Özgür Rodi Özatlan Adlı Antoloji.com Üyesinin ...

mayakovskiden nazıma kimlere esin kaynağı olmadı ki...hatta ondan kopye çekenler oldu,üstelik amerikalılığına küfürler ederek...ruhuna sağlık...

böyle özel bir güne muktedir olabilecek en ilk yöntem şiirdir...ama üçüncü mısra dan sonra hemen bir vatan şövenizmi ve siyaset sloganizmine dönmüş bu yarı şiir yarı siyaset nutku....daha sanatsal yoğunluklu daha temiz bir şiir seçilebilirdi bu güne...saygılar...

kelimelerden örülen ağ gecenin bir yarısı maharetli bir örümceğin ellerinde savruluyor karanlığa ve ordan geçen hiçbir canlı av olmaktan kurtulamıyor aşka...ve aydınlığa...kedere...ayrılığa...!
hiç bir hamlesi boşa gitmeyen cümlelerin için teşekkürler a.telli...

'bu şiirin en ilgi çekici tarafı ait olduğu yıllardır'...o yıllarda barışı görebilmek için sanırım biraz hellen biraz antik roma'lı olmak gerekiyordu...ritsos öyleydi...hiphijyen bir şiir...

bozuk bir kavramı kendince onaracak,kalkmış gitmiş malzeme almış hatta en iyisinden bulmuş malzemenin ama geri dönerken yolu uzattıkça uzatmış...malzemeler bu dolambaçlı yollarda yorulmuş,yıpranmış...getirip o yorgun malzemelerle bozuk kavramı tamir etmiş...birkaç imge,biraz düşünce,bir miktar duygu ...

'birinin diğerine artık mutluluk veremeyeceği tek an ona aşık olduğu andır' diyordu biz küçükken sokağımızın delisi...öldükten sonra heykeli yapıldı...Eugen Berthold Friedrich Brecht daha kısa özetlemiş bizim delimizin söylediklerini...ama benim için ikisi de AYNI boyda sanatçıdır...ŞAD OLSUN RUHLAR ...

hayatın çok ender görünen bir damarının olduğunu bilen ve o damarı sıkan şair...whitmann...!!!

edebi açıdan değerlendirmek gerekirse ben ikinci defa okuyamam bu eseri! yok,yapılması gereken başka bir yerden okuyup başka yerinden değerlendirmekse,bunu yapan yeterince sanatsever(!) var zaten...yorumları okurken sanatseverle-vatanseveri bir arada aynı bünyede oldurmak girişiminin zorluğu çarptı ...

ışık, birkaç cismi hiç bir zaman aynı ölçüde aydınlatmaz...bu yüzden de seninle aynı dönemde yaşamamış sanat adamları aslında ne kadar da şanslılar...:)büyüksün shakespare...

katille kurban arasında o bir kaç saniyelik teleşla yazılan şiirlerden biri...ve elbette katil cephesinde düşünülemeyen bir şair...ölmemiş, yaralı kalmış, şiirler yazan bir kurban ve hem ölmüş de...ölse bunları yazamazdı ölmese de...!
sevgiler,büyüksün KÜÇÜK iskender...

nezaman yazılmış bilmem lakin son günlerin 'ben ucundan gösteriyorum sen anla' sı yapılmaya çalışılmışken 'ben anlatamıyorum,var sen anla,anlayabilirsen' olmuş...biraz da 'zaten kimsenin birşey anladığı yok,böyle karmaşık yazınca gizemli şiirin gizemli şairi olunuyor ne de olsa' olmuş GÜN ün şiiri.. ...

frost'un dediği gibi:şiir başka dile çevrilemeyen şeydir'i nasılda gözümüze sokuyor bu şiirdeki anlam erezyonu...ingilizcesinin çok daha zengin anlamlar barındırdığını duyduğum bir şiir...gönüllü çekilen acıların şairi...

şairin anlatmak istediğini anlatabilen ama hissettiğini hissettirmeye yetmeyen bir şiir olmuş..elbette şair hissettiğini verebilmek zorunda değildir okura ama bazen gereksiz kaçmış ve sık tekrarlanmış anlatımlar da estetizmden uzaklaştırıyor...insan: 'estetikten uzaklaştırmışsın bari ne hissederek y ...

dipnotu ilk satırına yazılmış
bir ayrılık mektubu gibi
tutuşturdu hayat seni ellerime!
yumuşacık bir imge...aslında şiir, ilkokullarımızda bütün organları çıkartılıp yerine takılabilen sınıf arkadaşımızın organları gibi bütünden koparılarak değerlendirilmemeli ama dokunganlığı fevkalade bir di ...

fazla duygusal bir anlatım...okuyucunun da yakamoz sakini yapılabilmesi için özgün bir ifade kullanılıp, 'günlük' dilinden kurtulabilseydi şair,daha estetik olurdu şiir...tebrikler yine de...

yaşama dair iyi bir argumandır PİR SULTAN ABDAL...canlı olduğunu hatırlatır insana...ruhuna sağlık...

tebrikler...estetizminin matematiğe kimi zaman yenik düştüğü bir şiir...:)olsun... sanat, bilimin DE ülkesidir...tebrikler...

'birşeyler eksik kaldı' söylemini en iyi seninle yeşertirdik yaşasan;eminim...yangında yanan yerlerinden şiirler islendi hayata;sen de bundan emin ol!!!

bu şiiri adanada okumak nasıl olur merak ediyordum...bir tırnak darbesi daha yedim bilincime...adanadayım işte hocam,başka ne söylenir bu şiire?

bu şiirde 'kulaç atmakta zorlayan bir derinlik' sezmek ve bu şiiri ANLAMAK insana taşınması zor bir manevi ağırlık yüklüyor...bunu süreya dan başka en iyi kim anlar...?

gaspa uğratılmış çevrilerle; yine de sanatın görkemli sunumu...baudelaire...

kandan,etten ve kemikten bir parçaydık...ruh ve aşk eklendi bize şiirlerini okuyalı...
gittiğin yerde de aşkın dolaylarında gezinmen dileği ile sevgili hocam...

...halil cibranın DÜŞÜNCELER inin dizelerinde kendinizi aforizmalar diyarında bulursunuz...okunmalı ve kesinlikle birdaha bir daha okunmalı cibran...

anısı olamadık kentlerin..acısı,ayrıntısı ya da fazlalığı belki..ama anısı olamadık...saçak altlarımız yıkıldı..çiçeklerimizi sulamayı bıraktık..yağmuru bıraktık...gürültüsüz sözcükler de bulamadık..gürültüyle kala kaldık...