Talat Semiz - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Talat Semiz Talat Semiz, 1966 yılında çalışmaya başladığı özel bir kuruluşun aylık Petek dergisinde ilk kez şiirleri yayınlanan Talat Semiz günümüze değin 40 yılı aşkındır şiir yazıyor. Ekmek kavgasının öncelik kazandığı yaşamında, sanata öncelik verememenin üzüntüsünü yaşamıştır. Şiiri, karanlık labirentlerden aydınlığa çıkarmak, daha çok okurun anlayacağı ölçü ve yalınlığa ulaştırma çabası verir. Kişiselliği doruk noktasına çıkarırken, kişinin içsel bütünlüğünde sınırsız evrene sahip olduğunu düşünür. O yaşamın tümünü şiir olarak görür. Şiir bireysel ve toplumsal iletişimin ilk ve terk edilmez unsurudur. O'na göre şiir kültürün kendisidir. Yalnız şiir yazmakla da kalmaz. Sayısız dernemeleri, araştırma ve incelemeleri, yazıya aktardığı sayısız anıları vardır.

ŞİİR HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORUM

I …
Şiir hayatımızın önemli bir parçasıdır. İnsan yaşamının özüne oturmuş düşünsel, duygusal, mantıksal tutarlılık ve özellikle dilsel anlatımda başarılı betimlemeyi okuyucuya sunmak için yapılan, özel bir dili olan, özel bir anlatım tekniği olan çalışmalardır. Her şiir başarılı mıdır?

Bu konuyu, sözü fazla uzatmadan irdelemek isterim. Dünyamızda şiir yazan milyonlarca insan bir süre sonra yazdığı şiiri beğenmemekte ve buruşturarak çöpe atmaktadır. Tüm dünyada tanınan, şiirleri birçok ülkede okunan, birçok dillere çevrilmiş olan şairler de bile bu durumu görmek olasıdır.

Evrenin sürekli değişimi, insanın evrenin bir parçası olması ve onun da bu değişimi yaşıyor olması, belki farkına varamadığı bir ayrıntı gibidir. Fiziksel yapımızda bu değişimi büyük ölçüde göremiyor olsak bile, düşünsel yapımızda bir önceki günümüzden farklı olabiliyoruz. Kişinin görüş, düşünme ve algılamasındaki değişim sürekli onun eylemlerine de yansımaktadır. Yazdığımız şiiri başka bir süreçte okuyup beğenmemiş olmamızın nedeni de budur. İnsan olarak hep aynı noktada çakılıp kaldığımızı sanmak, düşünsel yapımızdaki değişimden habersiz olmak, bizi oldukça yanıltan bir sorundur.

Şiirin dilsel sorunuysa, yukarıda vurguladığımız konuyla benzeşir. Dil de bir canlıdır, diğer canlılar gibi sürekli yenilenir. Günümüzden uzun yıllar önce yazılan bir şiirle bu gün yazılan şiirin dilleri arasında önemli dilsel bir ayrım olduğu izlenecektir. Zamanla kuşaklar dil üzerindeki bu değişimin kavramsal boyutundan uzaklaşarak onları anlayamaz duruma gelirler. Kısaca, zaman anlam olarak ve biçem olarak şiirleri değiştirecektir.

I I …
Bir başka gerçeği şiirle ilişkilendirmemiz bize yeterince açıklık kazandıracaktır. Güzelin yanında çirkinin, olumlunun yanında olumsuzun, beğenilenin yanında beğenilmeyenin bulunması; yaşamın iki yönlü oluşunun kavranması gerekir. Bir söylem, bir yazılım, bir betimleme doğru ve yerinde anlaşılacağı kadar, yanlış da anlaşılabilecektir. Yazan, okuyan, yorumlayan ve eleştirenlerin hepsi şiir konusunda bu kaçınılmaz durumla yüzleşmek zorundadır.

Tüm sanat dallarında olduğu gibi, şiirin de uzun süreçlerden geçerek geldiği, bu uzun uğraş içinde biçeminde olduğu gibi, anlam ve içeriğinde de değişimlerin olduğunu açıklamaya gerek bile duymuyorum. Şairin ve okuyucunun emek ve değerlendirmeleri sonucu, şiirleri değişik gruplara ayırarak inceleme olanağı sağlanmıştır. Hangi tür şiir çalışması olursa olsun, şiirlere tarafsız bir gözlemcinin gözüyle bakmak, onun bireysel, toplumsal ve sanatsal değerini anlayabilme zorunluluğu vardır.

Talat Semiz Kasım 2011….İst.