Nilgün Aras Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Düşünüyorum da, şu hayatta önemsediğim tek kıskançlık, bu şiiri neden ben yazmadım dedirten kıskançlık.
Çok güzeldi Leyla Hanım çok.

Etkilendim açıkçası.
Birkaç noktalama işaretini kaldırırdım, eleştiriye çok zorlansam.
Şiirde en az yer vermek gerek, noktalama işaretlerine.
Ama bu şekli muhalefeti geçersek, ne güzel söylenmiş.

Çok güzeldi, çok.

Özellikle ilk iki bölüm. Şiir nedir diye kararsızlığa düşsem, hemen hatırlatacak türden. Çok güzel.

Nıetzsche, öncelikle üslubuna hayran olduğum bir düşünür. Aklımda ne kadar doğru kalmıştır bilmiyorum, tam olarak böyle değilse bile, öz olarak söylediğini kesinlikle bildiğim bir sözü var.
' Fakat şu olsun daima sizin onurunuz; sevgide birinci olmak. '

Şiirin içtenliği, güzelliği, zarif sitem ...

Kendi tarzını yaratmış her şair gibi, Ali Aydoğdu da
neşeli bir ilgi yaratıyor bende şiirleriyle.
Şiir adına da, şair adına da, bir okur olarak kendi adıma da sevinç yaşıyorum.

Şiirin dertleşmesi başlığı altında sunulan yazı ve değindikleri öylesine etkileyici ki, şiirde Ramazan Topoğlu tarzını okumaktan her zaman çok keyif almama rağmen, bir türlü hakkınca dönemedim şiire. Kendimi veremedim.

Aslında şiirin hikayesi bölümünde yer almamalıydı bana kalırsa. Doğrudan şiir ...

Bir şiiri, şiir girişiminden ayıran nedir der dururuz ya hani. İşte o şöyle bir şey:

Minübüste uyumakla merak uyandırırsınız. Bundan sonra olması mümkün sadece iki durum vardır ve bunlardan ancak biri gerçekleştiğinde anlatım başkalaşarak bir anda şiirin tatlı büyüsüne dönüşür.

İlki;
o mer ...

Evet, böylece bir kez daha bunu anlıyoruz. Her şey göreceli. Acımak da, mutluluk da.
Bir gün çok pahalı bir tedaviye ihtiyaç duyarlarsa, parlak ayakkabılı çocuk sakızlı kızdan daha şanslı olacak ve kalan ömründe sevinecek bir şey mutlaka bulacak.

Tatlı bir olgunluk. Çok alçakgönüllü, belki gel bile demeyen bir bekleyiş ve keder.
Bu tavrıyla da sakinleştirici etkisini hemen gösteren bir şiir.
Kimilerimiz belki feryad eden bir özlemi tercih ederdi.
Yeşili terlemiş bir tabak erik ve bir bardak serin suyun yanında kimseye sitem etmeyen bir ...

Şu şairlere pek de güven olmuyor, serzenişleri konusunda. Acaba ne kadar içtenler?
Dünya öyle bir yer ki, yaşlanmak başlıbaşına bir lütuf ve halen sine barındırıyor olmak bir o kadar hüner.
Ve bir de sızlanacak yar varsa... ne diye ölecekmişiz?

'dalımız ''yarın'' çeker'

ne kadar güzel.

Selda Bağcan' ın dediği gibi, 'göstere göstere yaktılar insanları'

Unutulmaması, unutturulmaması gereken bir konuyu öyle zarifçe işlemişsiniz ki..

Bu hak her zaman vardır. Zaten bu tür hakları karşı tarafın takdirine bırakmamak lazım.

'Platon'u severim ama gerçeği daha fazla'
Aristo.

Şiiri şairinden daha fazla sevmeyi öğrenmedikçe, şiire her yazık edilişte destek vereceğiz demektir.

Omuzların darlığından vakitsiz sevişmek... çok ilgi çekici bir buluş.
Öylesine hoşuma gitti ki, şiirin kalanına bir türlü veremedim kendimi.

Mart, nisan, aşka aralıktan bakmak üzerine dönen kelime oyunları gözümden kaçmadı yine de.

Kendime, sanata, edebi olana ihanet etmeden şiir diyemem buna.

saki şaraba vur akşamın kederini
sunma bu kez
kaba ol

benim kadar kaba sığma
benden daha dertli ol

Kimbilir kaç kınalı yapıncağın kanı aktı
kaç bağ bozguna uğradı
bir tas teselli için
.....

Bütün şiirin değerini bildim de.. bu bölüm başlı başına bir şiir oluşturacak kadar yetk ...

Meram anlatmaktaki başarı ve ustalığınızın nerden geldiği de anlaşılıyor böylece. Beslendiği kaynak o kadar doğru ve derin ki.

Ben de hep söylerim yakın çevreme, atasözlerimizden oluşan bir düzenlemeyi çerçeveleyip duvarımıza assak ve her gün bir ikisini okusak hayatımızı çok kolaylaştırır diye. ...

Bir çok hak gibi, nasıl olduysa yine zamanın birinde, dili pervasızca istemişse pervasızca kullanma hakkını da ele geçirdi erkek. Ve doğru dürüst, ezip geçici diyelim, bir dişi rakiple karşılaşmadan kullanmaya devam etti günümüze gelesiye. Erotik şiirin çok yetkin, çok güzel örneklerini verdi bu özg ...

Acının toprağını değiştirmek.. yarına çıkan adımları küçültmek.. kadınlığı enine çizgilerle gölgelemek.. gözünkaralığından aydınlanan gecekondu.. parmak aralarından çekilen bahçe çitleri.. güneş gününde yüze düşen başka yüzler.. aşkın önsözüne dokunmamak.. bulanık bir suya düşmesi için gölgeye izin ...

Belki aşka değil de, aşkın hakkını vermeyenlere susmalı ve sağır kalmalı.

Şiire çok yatkın bir kalem. İleride, yaşı ve tecrübesi arttıkça çok dikkat çekici şiirler yazacak kanısı uyandı bende.

Sondan bir önceki dizeye kadar 'sen' hitabıyla gitmiş, burada 'siz' olmuş, sonra tekrar 'sen'.

Sanırım burada düzeltilmesi gereken bir hata var.