s.k.l.a.
https://www.youtube.com/channel/UCt4zeuBFvVmEcG45yz9T66g
s.k.l.a.
https://www.youtube.com/channel/UCt4zeuBFvVmEcG45yz9T66g
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Tuna Kafkas Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
22 Şubat 2025 Cumartesi - 22:10:02
vay anasını sayın seyirciler
04.08.2024 - 13:13ana başa taç imiş..., her derde ilaç imiş; bir evlat pîr olsa da, anaya muhtaç imiş... muhammed ali aktekin...
bir insanın ilk mürşidinin anası olduğu bahsinde bu beyti zikrediyor hoca evet... dolayısıyla, mürşid diye el alınanın vasıflarından birine işaret ediyor...
şeyh galip
04.08.2024 - 12:56sen yârini bîhaber mi sandın..., yoksa seni; terk eder mi, sandın...
Kutuplaşma
02.08.2024 - 01:12ah paytak penguenim;
bir igloda bekliyorum seni...,
aklıma daha dahiyane bir fikir
gelmediği için…,
üzgünüm, sevgili;
istedim ki uzak olsun herkesten
ve puslu,
bizim gibi kurt huylu,
ve yalnızca bize ait…,
aydınlıkta da karanlıkta da
hayata dair birçok sır,
lapa lapa yağıyorken üzerimize;
kirpiklerimin buz saçakları çözülüyor ve
saplanır mı dersin düşüp,
böyle bir pazar gününde,
alçakların, namertlerin, kahpelerin
tam alnının çatına,
nasıl sevdiğimi bilirsin dünyanın,
uzamış derviş beyazı sakallarının
kaplamasını yeryüzünü…,
ki esasen bunun izdüşümüdür
nur yüzlü gök…,
bunca zaman sonra yüzleşmek,
belki dedim; belki,
ama hep nafile kancıklarla...,
saklanırız bizde saydam buzlar ardına
paytak paytak yürüyen penguenim,
üşüyen kalbine sular serperek gel artık,
kopuyor bir parçası daha buz dağının bak yine,
ve büyüyor ibne dünyanın deliği...,
muvazeneli tazakkum
30.07.2024 - 18:49ah neredesin,
korkuyla ümit arasında durmaya muktedir,
muvazene/denge,
neredesin irade ve
karar kılmışlık
ve kıyam mukavemeti,
öz disiplin,
ah;
RetinaCodeHande
30.07.2024 - 17:37turuncu ve kızıl gül yapraklarını
ebeden soldurmayacak rahmet;
ıslak kaldırımlara
yüzükoyun serilmiş ölüleri dahi
diriltebilse mesela…,
ve kendinden gayrısını bilmez kibrin,
mülevves göz pınarlarını kurutup,
nâdim bir nefesten buğu olaydı,
isli,
kasvetli kodes camlarında,
nolaydı…,
ah;
ki yaralı retinam,
işte böyleyken;
bir martı kanadını bile bile,
gözlerime batırmışken,
yaralı retinam,
refakatçi balıklar başucumda ağlarken,
şaşkın sözcükler
ellerimde yapış yapış
ve uğultusunda yalnızlığın
acemi hüznü
tıka basa dolmuşken içime,
dökülmez mısralara inci taneleri, yâr;
yâr balların balı,
kırıldı içimde bir dal,
bir ağıttır ücra suskunluğum,
değişen her gün ile
gömülüyorum ey en sana…,
ah;
ruhi su
21.07.2024 - 01:12Zamanede bir hal gelmesin başa
Ahdi bütün bir sadık yar kalmamış
Kalleş yar olana dost demem haşa
N'olacak muhannet meydan görmemiş.
Ben bir yar isterim derun-u dilden
Sarfede varını geldikçe elden
Beni setreyleye dudan elden
Her yüze gülen yar olmuş olmamış.
Hüseyin beyhude ah etme naçar
Bir kapı örterse birini açar
Buna dünya derler hepisi geçer
Hangi günü gördün akşam olmamış.
Kul Hüseyin / bir ruhi su türküsü
Hakan Fidan
15.07.2024 - 01:37Hakan Fidan’ın Çin’de yaptığı konuşmanın satır satır analizi
yaklaşık maliyet hesaplanması
06.07.2024 - 17:26Bedirhan Gökçe “Sebep Olanlar Utansın” ALLAH’IN DA HESABI VAR.
gecenin tenhasına bir söz bırak
05.07.2024 - 02:08işte tam da burada; denizin okyanusa; - sen bu soruların cevabını bulabildin mi diye aşkla sormasıdır ki, onları ummana kıyı yapan… ve bir ip/urgan istemek üstüne, üste çıkarken el, kol, ayak bağlamaya mütemayil isyanların tereddütlü zuhuruna madem mani olunamıyor, o halde peki, yüz yüze gelene kadar azığı kesme orucu, bir yönüyle ip kesen bir dağcının hayat bahşetmesi değil midir canı pahasına… yetersiz verilerle ileri düzey analizler yapmak, okyanusun denizi, kendi kararına getirmek cehdi içinde bulunduğu zannıyla, kendini kendinden savuruşu gibi tehlikeli sulara çekmesiyle neticelenecektir… ötelere bakan okyanus gözlerdeki endişeyi gerçekten okuyamıyor olması denizin, hatta korkuyu; muhal olduğuna göre, ummanla yüz yüze gelindiğinde, her şey için geç olabileceği ihtimali de bu kadar ortada dururken, sahilden daha fazla açılmak, bu yüzleşmede “benle beni istememe” opsiyonuna, aktivasyon almak demektir sadece… okyanusun burada konaklayacağız tam burada kararlılığında, denize haykırdığı; görmüyor musun tehlikeli sulardayız, ağır hasar olur ikazına, denizden gelen, en başında bilmiyor muyduk tehlikeyi umman kadar biz de, ve söylediğimin hükmü yok ki direksiyona geceyim sitemi ve askıya alma fikri ve konaklama kararı sürecinin dışında bırakılmışlıktan müşteki tavrıyla; okyanusu durak gözlemeden habersizlik suçlamasıyla varılan konum ve koordinatta, denizin okyanusa, seni sevmekten ve senden razı olmaktan vazgeçmeyeceğim ben, demesiyle umman dile gelir…
deniz ve okyanus, yaradılışlarının iktizası olan fıtratlarında meknûz, aynı istikamete bakamayıp, göz teması kurdukları, göz göze geldikleri her karşıtlıkta biliyorlardı ki, umman sözünü aşktan yana kullanmıştır, yürürken durmak ve ayaktayken oturmak ihtiyâdıdır bu peygamber uygulamasında da keza, nefs ve ruhun çatışma anlarının yönetimindeki ilk yapılacak olan; durmak, oturmak, yani nefesim ve kalbim var benim diyebilmektir… ki aslolan sükûtu okuyabilmektir bir nâsı anlarken dahi, o da hiçbir meâl ve tefsirde aramakla bulunamaz… aşk; bu anlamda mecburî istikamettir, bu manaya varmak dileyen her kula ve sanılanın aksine, nafile değil farzdır, ummanın sözünün üstüne söz söylemeyeceklerden olabilmek için…
allah için sevmek
05.07.2024 - 02:06nasıl ki, yaşanmışlığı olmayan bir hakikati yaşamış sayan her çıkarım, yaşanacakları ipotek altına alacak demekse ve o ipoteğin adı, sonunda yine dönüp dolaşıp yanılsama olarak karşımıza çıkıyorsa ve, bildiklerimiz sonuçta yanıldıklarımıza yetmez hale geliyorsa, öyle de; kulluk yolundaki suskunluk ve duralamalarımız, bir ömür k/aybı olarak mahcup ve anlayış bekleyici konumda kalmamız ötesine geçemez, ironik kazanımlarla yüzleşmek akıbetine uğramaktan azatlığın yolunu kesecektir… ki her susku; bir vazgeçmenin ilk adımıdır…
gökyüzündeki manzaraya bakıp, bu tabloyu kim yaptı diye soran bir çocuğun halis kalbinde saklı değil midir, iyi ki varsın beni var eden, varlığından haberdar eden rabbim nidasıyla yüzlerimize yayılan, sonsuza müteveccih o bembeyaz pamuk yığınları gibi bulut tebessümler… o halde, asık bir suratla bir canı, cananını aramaktan alıkoyan nedir ve korkarım bu yine kendisinden başkası değilse nerededir, ulu ulu nehirlerin, denizlerin, okyanusların ummanına akmaya çakılı kalışlarındaki bu bulutsuzluk hasretinin efsunu… ve hangi kalbin nefesi ummanında yankısını bulmamış…
annelerimizden aldığımız o hesaba gelmez şefkatler, bütün insanlıkla paylaşarak geçmedikten sonra, hangi ömür uzundur… ve öte gecelerde uyumak istemek, nasıl ölümcül bir kâbusun ninnisidir… dört işlemden hangi azıksız sağlama ırgatlığı yüzleşmesiyle, gettoların inleri asude ve müstağni, yaşamaktan yana… ki bu sağlamadan önceki bütün işlem olup bitimlerinin, hesap günü bir referans alınma kabiliyeti de yok, kesinlikle… bunu bilerek biriktirilen çukurda kalmış deneyimlemelerle yüz yüze gelindiğinde, her şeyin sıfırdan başlaması talebinin anlamsızlığı kaçınılmazdır… hesabıyla yüz yüze gelmezden önce, yaşamakta olduklarını bir kevgirde biriktirmeyi sürdürmekten yana mı insan ya da bu kadar azık, bu yol arkadaşlığın için kâfi mi bunu düşünmeye neden yanaşmaz…
okyanus
05.07.2024 - 02:01atlas yürekli ve nur yüzlü, güzel bir kulluk, uykulu gözlerle de olsa, bir okyanusa bir denizin gösterdiği ilk mutlak razı olma ve teslimiyetle başlar… takva kokulu bir turuncu güle, muhabbete kanayan bir kızıl gülün yankı vermesi gibi… dingin bir uykudan, şafakların söküşünde hayırlı sabahlar, hayırlı vakitler; günaydın diyerek evrene uyanmak, ölmeden önce ölenlerin, hayatta oluşlarına bir teşekkürüdür…
dünyanın saldırılarına maruz kalıp, yara almış, kan kaybeden her sine; haline bir çare ve yol yordam arayışına girmek için, her an ve her nefeste ölüm tehdidi altında bulunduğu farkındalığından çok, muhatap kılındığı ve her kulun kendine özgü teması içinde bulunduğu, o okyanus ve deniz muhabbeti ihsanına teveccüh göstermesi ve bu muhabbetin mutlak vuslata dek geçecek vaktin, muvakkat ayrılığın en tesirli bir müsekkini olduğu bilinmelidir… bir sınav niteliğindeki soruyla başlayan o kadim çağrının sesindeki merhameti mütemadiyen hatırda tutabilmektir kulluk…
kavgası bitmek bilmeyecek bir ulu sevdanın, dertlerine tanı konması ve derman arayışının yolu, o yolu deneyimlemiş bilgelerin tespit ve tavsiyelerine kulak vermekle başlayacak olsa bile, karar anları; daima kişiye özel ve bu anlamda terzi işi kılınmıştır… şu kadar ki, her kul bağlı bulunduğu o muhabbet kaynağına karışabilecek kirliliklere ve vücut iklimi afiyetini fesada uğratabilecek dışsal unsurlara karşı, kuduz ve tetanos aşıları tedbirleri ve benlik eczalarını kullanımda ya da güvenlik ihlalleri ve yaşam hırpalanışlarına kapı açmakta hürdür ve hal endişelerinin ve varlık belirsizliklerinin gri alanlarında duyulan endişelere özür beyan etmenin erdemi bir kulda ifa kabiliyeti kazandığında, hangi deniz okyanusuna maşuk olmaz; ve bir okyanusun bu deniz muhabbetine yankı vermemesinin, bütün dikeyleri yatay hale getirecek bir varoluş öyküsünün inkârı olacağı da izahtan varestedir…
Bu da geçer Ya Hu!
01.07.2024 - 02:13Sana Ya Hû Görünür - Sedat Anar - Muhabbet Nağme - TRT Avaz
seher
30.06.2024 - 18:24Eléonore & Efrén López, Seherde Bir Bağa Girdim
malûmun ilâmı
30.06.2024 - 14:24ki dibi tutmuş bir kere
akdeniz kokusunun dahi…,
çukulatadan beklene dursun seretonin,
harman yerindeki yanık tenin
yerini tutacak tarımsal/kırsal kalkınma,
öyle mi…,
tabi tabi bekleyelim,
sirkecideki han hamallarının sırtındaki,
küfe ip izlerinin helali olan,
ayran aşı kadar,
içimize aş olacak ha…,
emekçilerin emekleri;
ara ki bulasın artık,
yılan dilli kısaltmalarda o yaşama sevincini,
kulağına fısıldasam
ve bak alınma ama istanbul,
nefesin anason ve uluorta
döl bereketi kokuyor sokakların,
egenin kucağına akıyor bakteri kominleri,
gözlerimin tirilyesi,
zeytinin karası,
kokuşmuş ölüüüüüüüü sardalya,
ve ha sendeki ben,
ha bendeki sen din kardeşim,
al sendeki beni,
vur bendeki sana,
karma karışık artık bizim mahalle,
kördüğüm,
ortaya tepside şöyle karışık yaptırıyoruz malum…,
Kork Allah' tan Korkmayandan
29.06.2024 - 17:30Bize Her Şeyi Allah'ın Biliyor Olması Kâfi Gelmelidir - İsmet Özel
Mavinin İzi
22.06.2024 - 15:04o halde;
asıyorum kalbimi
ben de zamansız,
a/mor/a çalan dallarına
ve erguvan tebessümüne,
mavinin izindeki sesine senin…,
sevgili kocaman çiçek;
ki kısa,
çabuk ve hareketli,
aceleci, sabrı kıt,
fakat görkemli ve heybetli,
ve ahir zaman baharı gibi,
hemen geçmek üzre
bilirsin erguvan zamanı…,
ah;
kuddusi müftüoğlu
22.06.2024 - 14:34Seyreyle güzel, kudret-i Mevlâ neler eyler!..
Allâh’a sığın, Adl-i Teâlâ neler eyler!..
Cânâna gönül vereli ben candan usandım,
Hem düşeliden derdime dermandan usandım.
Suları şikest, meyleri kalp Hazret-i Hak’tan,
Bir âne değin ettiğim isyandan usandım.
Meyl eylemezem gayrisine tevbeler olsun,
Bu âne değin ettiğim isyandan usandım,
Pervâne gibi yanmayı ister deli gönlüm,
Her şâm u seher âh ile efgandan usandım.
Kalmadı firak giryesine sabra mecâlim,
Vuslat dilerem yârime hicrandan usandım.
Işk ile enîs oldı gönül geçdi sivâdan,
Ben sohbet-i nâs ülfet-i yârandan usandım.
Çün zerre vefâ bulmadım ihvân-ı zamanda,
Şol yüzleri dost, özleri düşmandan usandım.
Vird edeyim ismini hemen Hazret-i Hakk’ın,
Kesret ile ünsiyyet-i insandan usandım.
Kuddûsi’ye vahşet gelüben cümle sivâdan,
Der her ne ki gayrındır o ben andan usandım.
Kök Neden Analizi
22.06.2024 - 00:15ah sevgili içim söyle bana;
bu kendimden habersizlik gafletinden,
beni paklasın istemezken teneşir bile,
kurulduğun keder tahtında,
bu yakınmasız halin ve
asude memnuniyetli tavrın,
hangi mukaddes kabulden gelir,
söyle…,
ve zihnimde kandiller söndüğünde,
kuytumdan bakınca insanlar,
karınca misal,
yüzümü cama yaslar izlerim onları,
hayat;
aynı filmi yüz milyon kez oynatır,
herkes kendi yükünü taşır,
sırtında aşını ve bir başınalığını kalbinde…,
pencereden bakar hislenirim,
ufacık tefecik karınca insan…,
hey hayat;
ölüyorum an be an,
ama sor bana neden,
neden;
iri tesbihler gibi akıp çenemde toplanır yaşlar,
sabah namazından dağılan cami cemaatinin
en arkasında kalmışlığım neden…,
gün ağarırken huzur esenin avlusunda,
nicedir süren muhatapsız bir yaşama,
sabır sebebinden yumuluyken çapaklı gözlerim;
umur görmüş sesinden,
nadaslı kalbime akan o kızıl ateş,
ve işlerken içime gariplere has sesin,
ah,
ne vardı hiç doğmayaydı güneş…,
şimdi ömrümden sesin geçer sabahlarıma,
bu garip de bizden zahir diyen sesin,
ki kaç mevsimdir ben kederliyim,
ve sudan çıkmış bir balık gibi çırpınırım,
bir kerecik daha sohbetinde olmadan,
ölmemek için,
ah;
Mavinin İzi
21.06.2024 - 21:46ne güzel, ne güzel... tay durmaya başlayan bir bebek kadar masum bir paylaşı... dandini dastana, danalar bostana... uyku saatin geçmesin evet :)
abdal
21.06.2024 - 21:43gaflet uykusunda yatar uyanmaz
can gözü kapanık gafilan çoktur
hak sözü dinlemez, asla inanmaz
kalbi çürük, fesat cahilan çoktur
mürşid-i kamile vermez özünü
gaflet uykusundan açmaz gözünü
taştan katı, beter söyler sözünü
nefsiyle oynaşan pehlivan çoktur
genç abdal herkes mest olur sanma
her kurban derisi post olur sanma
her yüze güleni dost olur sanma
içi kâfir, dışı müslüman çoktur
takip şartı
20.06.2024 - 12:30takip ettiğin şairleri okumaya bak mihan kızım, burada takip gösterisi yapmakla vakit kaybeceğine... peki, geçmiş bayramızı tebrik ederim, nice tekrarlarını dilerim...
Braking bad skayler sadakati
17.06.2024 - 03:34ki kalbim,
şiir çöplüğüm ah;
ne çok yazılmış,
ve yazılmamış dizelerim,
şimdi ayak seslerinizi dinleyip,
sonra kapansam kanayan dizlerinize
ve aşkı yazdıran elleri öpsem şimdi,
öpebilsem…,
ki üstünü örttüğüm her acım,
bir gece yarısı üstü açık kalan
bilincin altını üstüne getiren
hırsızken...,
içim;
alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı
ve ucu saçak saçak suda yüzen
bir halat gibi,
kocamış kutsal balıkların geçtiği
yosun tutmuş yoldayken içim…,
bir düşkün silueti yansır
aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü,
brunonun sabîsine yamayan
rüya çöplüğüm;
ne çok görülmüş ve
hayal meyal tasalı kâbuslarım,
bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi
dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim,
yolda kalmış susuzların
imdadına koşar yardımın ve,
anımsaması imkansız bir rüyada,
muhabbete verilmiş bir sadaka
olur kalbim...,
ah;
zihinsel berraklık
17.06.2024 - 03:09ki başka bir baharda;
toplayıp satır aralarından,
hayalet bir şehri uyandırmadan ve,
zihin kıvrımlarımı süslemeden,
veballi ayaklarımın parmak uçlarına basarak
utangaç tebessümlerle,
sessizce şiirler yazarım ben size…,
nebevî nefesinizin siy/ah hırkası,
sarsın ne olur; şaşkın yüzümü,
sonsuzlukta açılan iftar sofranızda…,
yağmur duaları kifayetsizken,
bir mücrimin muhabbet gözyaşlarıyla,
gözlerimi nazarınıza temaslayıp,
cemalinize teslim edebilmektir
ruhumu niyazım...,
ah;
yukarıdan talimatla
17.06.2024 - 03:00Tuğba Gülyeşil - Minnet eylemem & Yârim derdini ver bana
Toplam 718 mesaj bulundu