20 Nisan 1937 tarihinde Eskişehir’in Seyitgazi İlçesinin bir köyünde doğdum.4 kız 3 erkek, 7 kardeşin en küçüğü bendim. Abla ve ağabeylerim iyi kötü hayatlarını kurmuşlardı. Ben yaşlı ana-babamla beraber köyde kalmıştım. 1950 yılında ilkokulu bitirdikten sonra, 1956 yılına kadar çaresiz bir arayış içinde, okuma arayışı içinde, tam beş sene köyde kaldım. Yaşlı ana-babamın yanında, köy yaşamının tüm yükü çocukluk omuzlarımın üzerinde, çobanlık ve rençberlik yaptım. Çaresizliği aşıp yolunu açamayan âciz bir çocuğun yüreğindeki okuma aşkının verdiği hezeyan ve yankı yüzünden, ağlayıp sizlayarak geçen beş yıl! Çocukluk göz yaşlarımı, daha o senelerde hatim ettiğim Kur’ân sayfalarına akıtarak geçen beş yıl! Nasırlı-çocuk ellerimi semayı kucaklayacakmış gibi açarak, boynumu bükerek, çocukluk yüreğimden gelen dilek ve duaları mahzun bakışlı yakarışlarla tekrarlayarak geçen beş yıl! İmam Babamın müezzini gibi caminin yıkık bahçe duvarına çıkarak sabah ezanını okuduktan sonra, gecenin sessizliğinde ellerimi taa göğe uzatarak “seher vakti habibi hürmetine beni bu ücra köyde unutma, elimden tut Yâ Rabbîm!” diye haykırırken çocukluk boğazıma gelip oturan düğümle, bugün maziyi hatırladıkça, seksenli yaşımın şükreden duygusallığında, yorgun boğazımı tıkayan düğüm aynıdır! 1956 yılında Hak Tealâ’nın kaderimi değiştiren takdiri, himmeti ve lütfu ile hiç beklenmedik üç olay aynı anda tahakkuk etmiştir: - O sene Seyitgazi’ye Ortaokul açılmıştır. -Köy öğretmeni olan ağabeyim, talebi olmadığı halde aynı sene İlçeye tayin edilmiştir ve -Ortaokula kaydolmakta 58 gün geciktiğim için özel izni gereken M.E.Bakanlığı kaydedilmeme izin vermiştir. Cenab-ı Allah’ın bu hikmetini, bu lütfunu hiçbir zaman unutmadım; benim önümü açmasının, mutlaka bana verilmiş bir mesaj olduğunu düşünerek, omuzlarıma bir misyon yüklediğini kabul ederek hayatım boyunca maddi-manevî zor durumda olanlara yardıma koşmaya, darda kalmışların önünü açmaya ve tahsilim ve mesleğim ne olursa olsun dinî konuları araştırmaya ve yazmaya çabaladım. İşte, uykusuz gecelerde “şükretmekten âciz” kalmış kalbim ve sulu gözlerimle ilâhî aşk şiirleri yazmamın, “Kur’an ve Hadise göre doğru iman, güzel ahlâk” konusunda kitaplar yazıp, bastırıp ücretsiz olarak dağıtmaya gayret etmemin; her yıl çok sayıda il mahalli gazetelerinde, ücretsiz olarak “Ramazan sohbet yazıları” ve “Cuma Sohbet yazıları” yazmamın baş sebeplerinden birisi de, bunları, yolumu açan Hak Tealâ’ya şükredebilmek tarzı olarak; O’nun rızasına mazhar olabilmek arayışı olarak görmemdir!. Öğretmenlerim, başarıma bakarak, beni parasız yatılı sınavına soktular. Bu sınavı kazandığım için ortaokul ikinci sınıfından itibaren Kütahya Lisesinde parasız yatılı olarak okudum. Ortaokulu ve Liseyi birincilikle bitirdikten sonra Siyasal Bilgiler Fakültesinin sınavını kazandım; Orayı da Devletten burs alarak okudum ve birincilikle bitirdim. Sonra İstanbul Hukuk Fakültesinin muadelet sınavlarını vererek diplomasını aldım. Ardından Fransa’nın Nancy Şehrindeki Avrupa Üniversite Merkezini (Centre Européen Universitaire de Nancy) bitirdim. Daha sonra Paris’e gittim, Uluslararası Kamu Yönetimi Enstitüsünü (İnstitüt İnternational d’Administratione Publique) bitirdim ve Paris’te, meşhur Sorbonne Üniversitesinde idare hukuku doktorası yaptım. Nihayet İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde idare hukuku doçenti oldum. Siyasal Bilgiler Fakültesi hariç, bu tahsil aşamalarının tümünü kamu görevlisi iken, yani bir taraftan da Devlete hizmet ederek yaptım, Kamu hizmetlerime gelince; Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olup 7 ay kadar kaymakamlık yaptıktan sonra Danıştay’ın sınavını kazanıp yargıçlığa geçtim: 8 Sene Danıştay tetkik hâkimliği,12 sene Anayasa Mahkemesi tetkik hâkimliği, 5 sene Başbakanlıkta genel müdürlük ve müsteşar yardımcılığı, 10 sene Danıştay Üyeliği ve Daire Başkan vekilliği, 4 sene Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeliği yaptım. 2002 yılında emekli oldum. Bir defa Hacca, 4 defa da umreye gitmeyi nasip etti Yüce Rabbim. Cenab-ı Allah’ın rahmeti, bereketi ve inâyeti hepimize olsun; Rabbim, bizi Yüce Kitabından; Hz. Resulullah’ın sünnetinden ayırmasın; yolumuzu sadıkların ve Salihlerin yolu eylesin. Yâr ve yardımcımız olsun! Âmîn!
20 Nisan 1937 tarihinde Eskişehir’in Seyitgazi İlçesinin bir köyünde doğdum.4 kız 3 erkek, 7 kardeşin en küçüğü bendim. Abla ve ağabeylerim iyi kötü hayatlarını kurmuşlardı. Ben yaşlı ana-babamla beraber köyde kalmıştım. 1950 yılında ilkokulu bitirdikten sonra, 1956 yılına kadar çaresiz bir arayış içinde, okuma arayışı içinde, tam beş sene köyde kaldım. Yaşlı ana-babamın yanında, köy yaşamının tüm yükü çocukluk omuzlarımın üzerinde, çobanlık ve rençberlik yaptım. Çaresizliği aşıp yolunu açamayan âciz bir çocuğun yüreğindeki okuma aşkının verdiği hezeyan ve yankı yüzünden, ağlayıp sizlayarak geçen beş yıl! Çocukluk göz yaşlarımı, daha o senelerde hatim ettiğim Kur’ân sayfalarına akıtarak geçen beş yıl! Nasırlı-çocuk ellerimi semayı kucaklayacakmış gibi açarak, boynumu bükerek, çocukluk yüreğimden gelen dilek ve duaları mahzun bakışlı yakarışlarla tekrarlayarak geçen beş yıl! İmam Babamın müezzini gibi caminin yıkık bahçe duvarına çıkarak sabah ezanını okuduktan sonra, gecenin sessizliğinde ellerimi taa göğe uzatarak “seher vakti habibi hürmetine beni bu ücra köyde unutma, elimden tut Yâ Rabbîm!” diye haykırırken çocukluk boğazıma gelip oturan düğümle, bugün maziyi hatırladıkça, seksenli yaşımın şükreden duygusallığında, yorgun boğazımı tıkayan düğüm aynıdır! 1956 yılında Hak Tealâ’nın kaderimi değiştiren takdiri, himmeti ve lütfu ile hiç beklenmedik üç olay aynı anda tahakkuk etmiştir: - O sene Seyitgazi’ye Ortaokul açılmıştır. -Köy öğretmeni olan ağabeyim, talebi olmadığı halde aynı sene İlçeye tayin edilmiştir ve -Ortaokula kaydolmakta 58 gün geciktiğim için özel izni gereken M.E.Bakanlığı kaydedilmeme izin vermiştir. Cenab-ı Allah’ın bu hikmetini, bu lütfunu hiçbir zaman unutmadım; benim önümü açmasının, mutlaka bana verilmiş bir mesaj olduğunu düşünerek, omuzlarıma bir misyon yüklediğini kabul ederek hayatım boyunca maddi-manevî zor durumda olanlara yardıma koşmaya, darda kalmışların önünü açmaya ve tahsilim ve mesleğim ne olursa olsun dinî konuları araştırmaya ve yazmaya çabaladım. İşte, uykusuz gecelerde “şükretmekten âciz” kalmış kalbim ve sulu gözlerimle ilâhî aşk şiirleri yazmamın, “Kur’an ve Hadise göre doğru iman, güzel ahlâk” konusunda kitaplar yazıp, bastırıp ücretsiz olarak dağıtmaya gayret etmemin; her yıl çok sayıda il mahalli gazetelerinde, ücretsiz olarak “Ramazan sohbet yazıları” ve “Cuma Sohbet yazıları” yazmamın baş sebeplerinden birisi de, bunları, yolumu açan Hak Tealâ’ya şükredebilmek tarzı olarak; O’nun rızasına mazhar olabilmek arayışı olarak görmemdir!. Öğretmenlerim, başarıma bakarak, beni parasız yatılı sınavına soktular. Bu sınavı kazandığım için ortaokul ikinci sınıfından itibaren Kütahya Lisesinde parasız yatılı olarak okudum. Ortaokulu ve Liseyi birincilikle bitirdikten sonra Siyasal Bilgiler Fakültesinin sınavını kazandım; Orayı da Devletten burs alarak okudum ve birincilikle bitirdim. Sonra İstanbul Hukuk Fakültesinin muadelet sınavlarını vererek diplomasını aldım. Ardından Fransa’nın Nancy Şehrindeki Avrupa Üniversite Merkezini (Centre Européen Universitaire de Nancy) bitirdim. Daha sonra Paris’e gittim, Uluslararası Kamu Yönetimi Enstitüsünü (İnstitüt İnternational d’Administratione Publique) bitirdim ve Paris’te, meşhur Sorbonne Üniversitesinde idare hukuku doktorası yaptım. Nihayet İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde idare hukuku doçenti oldum. Siyasal Bilgiler Fakültesi hariç, bu tahsil aşamalarının tümünü kamu görevlisi iken, yani bir taraftan da Devlete hizmet ederek yaptım, Kamu hizmetlerime gelince; Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olup 7 ay kadar kaymakamlık yaptıktan sonra Danıştay’ın sınavını kazanıp yargıçlığa geçtim: 8 Sene Danıştay tetkik hâkimliği,12 sene Anayasa Mahkemesi tetkik hâkimliği, 5 sene Başbakanlıkta genel müdürlük ve müsteşar yardımcılığı, 10 sene Danıştay Üyeliği ve Daire Başkan vekilliği, 4 sene Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeliği yaptım. 2002 yılında emekli oldum. Bir defa Hacca, 4 defa da umreye gitmeyi nasip etti Yüce Rabbim. Cenab-ı Allah’ın rahmeti, bereketi ve inâyeti hepimize olsun; Rabbim, bizi Yüce Kitabından; Hz. Resulullah’ın sünnetinden ayırmasın; yolumuzu sadıkların ve Salihlerin yolu eylesin. Yâr ve yardımcımız olsun! Âmîn!