Hayat tersine yaşanmalıydı bence.
Önce ölümü savuşturmalıydık başımızdan.
Yirmi yılımızı huzur evinde geçirip,
Çok gençleştiğimiz için atılmalıydık.
Altın bir saatimiz olduktan sonra işe başlamalıydık.
Kırk yıl çalışmalıydık, ta ki
Emekliliğin tadını çıkarabilecek denli gençleştiğimiz güne kadar.
Üniversiteye gitmeliydik sonra, liseye hazır hale gelene dek
Parti yapmalıydık
İyice ufalmalıydık, oyun oynayıp
Sorumlulukları unutmalıydık.
Küçük bir kız ya da bir erkek bebek olunca annemize dönmeli,
Son dokuz ayımızı yüzerek geçirmeli
Ve sevgi dolu bir bakışta son bulmalıydık
'yarın' eski türkçede (sabah) anlamına gelen bir kelime iken
günümüz türkçesinde 'ertesi gün' olarak kullanılıyor.
'yarın' yarumak (ışımak, gün ağarmak) fiilinden geliyor.
hatta daha da ileri gidip
'yarumak' fiilinin 'yakmak' manasına geldiğini söyleyenler bile var..
üstelik mantıklıda..
dünyayı evimizin bir odası olarak düşünürsek
güneşin doğması odadaki ışığı yakmakla benzeşiyor..
ah! önyargılar..
insana dair yazdığı eserleri (insan, insanın dört zindanı)
önyargısız
bütün müslümanlarca okunması gerekir derim ben..
zirâ sünni inancına ters fikirler bulak nâmümkündür..
yazıları müsbettir ve evrenseldir..
Allah rahmet eylesin..
orijinal yazılışı 'konşı'
'kon-mak' fiilinden türetilmiş..
ziyaret etmek, konuk olmak anlamlarına gelmesinin yanısıra
'konmak' bir yerde gecelemek anlamında da kullanılırdı.
herhangi bir mesafeden bahsedilmiyor...
kökeninin 'karındaş' olduğu ihtilaflı olmakla beraber
etimologlar
'kandaş' (aynı kandan olan) tan ses değişimine uğrayıp 'kardeş' olma ihtimalinin
yüksek olduğunu söylüyorlar..
yakından tanıdığım bir bitki
yapraklarını salata olarak yiyenler var
hiç denemedim..
daha doğrusu yapraklarını yemek hiç aklıma gelmemişti..
şehirli kuzen görünce
aa hindibâ deyivermişti..
bende
-ot o ot.. bildiğimiz ot işte
deyip cehaletimi tüm çıplaklığıyla önüne serivermiştim..
İki ayrı üniversitede doktora yapan
8 dil bilen
özellikle İslam Hukuku ve Siyer konularında çeşitli eserler veren mümtâz bir şahsiyet..
Hazırladığı Kur'an Meali
diğerlerinden çok farklı..
Okuma fırsatım olmuştu..
ömrünü inancına adamış
diyar diyar gezmiş bir seyyah aynı zamanda..
Allah rahmet eylesin..
Dil Devrimi sırasında Eski Türkçe olduğu varsayımıyla
kullanımı teşvik edilmiştir.
ama ne hazîndir ki
kelimeye eski türkçe yazıtlarda rastlanmamış
ve
farsçada 'temel, esas' kelimelerine karşılık geldiği anlaşılmıştır..
orijinal okunuşu
'âsâl' dır..
önce akrabası olan kelimeleri ve anlamlarını inceleyelim.
'sıdk' (doğru olanı yapma, dostça davranma)
kelimesinden türemiş olup
'sâdık' (güvenilir, dost, arkadaş)
'sadâkat' (dostça davranma, doğrudan yana olma)
ve sadaka..
bir şey yapılması gereken durumlarda
doğru olanı yapmaktır..
o yüzden;
tebessüm etmek
yolda insanlara eziyet veren bir şeyi kaldırmak
güzel söz
iki kişi arasında adaletli davranmak vs.
bunların hepsinin birer sadaka olduğu söylenmiştir..
hani vaaz vermek değil niyetim..
ama 'sadaka' kavramı 'bir fakire yardım etmek' ile sınırlandırılamayacak kadar geniş ve evrensel ve insânîdir..
'hayy' kökünden türemiştir..
'hayy' ayrıca Allah'ın 99 isminden biri olup ' hayat veren ' anlamındadır..
bir ilginçlik daha var ki
oda
'hay' ciğerlerimizdeki nefesi dışarıya saldığımızda çıkan sestir..
nefes alıp vermek
hhh sesini çıkartmak
hayat belirtisidir..
istanbul
11.11.2006 - 15:44Galata ve diğer varoşlara kıyasla
İstanbul'un sur içi bölümünün adına
verilen isim..
istanbul
11.11.2006 - 15:36'is tin poli'
'Eis+i polis' şehir merkezi; ülke merkezi, başkent..
Eski yunanca...
yaşamak
11.11.2006 - 15:09Hayat tersine yaşanmalıydı bence.
Önce ölümü savuşturmalıydık başımızdan.
Yirmi yılımızı huzur evinde geçirip,
Çok gençleştiğimiz için atılmalıydık.
Altın bir saatimiz olduktan sonra işe başlamalıydık.
Kırk yıl çalışmalıydık, ta ki
Emekliliğin tadını çıkarabilecek denli gençleştiğimiz güne kadar.
Üniversiteye gitmeliydik sonra, liseye hazır hale gelene dek
Parti yapmalıydık
İyice ufalmalıydık, oyun oynayıp
Sorumlulukları unutmalıydık.
Küçük bir kız ya da bir erkek bebek olunca annemize dönmeli,
Son dokuz ayımızı yüzerek geçirmeli
Ve sevgi dolu bir bakışta son bulmalıydık
ULAN
11.11.2006 - 15:06Ulan eşek sıpaları!
yine mi siz! yok kalmadı leblebi tozu falan..!
bknz.
laz bakkal amca.
dünya
11.11.2006 - 13:30Aslında hep karanlık;
hep gece..
yarın
11.11.2006 - 13:28'yarın' eski türkçede (sabah) anlamına gelen bir kelime iken
günümüz türkçesinde 'ertesi gün' olarak kullanılıyor.
'yarın' yarumak (ışımak, gün ağarmak) fiilinden geliyor.
hatta daha da ileri gidip
'yarumak' fiilinin 'yakmak' manasına geldiğini söyleyenler bile var..
üstelik mantıklıda..
dünyayı evimizin bir odası olarak düşünürsek
güneşin doğması odadaki ışığı yakmakla benzeşiyor..
ali şeriati
11.11.2006 - 12:10ah! önyargılar..
insana dair yazdığı eserleri (insan, insanın dört zindanı)
önyargısız
bütün müslümanlarca okunması gerekir derim ben..
zirâ sünni inancına ters fikirler bulak nâmümkündür..
yazıları müsbettir ve evrenseldir..
Allah rahmet eylesin..
ali şeriati
11.11.2006 - 11:57Fikir dünyama katkısını inkâr edemeyeceğim İranlı bir mütefekkir..
cevapsız soru
11.11.2006 - 11:52öldün mü?
komşu
11.11.2006 - 11:45orijinal yazılışı 'konşı'
'kon-mak' fiilinden türetilmiş..
ziyaret etmek, konuk olmak anlamlarına gelmesinin yanısıra
'konmak' bir yerde gecelemek anlamında da kullanılırdı.
herhangi bir mesafeden bahsedilmiyor...
kardeş
11.11.2006 - 11:36kökeninin 'karındaş' olduğu ihtilaflı olmakla beraber
etimologlar
'kandaş' (aynı kandan olan) tan ses değişimine uğrayıp 'kardeş' olma ihtimalinin
yüksek olduğunu söylüyorlar..
rûy
11.11.2006 - 09:27'yüz'
rûy-i zemîn denilir osmanlıcada mesela..
'yeryüzü' anlamına gelir..
hindibâ
10.11.2006 - 21:16yakından tanıdığım bir bitki
yapraklarını salata olarak yiyenler var
hiç denemedim..
daha doğrusu yapraklarını yemek hiç aklıma gelmemişti..
şehirli kuzen görünce
aa hindibâ deyivermişti..
bende
-ot o ot.. bildiğimiz ot işte
deyip cehaletimi tüm çıplaklığıyla önüne serivermiştim..
internet Mahir
10.11.2006 - 20:46http://www.istanbul.tc/mahir/mahir/
çok makara kukara bir adama benziyor..
muhammed hamidullah
10.11.2006 - 20:37İki ayrı üniversitede doktora yapan
8 dil bilen
özellikle İslam Hukuku ve Siyer konularında çeşitli eserler veren mümtâz bir şahsiyet..
Hazırladığı Kur'an Meali
diğerlerinden çok farklı..
Okuma fırsatım olmuştu..
ömrünü inancına adamış
diyar diyar gezmiş bir seyyah aynı zamanda..
Allah rahmet eylesin..
öğünmek gibi olmasın
10.11.2006 - 20:15Öğünmek gibi olsan ne olur?
sonunda böcükler kurtlar yiyecek o çok öğündüğün beynini ve bedenini..
asal
10.11.2006 - 19:39Dil Devrimi sırasında Eski Türkçe olduğu varsayımıyla
kullanımı teşvik edilmiştir.
ama ne hazîndir ki
kelimeye eski türkçe yazıtlarda rastlanmamış
ve
farsçada 'temel, esas' kelimelerine karşılık geldiği anlaşılmıştır..
orijinal okunuşu
'âsâl' dır..
sadaka
10.11.2006 - 19:32önce akrabası olan kelimeleri ve anlamlarını inceleyelim.
'sıdk' (doğru olanı yapma, dostça davranma)
kelimesinden türemiş olup
'sâdık' (güvenilir, dost, arkadaş)
'sadâkat' (dostça davranma, doğrudan yana olma)
ve sadaka..
bir şey yapılması gereken durumlarda
doğru olanı yapmaktır..
o yüzden;
tebessüm etmek
yolda insanlara eziyet veren bir şeyi kaldırmak
güzel söz
iki kişi arasında adaletli davranmak vs.
bunların hepsinin birer sadaka olduğu söylenmiştir..
hani vaaz vermek değil niyetim..
ama 'sadaka' kavramı 'bir fakire yardım etmek' ile sınırlandırılamayacak kadar geniş ve evrensel ve insânîdir..
devrim
10.11.2006 - 19:071935 yılında 'ihtilal ve inkılap' kelimelerinin karşılığı olarak
'devir-mek' fiilinden türetilmiştir..
hayat
10.11.2006 - 18:46'hayy' kökünden türemiştir..
'hayy' ayrıca Allah'ın 99 isminden biri olup ' hayat veren ' anlamındadır..
bir ilginçlik daha var ki
oda
'hay' ciğerlerimizdeki nefesi dışarıya saldığımızda çıkan sestir..
nefes alıp vermek
hhh sesini çıkartmak
hayat belirtisidir..
madde
10.11.2006 - 18:42Yer kaplayan şey..
Hani 'med-cezir'in 'medd' ide aynı kökten..
yayılan
yer kaplayan anlamında...
bu arada kelime arapça..
tarih
10.11.2006 - 18:35Yahudilerin önce Musa'dan daha sonra
İskender'den başlattıkları zaman ölçüm sistemi..
o yüzden
tarih iskender ile başlar sözü meşhûrdur..
dangalak
10.11.2006 - 18:33orijinali 'dengîl' (dingil ile alâka peydâ etmiyor) olup
ahmak, aptal anlamına gelen farsça bir
iltifât..
yahni
10.11.2006 - 18:30'yehnî'
farsça; pişmiş
Toplam 3332 mesaj bulundu