Ünal Beşkese Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Yağmuru, topraktan bulutlara doğru yağdırmak, topreğın buluta bir teşekkürü müdür bilmem, ama, hiç bir şeyi düşünmek noktasında, çok şeyi dizelere sığdırmak, bir şair hüneridir ve o çok şeyle titreyebilmek de, şair yüreğinin bir özelliğidir bence...
Topraktan bulutlara doğru yağan bir yağmur gibiyd ...

Vatansever, mert yüreğine sevgi ve saygılar Yusuf bey kardeşim,
Hem şiir güzel, hem de duygular...
Keşke 80 milyon, en yukarıdan başlayarak, bu duygulara sahip olabilse,
Kutluyorum yüreğini ve kalemini,
teşekkürlerimle,
Ünal Beşkese

Bedri bey,
Tam bir üstat kaleminden çıktığı her halinden belli olan çok güzel bir şiir okudum.
Bu duyguları taşıyan yüreğinize, onları dizelere döken kaleminize sağlık...
Teşekkürlerimle kutluyorum efendim,
saygı, sevgi, selam ve dua ile
Ünal Beşkese

13- 14 yaşlarında bir kız, köyünden kaçıp , fim yıldızı olmak hayaliyle İstanbul'a geldiğinde, namusunu, geleceğini ve her şeyini kaybedince
'Beni kandırdılar' derse, ona ne kadar hak veririz bilmem...
Başka sözüm yok...
Saygı ve sevgiyle Fahri bey.
Ünal Beşkese

'Ne yamaçlara tırmandık, 'Elveda' yazmak için,
Ve 'Günaydınlar' yazmak için ne dağlar seçtik...
Şair yüreğinin kaderi midir, n'için
Kaçıncı tövbeden, kaçıncı kez vaz geçtik...'

Sevilay hanım,
Belki ilgisi yoktur, bilmem ama, şiiri okurken, içimden bunları söylemek geldi.
Gönülden kutluyor ...

Şehadetin, inancımızdaki yüce mevkii malum...Ayrıca, zaten her fatihamızda onları anarız.
Şiirde konu edilen askerlerimizin çektikleri ise, onları daha da yüce bit makama taşımıştır umarım.
Yüce Rabbimiz, bu ulusun hiç bir ferdine, dilerin, bir daha hiç tattırmasın esareti...
Tarihimizin acı bir ...

Dost dediğimiz Batı;
Bir kısmı orası burası ayrı oynayan 'Dansöz'
bir kısmı da yüzlerce yıl yediği dayağın hıncını içinden atamamış intikam hissiyle dolu,
Bir de, gözünü servet ve büyüklük hırsı bürümüş, her canlıyı yutmak için her adiliği yapabilecek sözüm ona 'büyükler' var...
içeride ise, ...

Bildiğim kadarı 6 göbekten bir İstanbullu olarak,
içinde doğup büyüdüğüm ve 80 yıla yaklaşan ömrümü, çocukluğumu, gençliğimi, aşklarımı hüznümü her köşesiyle doya doya paylaştığım en büyük aşkımdır İstanbul...
Onunla ilgili onlarca yazım ve şiirim var.
Onun giderek yok oluşu en çok beni üzüyor ...

Diyenin de başına geldi neler, demeyenin de...
Kimi gerçeği haykırdı, itilip kakıldı, kimi de sustu, süründü...
Uyuyanlar, uyanınca, uyanık diye kahraman sayıldı, hâlâ uyuyan koyunlar tarafından...
Kutlarım Yusuf bey, duyarlı yüreğinizi ve güzel şiirinizi,
saygım ve sevgimle,
Ünal Beşkese

Gönüle böyle bir sevda düşmüşken, bırak gitsin Azrail ,İbrahim bey...
Her şeyi yerli yerinde bir hece şiiriydi.
Gönülden kutluyorum sizi,
saygımla, sevgimle efendim,
Ünal Beşkese

Ömer bey,
Çözüm dedik ve çözüldük...Yazık ki çok kolay kandırılıyor , kanmaması gereken büyüklerimiz...
Adeta elimizle besledik it sürüsünü...
Duyarlı yüreğinizi ve şiirinizi gönülden kutluyorum,
saygım ve sevgimle,
Ünal Beşkese

Ömer bey,
Gerçekten güzel ve çok içten yazılmış bir şiir okudum.
Özellikle;
'Tek şekerli çayım
Sabahın yedisiyle, yirmi ikisinde
Orta şekerli kahvem
Gecenin ilk sıfırlı saatlerinde oldu
Çok şeker sevgilim ise
Şiirlerimin dışına çıkamadı '
bu bölümüne bayıldım.
Ben bir yazımda,
''ZAMA ...

Çok iyi tanıdığı çevreye aşık bir ressam,
bir şair gözüyle izlediği çevrenin tüm şiirsel güzelliklerini, paletindeki tüm renkleri ustaca kullanarak, bir renk senfonisi
yaratırken tuvalinde, bir de sevda öyküsü sıkıştırmış tablonun ortasına
obje olarak...
Ben şiirde bu tabloyu seyrettim hep...
...

Ayaklarına kum torbaları bağlamış bir atletin, yarıştaki feryadını gördüm şiirde, ya da, kendi ördüğü yuvadan çıkamayıp, bir kanat çırpması kadar yakınındaki mutluluğa uçamamaya kendini mahkum etmiş bir kırlangıcın yuvadaki boşuna çırpınışı... Daha da doğrusu, anlayabilmek için yaşanması gereken bir ...

Ah Yusuf bey kardeşim, hep onlara yazılır da, okurlar mı, okularsa da derde deva olurlar mı bilmem...
Kutlarım sizi ve şiiri,
sevgi ve saygımla,
Ünal Beşkese

6+5 düzeninde ve güzel seçilmiş uyak sözcükleriyle kulakta hoş bir ses ahengi bırakan başarılı bir hece şiiriydi İbrahim bey,
Gönülden kutluyorum şiiri ve sizi,
sevgi ve saygıyla,
Ünal Beşkese

Şiiri okurken, hemen altında Naime hanımefendinin yorumunu gördüm.
Ta tersine, bana da, şiir, Mustafa beyin şimdiye kadar okuduğum n şifresiz, en açık sözlü şiiri gibi geldi.
Gerçek bir yaşantı mı, yoksa kurgu mu bilmem, aşkın yasemin kokan bir tene ve günahın damarlara sızışı var gibi geldi bana ...

Önce, uyanıklar götürdü malı,
Sonra da paralel, bir kara çalı.
Millet zaten kesmiş bindiği dalı,
Nemiz var, nemiz yok, iç oldu bizim...

Bu da benden Ömer bey,
Kutlarım sizi,
saygı ve sevgimle,
Ünal Beşkese

Bu, öyle bir yangın ki, yürekten tene kadar tüm beden alev alev...
Ve bu öyle bir davet ki, Havva'nın Âdeme sunduğu elma kadar günahkâr, fakat bütün korkuları yok sayan özverili ve gerçek bir sevgi kadar günahsız...
Şiir bana 60 lı yılların çok tutulan bir filminin adını anımsattı:
KADIN SEVERSE. ...

Dört dörtlük bir hece şiiri okudum kaleminizden Ömer bey.
Veznin bütün gerekleri yerli yerindeydi.
Şiirin anlam bütünlüğü, dilin akıcılığı da...
Kutluyorum bu güzel şiirini[i ve sizi,
saygımla, sevgimle efendim,
Ünal Beşkese

Sakın dileme bunu Yusuf bet kardeşim,
Bırak, belleğinde kristal bir küre içinde kalsın o güzellikler.
Çünkü geri gelseler, onları da kirletir bu günün utanç veren gerçekleri...
Ki, bu gerçekler A dan Z ye kadar hep rezalet...
Güzel şiiri ve temiz duygularını gönülden kutluyorum.
saygım ve sevgi ...

Evet Bülent bey, şarap mahzende yıllanır ama, peymânelerden içilir.
Aşk da varsın yürekte yıllansın, peymânesi yârin dudağı olursa, ömür boyu içilmez mi?
Hem, onun vereceği sarhoşluğa değmez mi?
Gönülden kutluyorum güzel şiirinizi,
Mahzenlerde şarap, yüreğinizde aşk hiç eksik olmasın efendim,
s ...

Çobanlar post kavgasında, uzak bir yerde kasap elindeki bıçağı bileyip sırıtıyor, sürü ise kurbanlık, kınasıyla övüneduruyor.
Kalemine sağlık Fahri bey kardeşim,
saygım ve sevgimle,
Ünal Beşkese

Binlerce figüranın ölüm sahnelerini içeren tarihî savaş filmlerinin yönetmeni,, kendini Kuğu Gölü Balesinde, orkestranın maestrosu gibi gösterirken ne kadar mutludur acaba...
Aynı oyun, çevremizdeki ülkelerde defalarca sahnelenmişken, biz bunu yeni vizyonda gibi görüyorsak, bunda bizim aymazlığımız ...