
    lehimize işliyordu her şey ve
    adeta karışıyordu;
    bu taşra adasının gül bahçelerinde,
    turuncu ve kızıl güllerin,
    bir solukluk ömrü kalmış dalları
    hoyratça budanıyordu…,

    boğazımdan aşağı bir şelale köpürürken
    umutsuz terkide,
    elimde değildi kan merkezi kapılarında,
    düşürmemek yüzümü şırıltısına…,
    o ç/ağlayanın ah;

  • lüle

    09.07.2023 - 21:41

    XIX
    ince fikirli ve bir kasavetsiz,
    kadavrasıyım ölümün;
    savulun leşler…,

    anam ağladığında ya da canım yandığında değil,
    hayatın kokutulmasında,
    ziyana uğratılmasında ağlarım ben;
    kadir bilmezler, şeref yoksunu, tıynetsiz,
    seciyesiz, adi ve aşüfteler ve
    hamlar elinde…,

    hayata yaklaşımını sevdim senin en çok ben,
    sonra;
    bakışlarının dipsiz derinliği,
    büyüsü ve afacanlığını,
    geriye kalan etini/kemiğiniyse
    iyi günlerde kullan,

    içelim göz/göze
    gözlerimizi, doldurup aşk tasımıza…;
    sağlığımıza, hayatta oluşumuza ve
    yarınlara,

    anlatamıyorum…,
    bu dramatik hayatın yıllarının öyküsünü,
    ki doksan/dokuzluk bir tesbih ipine dizip,
    kandil ışığında okudum çilesini,
    ve kayıt altına aldım,
    yanık ney nefesleri eşliğinde…,

    evet,
    teslim etmek gerekirse akıl yoğun,
    hem gönül yoğun
    ve hem de emek yoğun
    bir şölendi acılara çalışmak,
    nefes tüketmek ve yorulmamak,
    böylesi bir uğraşla…;

    katmer katmer döşedik biz ledün ilmini
    bu dünyanın, sevgisizlikten bütün bütün
    çöle dönmüş üstüne ki,
    yağmur ormanı olsun sineler için…,

    kan damlasın benizlerinden,
    yaşlanmasın insanlar göz göre göre
    ve kalmasın gözleri; fersiz…,

    lüle lüle yürekli ve elips nazarlı zarif kızçeler,
    arslan pençeli delikanlılar,
    kavruk nesil ana/babalarının enkaz genlerini,
    ıslah ettikçe, yayılmadığı
    tek kuş uçmaz kervan geçmez ücrası,
    kalmayacak yeryüzünde muhabbetin,
    çok yakın bir gelecekte inanıyorum,

  • kahır

    09.07.2023 - 19:24

  • Avni Anıl

    09.07.2023 - 19:16

  • yıldız

    09.07.2023 - 19:10

    Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,
    Yeryüzünde sizin kadar yalnızım,
    Bir haykırsam belki duyulur sesim,
    Ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım.

    Kaderim bu böyle yazılmış yazım,
    Hiçkimsenin aşkında yoktur gözüm,
    Bir yalnızlık şarkısı çalar sazım,
    Ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım.

    Çekmediğim dert kalmadı dünyada,
    Hangi gönle girdimse kaldı izim,
    Taşa geçer kendime geçmez sözüm,
    Ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım.

    zeki müren

  • yarın

    09.07.2023 - 19:01

  • eşik

    09.07.2023 - 18:58

    denizdeyim…,
    tam karşısında,
    kıpırtısızlığını delecek ilk dalgayı yakalamak için,
    gözlerimi kırpmadan bekliyorum…,
    kafamı kaldırıp bir an göğe baksam,
    yine orada bilirsin,
    o şımarık,
    tembel ve inatçı bulut…,

    neden anlamak bu kadar zor ve hayat,
    bu kadar zor olmak zorunda mı,
    senkronize kederlerimiz ya hû;

    ah kalbimin kamburu aşk,
    içimin güvesi…,
    ve üvey düşlerimin
    silsilesi sağlamlardan el almış efendisi,
    bırak beni;
    acının eşiğindeyim,
    telaşla düşüyorum maviden,
    oysa sen inatla,
    yüzümde susan nehre atıyorsun kendini,
    yalvarıyorum sana,
    kemirip bitir senden kalan ne varsa,
    her sabah aynı ezan sesi geçerken uykumdan,
    ah hüda,
    al bu sevdayı benden…,

    ve mahmur yüreğim,
    sesin kısılana dek ağla şimdi...,
    ah;

  • balina

    09.07.2023 - 18:52

    çekip gittin gurbetinden,
    ki tutucu bir adamım ben çok doğru,
    bir yol tuttu mu;
    geriye çevrilmem öyle kolay kolay,
    yalnız bir tek,
    geri çevrilmenin muhabbete gitmek,
    anlamına geldiğine inanırsam,
    yön tanımaz olurum ve kararır gözlerim,

    ah evet;
    çizgisi orta yerde,
    bağnazıyım gerçek hayatın…,
    peki şimdi söyle güzel kardeşim,
    tam olarak sen nerdesin,
    bak kaç ömürdür burdayım,
    bu denizin karşısında…,
    ve ne kadar zaman oldu,
    yine hiçliğimle bekliyorum,
    kıpırdamadan, eylemsiz…;
    intiharı seçmiş bir balina kadar ölü,
    kıyıya vurmuş ve cansız…,

    bulutlar renk değişmez mi hiç,
    hep o puslu gri,
    (kaç gündür aralıksız yağan)
    /bir iç ses daha evet/
    sıkılmaz mı inatçı bulut çakılı kalmaktan,
    hep aynı hoşnutlukta…;

    renklerden gri, gri, gri,
    tepemden bana bakar,
    beyazlar kirlide…,
    /hey;
    hep maviyi bekleyen,
    /çekil aşağımdan;
    deniz suyu,
    köpük,
    bulanık burnumun ucu…;
    bir fecirde,
    çok yakın ve uyanıktım sana,
    ama bu gri sabahta çok uzaksın evet;
    ah;

  • trafik

    09.07.2023 - 18:47

    XVIII
    sıhhıye köprüsünün
    ömür törpüsü uğultulu pisliğinden,
    kuduz köpekten kaçar gibi kaçıp,
    kibirsiz mimarisi ve
    geniş, huzurlu ön avlusu
    ve bilge sütunları olan,
    dil/tarih/coğrafya fakültesi önünden geçerek,
    ankara radyosu bahçe saatine baktım,
    09:25;

    yani günümüz insanlarının,
    birbirini arayabilir olduğu \medenî\ vakte,
    otuzbeş kalaydı ve,
    anladım ki hikmetleri bilinmediğinde trafik ışıkları,
    aptallaradır…,
    oysa ki basit arkadaş;
    sabırsızlanmadan sükûnetle kırmızıda bekleyip,
    yeşilde mutluluk içinde geçeceksin karşıya,
    şu kirli sarıya gelince,
    hayat onu takmaz ve hazır da olmaz kimse zaten,
    ki bir anlıktır…,

    ve susuzluktan içi yangın yeri olan maşuk;
    hokkabazın şapkadan tavşan çıkarması gibi,
    sunamam sana bir cam kâse dolusu su,
    iç okyanus gözlerimi kana kana ki,
    dualarım,
    içini daha da kanatacak kızıl gonca gül gibi…,

    o güzelim iki yanı körpe çınar ağaçlarıyla bezeli yolun,
    çamur deryasına bulandığı gece,
    ayaklarım yere değmiyordu sanki,
    inerken çankayadan kızılaya,
    atasız bulvar önlerine…,
    aşkın bulvarında ve ışıl ışıldım,
    canına susamış bir cellatla geçen,
    bunca yıllık yıkıntıdan,
    virâneden çıkmış,
    delişmen bir delikanlının;
    yürek gücüyle…,
    kırkından sonraki meşkin,
    transandantal ve gizemli boyutlarını,
    seyridir; aşk…,

    ki hey cellat;
    yine de muhabbete yaşama anlayışı tanıman,
    gözüne sokulmuş bir eros oku değil midir…,
    ey ruhu kana bulanmış cani,
    hayat trafiği işte,
    hayat trafiği,
    celladını durduruyor vuslat cinayetleri,
    kırmızıda…,

  • morg

    09.07.2023 - 18:01

    bir martı kalbimi leş niyetine didikliyor ve
    goncalarındaki hakikate aklımın ermediği,
    bir gül bahçesi soluyordu sanki kalbimde…,

    ve işittik,
    /tamam mı
    dedi…,
    gaiplerden bir sesti,
    duyduk…;
    sol yanım liğme liğme,
    alıp bir morg masasının üstüne attım
    öylece attım solumu; soluğumu,
    rayından fırlamış bir tren kadar
    şaşkındım,
    etrafa saçılan eşyalar gibi,
    anlamsızdım,

    içimin çatlağından sızan korku,
    aklımın tavanından yüreğime damlıyor;
    küfff kokusu,
    nem kokusu,
    ölülü masada sol yanım,
    zuhûratın tâbisi tel örgümüzdeki,
    parçalarımı topluyorum…,

    bir martının gözlerini oyup,
    çıkmış gözlerinin yuvalarına,
    iki okyanus bilye yerleştiriyorum,
    öylece…;

    bir kardan adama havuçtan burun yapar gibi,
    musafahasız,
    böyle hazin, noksan ve tamamlanmamış,
    tek kelime edemezken sükûtuna,
    ve o buz gibi masada,
    sol yanım ezik bir gül gibi ağlarken,
    böylece,

    böylece son bulmalı,
    zincirlikuyunun asrî kokusu…,
    karacaahmetin derviş gülüşü,
    ah;

  • taş

    09.07.2023 - 17:52

    ah;
    aşk…,
    yüreklerimizin buzulunda,
    kızakla kayan bir çocuğun,
    hırkasına sakladığı çekiç ile kırmasıydı buzu…,

    ve kulaç attık farklı iklimlerin soğuğuna ve,
    şimdi titriyoruz tir\tir, ayrılık deyince...,
    ki ayrılık,
    yüzümün atlasına sinen,
    çam kokusu ile,
    kar tebessümleriydi…,

    bu son sözümüz olsun varsın,
    tamam dedik,
    bitsin…,
    söz verelim peki,
    orta mescid kıraathanesinin,
    ikramı kabul görmez bir fincan kahvesinin hatırsızlığına…,

    peki ve bir peki daha,
    öyle duruyorum karşında,
    tamamlanmamış bir sapak çayevi heykeli gibi,
    öyle duruyorum,
    taş kesilmiş bir taş bağırlı gibi,

  • acayip şiirler

    09.07.2023 - 17:49

    https://www.dr.com.tr/kitap/taksim/edebiyat/siir/turk-siiri/urunno=0002052614001

  • tezgah

    09.07.2023 - 10:17

    https://pin.it/mj4mKNH

Toplam 723 mesaj bulundu