Arkadaşlar site yönetimine yazdım kimsenin mağdur olmaması için burayada yazma ihtiyacı duydum lütfen dikkat edelim... yazdığım metni paylaşıyorum: merhaba kolay gelsin siteniz üzerinden grace dokie adında bir şahısdan msj aldım daha öncesinden de larua larph adında başka birinden geldi benzer bir mesaj... bunları araştırdığımda dolandırıcı olduklarını öğrendim ellerinde yüklü miktarda bir çek olduğunu ve yüzde 15 ini paylaşacaklarını belirtiyorlar ve 3 bin dolar gibi bir masaraf olduğunu bildiriyorlar eğer bir kere parayı öderseniz daha sonra tekrar benzer masraflardan söz edip sonu gelmeyen bir ödeme zinciri kuruyorlar... bende dolandırıcı olduklarını anladığım için size bildirmek istedim... genelde beni ekleyin diye e mail adresi yolluyorlar sonrasında gelen mesajdaki kişi linkine tıkladığımda sitede gözükmüyorlar tek mesajlık kullanıyorlar siteyi.. almanız gereken önlemleri alın lütfen
tek bir kelime bile etmeden
öylece susuyorsun ya hep sen,
oysa konuşmanı ve
ne varsa yüreğinden dökmeni
haykırmanı isterdim,
ayrılığın yıkıntıları arasında
çarpıp sonsuzluğun duvarlarına,
çınlasa da kulağımda sesin,
hiç fark etmez şimdi
acı tatlı dönse de dilin,
kelimelerinle
yüzleşmek isterdim be gülüm,
hatta ölümse bile son sözün
ölüme de gülümserdi gözüm
Bir sabah uyanıp ansızın
Yaprakları sarartan sarı güzün
rüzgârlarıyla taşınacak acı hüzün
sonrası kış, kıyamet, kar yağacak
eyvah! Bak kapanacak aşk-ı izin…
Oysa zaten saklanmayı,
saklı kalmayı tercih ediyorsun,
gerçek sandığın fakat yanıldığın
etrafını sarıp sarmalayan,
yüreğini tutuşturup harmanlayan
binlerce sahte duygu içerisine,
eğilip bükülüp gizleniyorsun ya,
hani saklandığını sanıyor,
sarıp sarmalandığını düşünüyorsun ya,
Tam da orda,
biten her aşkın neticesinde
gündüzünde, gecesinde
hüznünde eleminde ya da neşesinde
ve dağılırken ömrün
kenarında, köşesinde
yahut ne biliyim,
belki de tam ortasında,
yani kendi içinde,
kendi hayatında…
Ama hayır-hayır, sadece kayboluyorsun
yalnızlığın en çirkin kalabalığında...
Çoğul düşler kuruyorsun
geceleri satır arasında
çok ünlemli bir çığlık oluyorsun
aşkın kanayan yarasında
Farkına varmalısın ki
derinde bir yerde
yani yüreğinde, içerinde
aradığın ve bulduğun,
bulup içine dahil olduğun,
dahil oldukça, yok olduğun,
yok oldukça yeniden doğurduğun
ve hep yeniden arayıp sorduğun
o kayıp duyguların,
gizli ve sisli hislerin,
bir karabulut gibi dağılmışken
günüme ve geceme
ılık ılık sızmışken
kalbime ve yüreğime,
büyük bir hırsla ben,
hiç ağlayamam dedikçe,
o inatla yağmur biriktirmiş gözlerime...
Zaman bir gece yarısı…
Bak yine tükenmek bilmez
şu ölümcül susuşların...
Oysa birleştirsin isterdim ellerimizi
tekrardan o heyecanlı umutlanışların.
Tane - tane, günlerce - gecelerce
ve birikmiş on bin duyguyu
tek bir satırda hecelerce,
ah! o tatlı sert yazışmaların,
en suskun halinde bile
sevgiye aşkla sataşmaların…
Şimdi bitti mi yani,
bumuydu ederi, bu kadar mıydı değeri,
ne yani eskidik de rafa mı kaldırıldık
yoksa öldük de kefene mi sardırıldık
yazık çok yazık
hiç bilen de yok ki
ne uğruna harcandık
Ama artık anlamı yok,
sevgilerin korkak, duyguların soğuk,
yol yokuş ve
gökyüzünde kaybolmuş bir kuş,
bak düşüncenin de kanadı kırılmış
en çok ta o korkmuş,
susmuş pusmuş, sancılı bir düş olmuş
sormuş hep gerçeği sormuş
ve bulamamış, sonunda solmuş
koşmuş koşmuş, çok yorulmuş
ve tükendim derken gönül…
heyy! yeter artık sus dedi dilime,
eğer sevdaysa sorunun,
artık yok tek bir kelime,
gücün yeterse hadi
daldır al elini kalbime,
e savurup kül etmez mi senide,
ah yürekteki şu ateşten dönence,
ey sevgili nasıl bir girdapsın ki
her yanımdan sen savruldun
ben döndükçe aşk çemberinde.
Bir hayat, tam ortasın da
Büyük metropollerin, sığınak limanların,
kuytu kalabalıkların, çoğul yanlızlıkların.
Sabahın güneşi, akşamın kızıllığın da
Doğu köylerinde, batı kasabalarında
Biraz sana ait, biraz da bana
Bunca yalanın tam ortasında
(ki yalan bir örgüdür bir zaman sonra)
Bir hayat
Öyle çocuksu, öyle hırçın
Bir utangaç, bir çoşkun
Öyle gökyüzüne çevrili yüzü
Gözlerine yansıyan mavi
Belki de Tanrı' nın izi
Öyle savunmasız, öyle güçlü
Hiç anlayamadan içindeki gizi.
Bir hayat, tam ortasın da
Yaşanmışlık çizili, anlıyla
Öyle kaçıp kurtulmak istercesine, bağlı hayata....
Sağın mertliğin de, solun cömertliğin de
Bir ülkenin tam kalbin de
İçindeki barış arzusu
Dışındaki savaş çoşkusu
Yanlızlığın verdiği, bütünlükte
İçinde ki kendi bölünmüşlükte
Bir hayat, tam ortasın da
Biz sadece seyrin de
Oysa en büyük yetenek
Bir şeyleri değiştirip iyileştirebilmek
Değil mi ki,!
Bunca ezberlenmişliğin arasında
Yokluğunda inşa etiğim o hayali,
Bir anlık öfkeyle, yerle bir ettim.
Ağır bir bilanço, hayatta kalan yok.
Pişmanlık duygusu, kendimi ihbar ettim.
İfşa et! Suçluyum, saklamak sonuçsuz.
Yahut infaz et, varlığım lüzumsuz.
Yaranmak imkansız, ağzınla kuş tut.
Altı yıl devamlı gittim kanaat notum sorumsuz!
Bir hayale adanmış, yarım bir öyküyüz.
Arar ve sorarlar, yokuz ki sürgünüz.
Hangimiz ters, hangimiz düz, hangimiz yaz, hangimiz güz?
Meçhul bir dörtlüyüz.
En değerli armağan aşk, hayatta gördüğüm.
Garip bir hediye, kurdelası kördüğüm.
Boğuştuğum ilmik, çözülmez niyetli.
Bu boşluk yaşantıma, ilkokuldan meyilli.
Benim samimi dostum, kafamdaki duygularım,
Maalesef munferitim onların da canı sıkkın.
Aşina değildin, lüzumsuz kinaye.
Amiyane bi tabir, hep aynı terane.
Bir birine sürtecek iki liram yok cebimde.
Hayatla inatlaştım hayalimin peşinde (Koşş..) .
O halde müsade, vakur bir ifade.
Laedri mahlas: derviş-i virane.
Öncelerden kararlıydım büyüyecektim çocuk yaşta.
Hediye yaptım kendimi ve postaladım yıllara.
İçini açtım baktım,karşımdaydı Süveyda,
Görülmez bir kaza dostum, büyümüşüm galiba!
Birikimlerim yazdıklarımdan ibaret, bilinmeli.
Sayfalarda mutluluk varsa yanlış, silinmeli.
Biz hayatin işçisi dost, elimizde emeklerle,
Arayarak bulursun elbet dürüstlüğü yüreklerde.
Kapkaranlık bir oda, içinde loş lamba.
Kağıt üstünde kalem, koltuğun üstünde ben.
Çocuklar, yazıyorum ya kızarsanız yeniden?
Dostlar, üzmeyin zaten gönülde var çilem.
Benim bildiğim her şey yanlış hayatta lakin,
Senin de gördüğün üzere, bulmalıyız doğruyu canım bu yaşamda.
'Neydi doğru? ', 'Neydi yanlış? ' derken ellerimde kaldı çok soru.
Cevapları yok, her şeye şaşkınım.
Bak, yakala beni ve cümlelerimi kat hayatına.
Derinlik uzmanından yazılmış bir not sana.
Görüyorum rüyalarımda, tüm gerçek dostları.
Yitiriyorlar saygılarını, ben yeniden yazmadıkça.
Kimisinin ne keyfine, ne rengine kan delikanlı.
Ben de büyüdüm ve küçülmek istiyorum an ve an.
Ah, istemekle olsaydı her istek...
Ve yerine gelseydi içinden geçen dilek...
Tadından tuz biber çalınırdı hayatın koca bebek.
Gel gel, geçelim konunun en hakiki merkezine.
Ve aşka dalalım ve nakşa geçelim.
Kendimize güvenli bir yol seçelim,
Bulana kadar toprak eşelim.
Bir gün sen de ağlayacaksın be neşelim.
Senin baktıkların, senin battıklarındır.
Neye meyil ettiysen ona doğru yollanırsın.
Gönül kuşunu hangi avcı vurduysa, onun yanına uğurlanırsın. (Baybay)
Herkes bir yolcudur, yoluna kurban olduğumun.
Şimdi bana burayı tapulamış, bir dünyalı gösterin.(Göster!)
Ve şimdi gösteremediklerinizle övünün.(Övüün!)
İtilince karanlığa (korkma!) nice gölgelerle savaştım
Ben en doğruya, en yanlışlardan geçerek ulaştım.
Sizin bataklıklarınızdan gül bahçesine, nihayet ulaştım.
İnsan olmayı öğrendiğim an
El sıkıştım Tanrı'm la
Tüm zorlukları hediye etti
Olsun baş ederim dedim.
-Ya gücün tükenirse dedi,
Çok emindi gülümsedi
-Sığınmayı öğrenirim,
Kim var ki senden daha güçlü
- Zalimler, zorbalar korkutmaz mı seni,
ya katiller...
Ya dostlarını düşman edersem dedi
-Yeni dostlar da edindirmez misin peki
Hep zalimler, zorbalar, kötüler mi?
Kazanır yani...
-Bir bilmecedir hayat çözeceksin dedi
-Peki her gece dua etsem dedim
-Bak orası kader kısmet dedi...
Bir ara sustuk, susuştuk,
Herşey çok gerçekti...
Sanki sessizlik kaplamıştı tüm Evreni
Gürültüler gitmiş,
kirlilikler bitmişti
Ne savaş çığlıkları kulağım da
Ne de teknolojinin ışıkları gözlerimde
Bir sessiz huzur kaplamıştı,
Dünya denilen gezegeni
Ve çekince elini, ellerimden Tanrı
İki kıtanın tam ortasına düştüm
Ne kadar uzak kalsada ocakları
Beynimi yedi Afrika'nın aç çocukları,
Petrole bulandı yanı başımda
Iraklının toplu mezarlarında ki kanı
Ateşten di gökyüzü ve Bağdat bombalandı...
Nesiller yalan söyledi bir birilerine,
Yalancı nesiller yetişti...
Kabileler, ırklar gelişti
Yanlıştı çok yanlış Irkçılık oluştu.
Mermi icat oldu
İnsan canı ucuzlaştı
Herkes kendi çapın da biraz
Tanrı'laştı...
Sabır inceldi, ipler koptu
Herkes hesabını en kısa yoldan gördü...
Akıl, fikir, sevgi, merhamet... verdi Tanrı
Güzellikler sundu, Tabiat' ı oluşturdu
Yine de İnsanoğlu, Lanetledi kendini...
Korktu sonra...
tahtadan,çelikten, zırhlar ördü
Hem doğuda hem batıda
Depremler oldu...
Yer yerinden oynadı
Tozla buz oldu insanlığın duvarları
Bir damla Tusunamiydi Evren'in gözyaşları...
ve insanlar yeniden kucaklaştı
Henüz üç gün geçmeden uzaklaştı
Aşkın ömrü bile 3 yıldan, aylara düştü...
Bom-boş Üniversiteler gelişti
Eğitim kimi insanı rezilleştirdi
Unutuldu asıl eserler
Birileri kendi eğrisini
Sanat sandı...
Bak bozuldu insanlık Tanrım
Biraz şikayet etsem dedim
O' da benden uzaklaştı...
kimin kimle arasında ne var bunu ne tartışmak ne de takibini yapmak yakışır bi durum değil.. konu zaten bu hiç değil... sayfada güzel anktodlar güzel yazılarda vardı bi zamanlar herkes az çok iyi kötü paylaşımlar yapıyordu ama ne zaman sayfa msn tarzı yazışmalara dönüşse kesildi paylaşımlar millet muhabete de fıransız kaldı aslında sayfaya da ve yakalandı bi ritim gidiyordu serbest kürsüde bişey de demedik uzun süre ama hep aynı kısır döngüye girince uygun bi dille durumu yazıp paylaştık katılan hak veren arkadaşlar da oldu kimi ahlaksızlıka suçlandı kimine cesaretsiz dendi ve şimdi sizde elinizde olmayan kartlar sana yeşil sana kırmızı kusura bakmayın ama sizin dediğinizde doğru bişey değil ve konuya hakim bile değilken hakem oluyorsunuz... ben konuşmak istemiyorum artık basit bir durum binlerce çıkmaza sokuldu tuhaf geliyo insanların bu hali...
valla ne sahibi olduğun umurumda değil ben, sözüm meclisten dışarı ben herşeyin sahibi olmak yerine edep sahibi olmayı yeğlerim ve muhabbetiniz zenginliğinize ölçüt değilmiş anladık...
kimse dinlesin diye yazmıyorum sana hitaben cvp yazıyorum sen herkes beni dinlesin diye yazdığın için benide öyle sanıyorsun... kişi kendinden bilirmiş işi misali... ben şikayet falan etmedim şikayet etsem burdan yazmazdım ikili oynamak huyum değil... msn hasreti çekenler msn e döndürdü bile siteyi senin haberin yok vah vah vah... gırgır şamata iyidir ama zorlama ile yapılana soytarılık denir ince bir çizgidir anlayana....
insanı yartandan ötürü severiz elindeki malzemden ötürü değil evet fark var arada bizim gibi olama durmunuz yok maalesef... bide yarın aynı biçimde kullanacam amacınıza ulaşamayacaksınız demişsiniz bu gün azda olsa aynı biçimde kullanamadınız bu gün amacımıza ulaştık galiba :) eh yarınıda yarın düşünürüz... kim öle kim kala vessellam
kimsenin siteyi yönetme gibi bi derdi yok ama siteyi yönlendirenler yani istediği biçime sokanlar (hemde hiç sınır tanımadan) belli ben bu siteye sizin kime duman üflediğinizi görmek için girmiyorum kimse bunun için burda değil... güzel şeyler de paylaştığınız zamanlar oldu ama son zamanlarda hep msn muhabbetine döndürdünüz ve en garibi kimsede vay arkadaş bide kendime bakayım ben ne yapıyorum böyle demiyor..
yiğidi öldür hakkını yeme demişler endpoint haklı azıcık bir tepkiye bile katlanamayan çıkmasın kürsüye, adam orda az biraz rahatsızlığını dile getirdi diye ahlaksızlıkla gönül eğlendirmekle suçlayamaz kimse... kimseyle bi derdim de yok ama adam haklı beyler...
bence adı değişsin geyik kürsü olsun zira serbest lafını görüp geyik muhabbeti yapanda çok.. her ne kadar serbest olsa da kürsü olayı hitap amaçlıdır yani kürsüye bir topluluğa hitap etmek (belli ve ölçülü biçimde) çıkılır... yoksa har vurup harman savurmak ona buna haksız yere bel altı vurmak için değil...
burayı iyice msn e çevirdiniz arkadaşlar... muhabbet edecekseniz özelden yazın bir birinize... eskiden girdiğimde güzel yazılar paylaşan arkadaşlar güzel anektodlar vardı.. şu an iki üç kişinin muhabbeti aynı konular üzerinde gidip gelmeler araya kimsede giremiyor muhhabbete fıransızız diye biraz anlayış pls. özelden yapın bence özel görüşmelerinizi.. saygılar...
Bir hayat, tam ortasın da
Büyük metropollerin, sığınak limanların,
kuytu kalabalıkların, çoğul yanlızlıkların.
Sabahın güneşi, akşamın kızıllığın da
Doğu köylerinde, batı kasabalarında
Biraz sana ait, biraz da bana
Bunca yalanın tam ortasında
(ki yalan bir örgüdür bir zaman sonra)
Bir hayat
Öyle çocuksu, öyle hırçın
Bir utangaç, bir çoşkun
Öyle gökyüzüne çevrili yüzü
Gözlerine yansıyan mavi
Belki de Tanrı' nın izi
Öyle savunmasız, öyle güçlü
Hiç anlayamadan içindeki gizi.
Bir hayat, tam ortasın da
Yaşanmışlık çizili, anlıyla
Öyle kaçıp kurtulmak istercesine, bağlı hayata....
Sağın mertliğin de, solun cömertliğin de
Bir ülkenin tam kalbin de
İçindeki barış arzusu
Dışındaki savaş çoşkusu
Yanlızlığın verdiği, bütünlükte
İçinde ki kendi bölünmüşlükte
Bir hayat, tam ortasın da
Biz sadece seyrin de
Oysa en büyük yetenek
Bir şeyleri değiştirip iyileştirebilmek
Değil mi ki,!
Bunca ezberlenmişliğin arasında
Ruhunu aşmış duygular ve kifayetsiz kalmış kelimelerinle
İkimizi de sarıp sarmalar boğarken,
Yüreğinde ki şu kördüğümlerin...
Kaderimizi suya yazdıktan sonra,
Tüm geri dönüş özlemlerini,
ve tek tek silip adım izlerini
Yokluğun götürdüğü yere kadar,
yarış edelim mi? ............ Saim ERGÜL
Sorgusuzca başına buyruk doğrularını savunuyorsun
yanlış fikirlerden yanlış bir sen yaratıyorsun (sen) aferin!
Sen abartıyorsun rahat yaşamla sapıtmayı
İstanbul üstünden geçmiş bırak kendini korumayı
İyiden iyiye bakıyorum da yoldan raydan çıkmışsın
Tenine dokunan ellerden bir koleksiyon yapmışsın aferin!
O yataktan bu yatağa yatıp takılıp sızmışsın, bu zihniyetle aşkı yorgan altlarında aramışsın aferin!
Akrep ateş çemberinde harakiri yaptı sahiden
pozitif olana dek negatifim kuzen
Erkek alana dek istediğini sanarsın ki Romeo
ne diller döker de teslim olur kapana Juliet
Kadınlar hassas ve hisli, dilekleri içlerinde gizli hatırla işi bitince kaç Romeo gaddarca gitti?
Kadın olmak zor bu kadar acımasızlık sürerken
Hemcinslerim abazanlıktan oduncasına yanarken
Taksim fuhuş yuvası, partiler karı kız kazanı derken.
Koleksiyona yeni bir bebek ekle sabah güneşi doğarken! ...
El bebek, gül bebek bu yaşına kadar geldin
Düşünsene bir it heriften sertçe tekme yedin
Geceye aşkla vardın, sabaha yabancı uyandın
Bil ki sonraki gün başka bir baya anlatılacaksın
Kadını kandırmaksa amaç alayınız yalancı
Kapında köpek olan işi bitince yabancı
Tuzağa düşeni iplemez, yeni bir avı kovalar avcı
Sen karar ver bu olayda kim hakim, kim savcı?
Erkeklerin elinin kiri, kadının boğaza geçirin ipi
Var mı böyle adalet kesin ikisinin de boynunu
Tez helak edin iblisin hile dolu bu oyununu
Uyandırın dünden kalma uyuyakalmış yorgunu
insanlar seviyor didişmeyi içinde farklı şeyler kıpraşıyor galiba rahat bırak aldırma :) her adımda herkes kendi yazdıklarıyla övünür aslında kavga gürültü bahane... Kavgacılar iyi hoş aslında yalakalardan kork kavgacılar deşarj olur bi şekilde yorgun düşer çekilir köşelerine... aman neyse ne...
ne güzel anılar bunlar böyle Morpheus hep kavgalar la mı besleniyorsun... herkes dağılmış darmadağın olmuş bi sen dimdik ortalıktasın hala maşallah :))
-de bakam bana hacı cav cav bütün evlatlarını büyüten yetiştiren sonra da gözünün yaşına bakmadan katleden kimdir
- bilemedim kimdir
- zamandur zaman, başı serap sonu topraktan olmadur, aka gide yetişemirim
- Hacivat Karagöz neden öldürüldü -
serbest kürsü
01.02.2017 - 17:0027. Yaş Notları
*öğrendim ki karanlıklar gözdeki değil, zihindeki gölge imiş
**öğrendim ki muhabbeti değerli kılan, içeriği değil içtenliği imiş
*öğrendim ki insanı hayvandan ayrıt eden en büyük etken, yaşam biçimi ve fikriymiş
*öğrendim ki çok okuyan değil, anlayabilen öğrenirmiş
*öğrendim ki cahile öğretilebilen tek şey ezbermiş
*öğrendim ki olgunluğumuz, kendimize duyduğumuz saygınlığa eşdeğermiş
*öğrendim ki hak ettiği değeri göremeyen her iş, bir sanatı öldürürmüş ruhunda
*öğrendim ki her insan içindeki yalnızlığı kadar yitirmiştir, dışındaki kalabalığı
*öğrendim ki öyle çok kişi değil, senden yeni bir sen üreten bir kaç dost yetermiş, kalabalık sayılmaya
*öğrendim ki tecrübe yenilgiden çıkarılan ders ve kalpte kalan izmiş
*öğrendim ki kişiyi kişi yapan işi ve davranışları değil, kalbinde ve ruhundaki olguymuş
*öğrendim ki her şeyi konuşan değil, doğruyu doğru kişiye yeteri kadar konuşan, asıl bilge imiş
*öğrendim ki büyüklük yaşla değil, hoşgörü ile ölçüt müş
*öğrendim ki yıllar değil, insanı yaşananlar çürütür müş
*öğrendim ki ayrılık bedene olan uzaklıkta değil, duygulara ulaşamamakta gizliymiş
*öğrendim ki hayattaki en kolay sınav, okuldaki sınavlar mış
*öğrendim ki biz öğrendiklerimizi değil, öğrendiğimiz şeyler bizi biriktirip bütünleştirir miş
*öğrendim ki savaşlar, bir tek hayata karşı yapıldığında güzelmiş
*öğrendim ki öğrenmenin yaşı sınırı yok, en değerli hazine olsa da bilgi paylaşılmadıkça hiçbir kıymeti yok
02/03/2011
Saim Ergül
serbest kürsü
02.01.2017 - 14:04Arkadaşlar site yönetimine yazdım kimsenin mağdur olmaması için burayada yazma ihtiyacı duydum lütfen dikkat edelim... yazdığım metni paylaşıyorum: merhaba kolay gelsin siteniz üzerinden grace dokie adında bir şahısdan msj aldım daha öncesinden de larua larph adında başka birinden geldi benzer bir mesaj... bunları araştırdığımda dolandırıcı olduklarını öğrendim ellerinde yüklü miktarda bir çek olduğunu ve yüzde 15 ini paylaşacaklarını belirtiyorlar ve 3 bin dolar gibi bir masaraf olduğunu bildiriyorlar eğer bir kere parayı öderseniz daha sonra tekrar benzer masraflardan söz edip sonu gelmeyen bir ödeme zinciri kuruyorlar... bende dolandırıcı olduklarını anladığım için size bildirmek istedim... genelde beni ekleyin diye e mail adresi yolluyorlar sonrasında gelen mesajdaki kişi linkine tıkladığımda sitede gözükmüyorlar tek mesajlık kullanıyorlar siteyi.. almanız gereken önlemleri alın lütfen
serbest kürsü
03.08.2016 - 18:06like atan herkese teşekkürler
serbest kürsü
03.08.2016 - 16:48Girdap
Yine acımasızca
akıp giderken zaman,
saniye – saniye kaçarken
akrepten yelkovan,
tek bir kelime bile etmeden
öylece susuyorsun ya hep sen,
oysa konuşmanı ve
ne varsa yüreğinden dökmeni
haykırmanı isterdim,
ayrılığın yıkıntıları arasında
çarpıp sonsuzluğun duvarlarına,
çınlasa da kulağımda sesin,
hiç fark etmez şimdi
acı tatlı dönse de dilin,
kelimelerinle
yüzleşmek isterdim be gülüm,
hatta ölümse bile son sözün
ölüme de gülümserdi gözüm
Bir sabah uyanıp ansızın
Yaprakları sarartan sarı güzün
rüzgârlarıyla taşınacak acı hüzün
sonrası kış, kıyamet, kar yağacak
eyvah! Bak kapanacak aşk-ı izin…
Oysa zaten saklanmayı,
saklı kalmayı tercih ediyorsun,
gerçek sandığın fakat yanıldığın
etrafını sarıp sarmalayan,
yüreğini tutuşturup harmanlayan
binlerce sahte duygu içerisine,
eğilip bükülüp gizleniyorsun ya,
hani saklandığını sanıyor,
sarıp sarmalandığını düşünüyorsun ya,
Tam da orda,
biten her aşkın neticesinde
gündüzünde, gecesinde
hüznünde eleminde ya da neşesinde
ve dağılırken ömrün
kenarında, köşesinde
yahut ne biliyim,
belki de tam ortasında,
yani kendi içinde,
kendi hayatında…
Ama hayır-hayır, sadece kayboluyorsun
yalnızlığın en çirkin kalabalığında...
Çoğul düşler kuruyorsun
geceleri satır arasında
çok ünlemli bir çığlık oluyorsun
aşkın kanayan yarasında
Farkına varmalısın ki
derinde bir yerde
yani yüreğinde, içerinde
aradığın ve bulduğun,
bulup içine dahil olduğun,
dahil oldukça, yok olduğun,
yok oldukça yeniden doğurduğun
ve hep yeniden arayıp sorduğun
o kayıp duyguların,
gizli ve sisli hislerin,
bir karabulut gibi dağılmışken
günüme ve geceme
ılık ılık sızmışken
kalbime ve yüreğime,
büyük bir hırsla ben,
hiç ağlayamam dedikçe,
o inatla yağmur biriktirmiş gözlerime...
Zaman bir gece yarısı…
Bak yine tükenmek bilmez
şu ölümcül susuşların...
Oysa birleştirsin isterdim ellerimizi
tekrardan o heyecanlı umutlanışların.
Tane - tane, günlerce - gecelerce
ve birikmiş on bin duyguyu
tek bir satırda hecelerce,
ah! o tatlı sert yazışmaların,
en suskun halinde bile
sevgiye aşkla sataşmaların…
Şimdi bitti mi yani,
bumuydu ederi, bu kadar mıydı değeri,
ne yani eskidik de rafa mı kaldırıldık
yoksa öldük de kefene mi sardırıldık
yazık çok yazık
hiç bilen de yok ki
ne uğruna harcandık
Ama artık anlamı yok,
sevgilerin korkak, duyguların soğuk,
yol yokuş ve
gökyüzünde kaybolmuş bir kuş,
bak düşüncenin de kanadı kırılmış
en çok ta o korkmuş,
susmuş pusmuş, sancılı bir düş olmuş
sormuş hep gerçeği sormuş
ve bulamamış, sonunda solmuş
koşmuş koşmuş, çok yorulmuş
ve tükendim derken gönül…
heyy! yeter artık sus dedi dilime,
eğer sevdaysa sorunun,
artık yok tek bir kelime,
gücün yeterse hadi
daldır al elini kalbime,
e savurup kül etmez mi senide,
ah yürekteki şu ateşten dönence,
ey sevgili nasıl bir girdapsın ki
her yanımdan sen savruldun
ben döndükçe aşk çemberinde.
03.08.2016 Saim Ergül
serbest kürsü
25.07.2016 - 11:55Tam Ortasında
Bir hayat, tam ortasın da
Büyük metropollerin, sığınak limanların,
kuytu kalabalıkların, çoğul yanlızlıkların.
Sabahın güneşi, akşamın kızıllığın da
Doğu köylerinde, batı kasabalarında
Biraz sana ait, biraz da bana
Bunca yalanın tam ortasında
(ki yalan bir örgüdür bir zaman sonra)
Bir hayat
Öyle çocuksu, öyle hırçın
Bir utangaç, bir çoşkun
Öyle gökyüzüne çevrili yüzü
Gözlerine yansıyan mavi
Belki de Tanrı' nın izi
Öyle savunmasız, öyle güçlü
Hiç anlayamadan içindeki gizi.
Bir hayat, tam ortasın da
Yaşanmışlık çizili, anlıyla
Öyle kaçıp kurtulmak istercesine, bağlı hayata....
Sağın mertliğin de, solun cömertliğin de
Bir ülkenin tam kalbin de
İçindeki barış arzusu
Dışındaki savaş çoşkusu
Yanlızlığın verdiği, bütünlükte
İçinde ki kendi bölünmüşlükte
Bir hayat, tam ortasın da
Biz sadece seyrin de
Oysa en büyük yetenek
Bir şeyleri değiştirip iyileştirebilmek
Değil mi ki,!
Bunca ezberlenmişliğin arasında
01,01,2011
Saim Ergül
serbest kürsü
24.06.2016 - 16:15Yokluğunda inşa etiğim o hayali,
Bir anlık öfkeyle, yerle bir ettim.
Ağır bir bilanço, hayatta kalan yok.
Pişmanlık duygusu, kendimi ihbar ettim.
İfşa et! Suçluyum, saklamak sonuçsuz.
Yahut infaz et, varlığım lüzumsuz.
Yaranmak imkansız, ağzınla kuş tut.
Altı yıl devamlı gittim kanaat notum sorumsuz!
Bir hayale adanmış, yarım bir öyküyüz.
Arar ve sorarlar, yokuz ki sürgünüz.
Hangimiz ters, hangimiz düz, hangimiz yaz, hangimiz güz?
Meçhul bir dörtlüyüz.
En değerli armağan aşk, hayatta gördüğüm.
Garip bir hediye, kurdelası kördüğüm.
Boğuştuğum ilmik, çözülmez niyetli.
Bu boşluk yaşantıma, ilkokuldan meyilli.
Benim samimi dostum, kafamdaki duygularım,
Maalesef munferitim onların da canı sıkkın.
Aşina değildin, lüzumsuz kinaye.
Amiyane bi tabir, hep aynı terane.
Bir birine sürtecek iki liram yok cebimde.
Hayatla inatlaştım hayalimin peşinde (Koşş..) .
O halde müsade, vakur bir ifade.
Laedri mahlas: derviş-i virane.
Öncelerden kararlıydım büyüyecektim çocuk yaşta.
Hediye yaptım kendimi ve postaladım yıllara.
İçini açtım baktım,karşımdaydı Süveyda,
Görülmez bir kaza dostum, büyümüşüm galiba!
Birikimlerim yazdıklarımdan ibaret, bilinmeli.
Sayfalarda mutluluk varsa yanlış, silinmeli.
Biz hayatin işçisi dost, elimizde emeklerle,
Arayarak bulursun elbet dürüstlüğü yüreklerde.
Kapkaranlık bir oda, içinde loş lamba.
Kağıt üstünde kalem, koltuğun üstünde ben.
Çocuklar, yazıyorum ya kızarsanız yeniden?
Dostlar, üzmeyin zaten gönülde var çilem.
Benim bildiğim her şey yanlış hayatta lakin,
Senin de gördüğün üzere, bulmalıyız doğruyu canım bu yaşamda.
'Neydi doğru? ', 'Neydi yanlış? ' derken ellerimde kaldı çok soru.
Cevapları yok, her şeye şaşkınım.
Bak, yakala beni ve cümlelerimi kat hayatına.
Derinlik uzmanından yazılmış bir not sana.
Görüyorum rüyalarımda, tüm gerçek dostları.
Yitiriyorlar saygılarını, ben yeniden yazmadıkça.
Kimisinin ne keyfine, ne rengine kan delikanlı.
Ben de büyüdüm ve küçülmek istiyorum an ve an.
Ah, istemekle olsaydı her istek...
Ve yerine gelseydi içinden geçen dilek...
Tadından tuz biber çalınırdı hayatın koca bebek.
Gel gel, geçelim konunun en hakiki merkezine.
Ve aşka dalalım ve nakşa geçelim.
Kendimize güvenli bir yol seçelim,
Bulana kadar toprak eşelim.
Bir gün sen de ağlayacaksın be neşelim.
Senin baktıkların, senin battıklarındır.
Neye meyil ettiysen ona doğru yollanırsın.
Gönül kuşunu hangi avcı vurduysa, onun yanına uğurlanırsın. (Baybay)
Herkes bir yolcudur, yoluna kurban olduğumun.
Şimdi bana burayı tapulamış, bir dünyalı gösterin.(Göster!)
Ve şimdi gösteremediklerinizle övünün.(Övüün!)
İtilince karanlığa (korkma!) nice gölgelerle savaştım
Ben en doğruya, en yanlışlardan geçerek ulaştım.
Sizin bataklıklarınızdan gül bahçesine, nihayet ulaştım.
serbest kürsü
15.06.2016 - 11:06İş Başa Düştü
İnsan olmayı öğrendiğim an
El sıkıştım Tanrı'm la
Tüm zorlukları hediye etti
Olsun baş ederim dedim.
-Ya gücün tükenirse dedi,
Çok emindi gülümsedi
-Sığınmayı öğrenirim,
Kim var ki senden daha güçlü
- Zalimler, zorbalar korkutmaz mı seni,
ya katiller...
Ya dostlarını düşman edersem dedi
-Yeni dostlar da edindirmez misin peki
Hep zalimler, zorbalar, kötüler mi?
Kazanır yani...
-Bir bilmecedir hayat çözeceksin dedi
-Peki her gece dua etsem dedim
-Bak orası kader kısmet dedi...
Bir ara sustuk, susuştuk,
Herşey çok gerçekti...
Sanki sessizlik kaplamıştı tüm Evreni
Gürültüler gitmiş,
kirlilikler bitmişti
Ne savaş çığlıkları kulağım da
Ne de teknolojinin ışıkları gözlerimde
Bir sessiz huzur kaplamıştı,
Dünya denilen gezegeni
Ve çekince elini, ellerimden Tanrı
İki kıtanın tam ortasına düştüm
Ne kadar uzak kalsada ocakları
Beynimi yedi Afrika'nın aç çocukları,
Petrole bulandı yanı başımda
Iraklının toplu mezarlarında ki kanı
Ateşten di gökyüzü ve Bağdat bombalandı...
Nesiller yalan söyledi bir birilerine,
Yalancı nesiller yetişti...
Kabileler, ırklar gelişti
Yanlıştı çok yanlış Irkçılık oluştu.
Mermi icat oldu
İnsan canı ucuzlaştı
Herkes kendi çapın da biraz
Tanrı'laştı...
Sabır inceldi, ipler koptu
Herkes hesabını en kısa yoldan gördü...
Akıl, fikir, sevgi, merhamet... verdi Tanrı
Güzellikler sundu, Tabiat' ı oluşturdu
Yine de İnsanoğlu, Lanetledi kendini...
Korktu sonra...
tahtadan,çelikten, zırhlar ördü
Hem doğuda hem batıda
Depremler oldu...
Yer yerinden oynadı
Tozla buz oldu insanlığın duvarları
Bir damla Tusunamiydi Evren'in gözyaşları...
ve insanlar yeniden kucaklaştı
Henüz üç gün geçmeden uzaklaştı
Aşkın ömrü bile 3 yıldan, aylara düştü...
Bom-boş Üniversiteler gelişti
Eğitim kimi insanı rezilleştirdi
Unutuldu asıl eserler
Birileri kendi eğrisini
Sanat sandı...
Bak bozuldu insanlık Tanrım
Biraz şikayet etsem dedim
O' da benden uzaklaştı...
Sanırım iş başa düştü...
18.02.2012
Saim Ergül
serbest kürsü
14.06.2016 - 22:48kimin kimle arasında ne var bunu ne tartışmak ne de takibini yapmak yakışır bi durum değil.. konu zaten bu hiç değil... sayfada güzel anktodlar güzel yazılarda vardı bi zamanlar herkes az çok iyi kötü paylaşımlar yapıyordu ama ne zaman sayfa msn tarzı yazışmalara dönüşse kesildi paylaşımlar millet muhabete de fıransız kaldı aslında sayfaya da ve yakalandı bi ritim gidiyordu serbest kürsüde bişey de demedik uzun süre ama hep aynı kısır döngüye girince uygun bi dille durumu yazıp paylaştık katılan hak veren arkadaşlar da oldu kimi ahlaksızlıka suçlandı kimine cesaretsiz dendi ve şimdi sizde elinizde olmayan kartlar sana yeşil sana kırmızı kusura bakmayın ama sizin dediğinizde doğru bişey değil ve konuya hakim bile değilken hakem oluyorsunuz... ben konuşmak istemiyorum artık basit bir durum binlerce çıkmaza sokuldu tuhaf geliyo insanların bu hali...
serbest kürsü
14.06.2016 - 21:03valla ne sahibi olduğun umurumda değil ben, sözüm meclisten dışarı ben herşeyin sahibi olmak yerine edep sahibi olmayı yeğlerim ve muhabbetiniz zenginliğinize ölçüt değilmiş anladık...
serbest kürsü
14.06.2016 - 20:57kimse dinlesin diye yazmıyorum sana hitaben cvp yazıyorum sen herkes beni dinlesin diye yazdığın için benide öyle sanıyorsun... kişi kendinden bilirmiş işi misali... ben şikayet falan etmedim şikayet etsem burdan yazmazdım ikili oynamak huyum değil... msn hasreti çekenler msn e döndürdü bile siteyi senin haberin yok vah vah vah... gırgır şamata iyidir ama zorlama ile yapılana soytarılık denir ince bir çizgidir anlayana....
serbest kürsü
14.06.2016 - 20:47insanı yartandan ötürü severiz elindeki malzemden ötürü değil evet fark var arada bizim gibi olama durmunuz yok maalesef... bide yarın aynı biçimde kullanacam amacınıza ulaşamayacaksınız demişsiniz bu gün azda olsa aynı biçimde kullanamadınız bu gün amacımıza ulaştık galiba :) eh yarınıda yarın düşünürüz... kim öle kim kala vessellam
serbest kürsü
14.06.2016 - 20:22kimsenin siteyi yönetme gibi bi derdi yok ama siteyi yönlendirenler yani istediği biçime sokanlar (hemde hiç sınır tanımadan) belli ben bu siteye sizin kime duman üflediğinizi görmek için girmiyorum kimse bunun için burda değil... güzel şeyler de paylaştığınız zamanlar oldu ama son zamanlarda hep msn muhabbetine döndürdünüz ve en garibi kimsede vay arkadaş bide kendime bakayım ben ne yapıyorum böyle demiyor..
serbest kürsü
14.06.2016 - 20:10yiğidi öldür hakkını yeme demişler endpoint haklı azıcık bir tepkiye bile katlanamayan çıkmasın kürsüye, adam orda az biraz rahatsızlığını dile getirdi diye ahlaksızlıkla gönül eğlendirmekle suçlayamaz kimse... kimseyle bi derdim de yok ama adam haklı beyler...
serbest kürsü
14.06.2016 - 20:00bence adı değişsin geyik kürsü olsun zira serbest lafını görüp geyik muhabbeti yapanda çok.. her ne kadar serbest olsa da kürsü olayı hitap amaçlıdır yani kürsüye bir topluluğa hitap etmek (belli ve ölçülü biçimde) çıkılır... yoksa har vurup harman savurmak ona buna haksız yere bel altı vurmak için değil...
serbest kürsü
14.06.2016 - 12:14burayı iyice msn e çevirdiniz arkadaşlar... muhabbet edecekseniz özelden yazın bir birinize... eskiden girdiğimde güzel yazılar paylaşan arkadaşlar güzel anektodlar vardı.. şu an iki üç kişinin muhabbeti aynı konular üzerinde gidip gelmeler araya kimsede giremiyor muhhabbete fıransızız diye biraz anlayış pls. özelden yapın bence özel görüşmelerinizi.. saygılar...
serbest kürsü
17.05.2016 - 08:18Tam Ortasında
Bir hayat, tam ortasın da
Büyük metropollerin, sığınak limanların,
kuytu kalabalıkların, çoğul yanlızlıkların.
Sabahın güneşi, akşamın kızıllığın da
Doğu köylerinde, batı kasabalarında
Biraz sana ait, biraz da bana
Bunca yalanın tam ortasında
(ki yalan bir örgüdür bir zaman sonra)
Bir hayat
Öyle çocuksu, öyle hırçın
Bir utangaç, bir çoşkun
Öyle gökyüzüne çevrili yüzü
Gözlerine yansıyan mavi
Belki de Tanrı' nın izi
Öyle savunmasız, öyle güçlü
Hiç anlayamadan içindeki gizi.
Bir hayat, tam ortasın da
Yaşanmışlık çizili, anlıyla
Öyle kaçıp kurtulmak istercesine, bağlı hayata....
Sağın mertliğin de, solun cömertliğin de
Bir ülkenin tam kalbin de
İçindeki barış arzusu
Dışındaki savaş çoşkusu
Yanlızlığın verdiği, bütünlükte
İçinde ki kendi bölünmüşlükte
Bir hayat, tam ortasın da
Biz sadece seyrin de
Oysa en büyük yetenek
Bir şeyleri değiştirip iyileştirebilmek
Değil mi ki,!
Bunca ezberlenmişliğin arasında
01,01,2011
Saim Ergül
serbest kürsü
16.05.2016 - 02:45Ruhunu aşmış duygular ve kifayetsiz kalmış kelimelerinle
İkimizi de sarıp sarmalar boğarken,
Yüreğinde ki şu kördüğümlerin...
Kaderimizi suya yazdıktan sonra,
Tüm geri dönüş özlemlerini,
ve tek tek silip adım izlerini
Yokluğun götürdüğü yere kadar,
yarış edelim mi? ............ Saim ERGÜL
serbest kürsü
14.05.2016 - 23:2827. Yaş Notları
*öğrendim ki karanlıklar gözdeki değil, zihindeki gölge imiş
**öğrendim ki muhabbeti değerli kılan, içeriği değil içtenliği imiş
*öğrendim ki insanı hayvandan ayrıt eden en büyük etken, yaşam biçimi ve fikriymiş
*öğrendim ki çok okuyan değil, anlayabilen öğrenirmiş
*öğrendim ki cahile öğretilebilen tek şey ezbermiş
*öğrendim ki olgunluğumuz, kendimize duyduğumuz saygınlığa eşdeğermiş
*öğrendim ki hak ettiği değeri göremeyen her iş, bir sanatı öldürürmüş ruhunda
*öğrendim ki her insan içindeki yalnızlığı kadar yitirmiştir, dışındaki kalabalığı
*öğrendim ki öyle çok kişi değil, senden yeni bir sen üreten bir kaç dost yetermiş, kalabalık sayılmaya
*öğrendim ki tecrübe yenilgiden çıkarılan ders ve kalpte kalan izmiş
*öğrendim ki kişiyi kişi yapan işi ve davranışları değil, kalbinde ve ruhundaki olguymuş
*öğrendim ki her şeyi konuşan değil, doğruyu doğru kişiye yeteri kadar konuşan, asıl bilge imiş
*öğrendim ki büyüklük yaşla değil, hoşgörü ile ölçüt müş
*öğrendim ki yıllar değil, insanı yaşananlar çürütür müş
*öğrendim ki ayrılık bedene olan uzaklıkta değil, duygulara ulaşamamakta gizliymiş
*öğrendim ki hayattaki en kolay sınav, okuldaki sınavlar mış
*öğrendim ki biz öğrendiklerimizi değil, öğrendiğimiz şeyler bizi biriktirip bütünleştirir miş
*öğrendim ki savaşlar, bir tek hayata karşı yapıldığında güzelmiş
*öğrendim ki öğrenmenin yaşı sınırı yok, en değerli hazine olsa da bilgi paylaşılmadıkça hiçbir kıymeti yok
02/03/2011
Saim Ergül
serbest kürsü
14.05.2016 - 00:10aşk olsun deniz devir kötü olsada kalbi temiz insan hiç mi yok ha
serbest kürsü
13.05.2016 - 14:36Sorgusuzca başına buyruk doğrularını savunuyorsun
yanlış fikirlerden yanlış bir sen yaratıyorsun (sen) aferin!
Sen abartıyorsun rahat yaşamla sapıtmayı
İstanbul üstünden geçmiş bırak kendini korumayı
İyiden iyiye bakıyorum da yoldan raydan çıkmışsın
Tenine dokunan ellerden bir koleksiyon yapmışsın aferin!
O yataktan bu yatağa yatıp takılıp sızmışsın, bu zihniyetle aşkı yorgan altlarında aramışsın aferin!
Akrep ateş çemberinde harakiri yaptı sahiden
pozitif olana dek negatifim kuzen
Erkek alana dek istediğini sanarsın ki Romeo
ne diller döker de teslim olur kapana Juliet
Kadınlar hassas ve hisli, dilekleri içlerinde gizli hatırla işi bitince kaç Romeo gaddarca gitti?
Kadın olmak zor bu kadar acımasızlık sürerken
Hemcinslerim abazanlıktan oduncasına yanarken
Taksim fuhuş yuvası, partiler karı kız kazanı derken.
Koleksiyona yeni bir bebek ekle sabah güneşi doğarken! ...
El bebek, gül bebek bu yaşına kadar geldin
Düşünsene bir it heriften sertçe tekme yedin
Geceye aşkla vardın, sabaha yabancı uyandın
Bil ki sonraki gün başka bir baya anlatılacaksın
Kadını kandırmaksa amaç alayınız yalancı
Kapında köpek olan işi bitince yabancı
Tuzağa düşeni iplemez, yeni bir avı kovalar avcı
Sen karar ver bu olayda kim hakim, kim savcı?
Erkeklerin elinin kiri, kadının boğaza geçirin ipi
Var mı böyle adalet kesin ikisinin de boynunu
Tez helak edin iblisin hile dolu bu oyununu
Uyandırın dünden kalma uyuyakalmış yorgunu
serbest kürsü
12.05.2016 - 09:51insanlar seviyor didişmeyi içinde farklı şeyler kıpraşıyor galiba rahat bırak aldırma :) her adımda herkes kendi yazdıklarıyla övünür aslında kavga gürültü bahane... Kavgacılar iyi hoş aslında yalakalardan kork kavgacılar deşarj olur bi şekilde yorgun düşer çekilir köşelerine... aman neyse ne...
serbest kürsü
12.05.2016 - 09:28ne güzel anılar bunlar böyle Morpheus hep kavgalar la mı besleniyorsun... herkes dağılmış darmadağın olmuş bi sen dimdik ortalıktasın hala maşallah :))
serbest kürsü
11.05.2016 - 15:35-de bakam bana hacı cav cav bütün evlatlarını büyüten yetiştiren sonra da gözünün yaşına bakmadan katleden kimdir
- bilemedim kimdir
- zamandur zaman, başı serap sonu topraktan olmadur, aka gide yetişemirim
- Hacivat Karagöz neden öldürüldü -
serbest kürsü
11.05.2016 - 10:24O bir yolcu sen bir hancı
Gördüğün en son yalancı
İçinde ki derin sancı
Gitmez dedim kaldı gönül
Sen istedin ben dinledim
Senden ayrı olmaz dedin
En sonunda bende sevdim
Şimdi beni kurtar gönül
Toplam 44 mesaj bulundu