Hey hat Hayat, Hayata göre kısa yaşâma göre uz vakit önce, Biilinçi sende kaybedince kişiye göre değildim dedin işte!
Hay yaşa, Bilinçi sende bulunca kısada olsa Bende Hayatın içindeyim dedin işte!
Fiziksel olarak yansıtan yerde, aynadan başka kendim kendimi göremiyorum, bulunduğum yerde insanlar ayna olmadan görebiliyorlar veya insanları görmem için ayna gerekmiyor, fakat kim karşı karşıya kalsa, kiminle karşı karşıya kalsam, yatayda vertikalde sağım solu solum ise sağı veya sağı solum solu ise sağım. Yani yatayda nesnesel objesel boyutta algılama çapraz ve kesişik. Dikeyde horizontalde ise yukarısı ve aşağısı algısı herkes için aynı, çünkü gök ve yer, alt ve üst herkesin ortak referansı...
Demekki ortak referansda hakikat hep aynı, fakat kılıfı estetiği değişik değişik libaslanmış hakikatlar ayrı ayrı çeşitli çeşitli...
Fiziksel olarak yansıtan yerde, aynadan başka kendim kendimi göremiyorum, bulunduğum yerde insanlar ayna olmadan görebiliyorlar veya insanları görmem için ayna gerekmiyor, fakat kim karşı karşıya kalsa, kiminle karşı karşıya kalsam, yatayda vertikalde sağım solu solum ise sağı veya sağı solum solu ise sağım. Yani algı çaprazlama. Dikeyde horizontalde ise yukarısı ve aşağısı algısı herkes için aynı, çünkü gök ve yer herkesin ortak referansı... Demekki ortak referansda hakikat hep aynı fakat kılıfı estetiği değişik değişik libaslanmış hakikatlar ayrı ayrı çeşitli çeşitli...
"Şey Öz, alttaki metnde hem kelime, hem nida, hemde ünlem olabilen in Gänzefüßchen tırnaklanan "şey''dir".
- Bir tanıştığımla, eleştirirken cevaben (Tüz)ük demesi üzerine 'Öz' hakkında kısaca, kürsüde geçenlerde paylaşımımın devamı niteliğine kısaca kafa yormam icab etti...
- 'Öz': sıfatın niteliğini, (öz)elliğini kendisine göre bir somutluk içeremeyeceğinden insandan insana perspektife amaca göre içe yönelik anlamda ve dışa yönelik anlamlandırmada değişkenlik s(öz)konusu mevcut olduğundan ve anlamı (öz)gür kılmak bâbında soyut bir kavrammıdır?
- Bu sebeptendirki felsefi bir kavram olarak "T(öz)" denildiğinde ise s(öz) konusu 'Öz' olanın değişkenlik içerenlerin saptanmış ve işlenmiş olması nedeniyle 'Öz'ün kavranmasından somutsal kavram olarak yorumlanmasıdır...
- Yani, 'Öz' somutlaştığındamı "Töz" s(öz) konusumudur?
- Misal, Örnek: 'Öz'ü herhangi bir kurumun veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname, statü; Tdk' da belirtilmiş olan (Tüz)ük kelimesini ele aldığımızda.
- (Tüz)ükdeki "Tüz" "Töz" kelimesinin türemindeki etkenler yüzünden dolayı sıfatın nitelik, (öz)ellik maddelerinin işlenmiş ve nitelendirilmiş olmasındanmı düşünülmüşdür?
- Yoksa "Tuz" "Toz" kelimesinden ötürü işlevin (öz)elliğinin niteliğinin "Tuz"dan "Toz"dan olsun diyemi türem bağlamında "Tüzük" kavramı düşünülmüştür?
- Yukarıdaki belirtmiş olduğumdan anladığım kesin olarak şudurki, herhangibi (Tüz)üğün ancak ve ancak Tüzeller ve Tür'den türemiş Türellerin göz önünde bulundurulması taktirinde yazılması gerektiğidir...
- Ahhhh! Yazılanlar olmasaydı, fönetikde, retorikde, anlamada ve anlamlandırmada sağlıklı ve somut Tür'lerden türemiş Türemler ve Türevler gelişirmiydi?!
... İzmlerine, idiolojilerine, düşünce kalıplarına, görüşlerine uymayanı...
Senelerce süre almış, mekansal, toplumsal aşamalardan süre geleni Değer olarak var olabilmiş olanı, Değerin kendi içindeki ekseninde değilde, sadece kendisine veya mensubu olduğu kümesine ait bir Değermiş gibi, ferdiyi kişiseli menfeatlar ilişkisine göre kavramlar dışında jargonlamalarla(küme diliyle) yargılayabiliyor...
Örneğin kendini kayıp etmeyi, sanattaki spordaki bilimdeki aktivitelerde daha gelişmişini ortaya koymak yerine, jargonlamalarda, izini kaybetmekte, belirsizlikte, saklamakta biliyor, vesayetini vekaletini böyle veriyor...
Görüşüne katılmadığın kişiler kullanılabilinir veya kullanılamaz diye yaftalamak biyana, görüşünü islah etmesi yerine görüşüne islahlamaya çalışıyor...
Kavramın içinde kalınca, görüşünün islahlaması konunun içinde hükümsüz kalıyor, dimi...
- Bide pişkin pişkin, sınırlarını bilmiyor tanımıyor diye rapor edip, kendilerinin ortaya çıkardığı problemli mesleki icraat alanını üsteleyip, egoinflasyona(...) sebep oldukları gibi, mesleki değişimide reddetmekle birlikte, alçakca manaya ve anlama kendilerine göre yönvermekte yetmiyormuş gibi, bilmem kaç sene gizli gizli fişledikleri gibi, birtakım unsurlara halen yüklem vermeye çalışıyorlar...
- Ey neredeyse her sigara alışımda o bayanı diken, şunu iyi bilirsin. Kızıldereli değilim amma tütün kullanımının varlık sebebine inilince eski kızıldere kavimlerindeki bilgenin kullandığı tütünün, onlara karşın işlenenlerin, lanet olarak geri tezahür ettiğinidemi düşünmedin!
AN
Başa sarıp şimdiye tekrar gelince,...
Faniyim sonsuzun içinde.
Nerede bulunduğum nereye gittiğim oyalanmaktan bilinmiyor ezelden ebedin içinde.
Şimdiler bile bazen kendini unutturuyor.
Bilinmese bile, her şimdiyi yakalayış aynı an olmuyor.
İnîmde zihnimde, bazen o mahzenleri tekrar başa sarmak yoruyor.
Her anda şimdilerim değişse bile, bazı an'lar ânımdan başka yerde, kendimde kendimden başka yaşanmıyor.
Sayın Örs, örsü severim çünkü bir alet değildir ve kağıtla maddesel bir bağlantısı olmadığı görünsede, işlevlik konusunda bir birlerine çok benzerler ve çok yakınlardır...
tartışmak başka
aşağılamak başka
hor görmek başka
karşıdakinin zaafını veya hatasını bir şeye mal edip demagoji yapmak bir başka....
kimse diğerindeki eksiği kapatmak doğruyu göstermek derdinde değil...
- "Diyaloğuma itinaen neyin demagojisinden bahsediyorsunuz?"
ayyaşlar din tartışıyor
müslümanlar meyhanedekini tartışıyor
olması gereken
kim neyi yaşıyorsa onun daha iyi nasıl olabilirliğini tartışsın.....
- " Kendimden yola çıkarak siz altta belirtileni yaşanmadan, öyle basitçe akla gelip fikir olsun diyemi ortaya konulduğunumu zannediyorsunuz?"
Yolcu, dini hedef alarak din konusunda Donkişot olmanın bir alemi olmadığını hatırlatmak isterim.
Bak, velakin değil velahususen, konuyu zahirde inanç olarak ahirde ise iman olarak, bir birey olarak ele aldığımda, insanoğlunda bütün duyguların kemâlat noktasını teşkil eden ve bütün insanlarda insanlık tarihinde zahirde inanç ahirde ise iman, anlam ve mana açısından, hissiyatlı veya hissiyatsız insanoğlunun vâr oluşundan beri bir elzem olarak meydana gelmiş inançlar sistemini, inanç ve iman duygusunun sistematisinde kat ettiği yolu adeta eleştirdiğin veya hedef aldığın "şey'i" öyle eleştirerek hedef alamazsın, çünkü duygular hiyerarşisine inildiği vakit, bilgi ve mantık etmek yetisinden önce gelen, duygularda akıla akıldan sonra mantıka geçişte harmanlanan kutsi ve ulvi duyguların kemâlat noktası olan inançı öyle absurde edemez(sin).
Dünyada yazılmış ilk romanı ele aldığımızdada, bahs ettiğim husus tersidir, çünkü romanın kahramanı ne anadan babadan, nede toplumdan cinsinde yalnız olduğundan mantıken düşünüldüğünde, romanın kahramanı akıl ve mantık ettiğinden sonra o ulvi ve kutsi duygunun kemâlatta ne olabileceğini romanı kaleme alan bahs ettiğim noktaya metaforik(mecazen) bir nevi atıfda bulunmuştur!
- Anlaşılan o'ki, eleştirdiğin ve hedefe aldığınının gizli hayranı olmayasın?
- İkiye bi o konuyu başa sararak obsessife ettiğine göre...
- Zaten hayatta ikiye bir Donkişot ediyorlar, birde sen çıkıp konuyu kavram dışına saptırarak, anlama kabiliyetime dil uzatarak anlamlandırmada yoksun olup basit yazma taraftarıyım deyip dincilikle kimi suçlama kılıfına sokuyorsun?
- Dincileri hedef aldığına göre ve ikiye bir dincileri kursağın götürmediğine göre, insanların kutsiyet ve ulviyetlerinide hedef aldığını varsayıyorum.
- Pişkin pişkin, birde Öz'den bahs ediyor!
Altını çiziyorum ve yine tekrar ediyorum!
Almancasına, ingilizcesine, tüm dünya dillerindeki tercümesine gerek varmıydı?
Uzayda başka bir dil konuşulmuyor herhalde.
Yasaları hile yoluyla etkisizleştirmeye çalışanları engellemek için yasa koyucular da yeni yasaları çıkarırlar; ancak bu durum, yasalara uyanların özgürlük alanlarını kısıtlıyarak, etik davranmış olanlara fazladan verilmiş bir cezadır...
"Bir cezamıdır, bir vesayetin emaresimidir bilemem, fakat yaşadıklarıma hususen şu sureti aklıma getirmedi desem yanlış olur..."
Kanunları yasamanın yasası yerine saymayıp proleteriadaki statüye göre, mevzuata ve kanuna nisbeten oluşa gelen meşru niteliği olan durumların kanuna göre uyarlanamaması ve uygulanmaması, herhangibi ceza-i yaptırım olmadığı yönde görülse bile, bireyin ve ferdiyetin kanun-i hakkının engellenmesiyle oluşan bürokratik esneksizlik, ceza hukukunun dışında olan herhangibi kanunun kamu yönetiminin uygulanmasında mükellef olduğu kanunla belirlenmiş mevzuatın yerine getirilmemesi, ceza-i yönde eş değermidir? Toplumda eşitsitsizlikle birlikte adaletsizlik algısını çoğaltan ve körükleyen etkenlerdenmidir?...
Bazı şeyleri, başa sarmak yoruyor, başa sarıp şimdiye tekrar gelince, nerede olduğumu nereye gideceğimi unutturuyor, unutturmasa bile her şimdiye geri dönüş aynı şimdi olmadığından, şimdiler bile bazen kendini unutturup kalıbını değiştirebiliyor işte...
Yasaları hile yoluyla etkisizleştirmeye çalışanları engellemek için yasa koyucular da yeni yasaları çıkarırlar; ancak bu durum, yasalara uyanların özgürlük alanlarını kısıtlıyarak, etik davranmış olanlara fazladan verilmiş bir cezadır...
"Bir cezamıdır, bir vesayetin emaresimidir bilemem, fakat yaşadıklarıma hususen şu sureti aklıma getirmedi desem yanlış olur..."
Kanunları yasamanın yasası yerine saymayıp proleteriadaki statüye göre, mevzuata ve kanuna nisbeten oluşa gelen meşru niteliği olan durumların kanuna göre uyarlanamaması ve uygulanmaması, herhangibi ceza-i yaptırım olmadığı yönde görülse bile, bireyin ve ferdiyetin kanun-i hakkının engellenmesiyle oluşan bürokratik esneksizlik, ceza hukukunun dışında olan herhangibi kanunun kamu yönetiminin uygulanmasında mükellef olduğu kanunla belirlenmiş mevzuatın yerine getirilmemesi, ceza-i yönde eş değermidir? Toplumda eşitsitsizlikle birlikte adaletsizlik algısını çoğaltan ve körükleyen etkenlerdenmidir?...
Firavun a her karşı koyanı Musa sanmayın.
Musa nın firavun u devirmesi bir mucizedir; ancak tarih firavunların birbirlerini yok etme olayları ile doludur. İktidar, güç ve çıkar çatışmasıdır; ezilenler, iktidarları devirme aracı olarak kullanılabilirler ancak iktidar olamazlar...
"Allah c.c Musayı kızıl denizden geçirdikten sonra tahtından ve peygamberliğinden edecekti"
"Tâki kendi halkından birisi yanına gelip kendi halkındaki kendisine karşın hainliği anlattığı vakite kadar. O vakit Musanın malumatı getirene inanmasıyla ve bir ikilemde kalmasıyla, Musa Âsasıyla göstertdiği mu'cizede yutulan yılanlardan birisi başına bela olacaktıda, yinede Allah c.c Musayı ne tahtından nede peygamberliğinden alıkoydu ve Musayı kendi halkının işlediklerine karşın korudu."
- Şair falan değilim, şair olma gibi bir amacım filan yok, çünkü her mefhum kendi lisanıyla O' nu ve kendi özünü kendince ifade eder.- Geometri bilmeyen giremez. Ondan sonrası neden kendini tanı, acaba?- Kendimi tanıyamıyorum. Çünkü üçüncül bağlamda, ...
hayat size neler öğretti?
13.07.2021 - 01:01Hey hat Hayat, Hayata göre kısa yaşâma göre uz vakit önce, Biilinçi sende kaybedince kişiye göre değildim dedin işte!
Hay yaşa, Bilinçi sende bulunca kısada olsa Bende Hayatın içindeyim dedin işte!
hayat size neler öğretti?
13.07.2021 - 00:11Hayat size neler öğretti, hadi söyle bakalım, Hayat ile yaşam'ı ayırt edebilmem ne?
hayat size neler öğretti?
11.07.2021 - 14:20DUAL-İZM
Fiziksel olarak yansıtan yerde, aynadan başka kendim kendimi göremiyorum, bulunduğum yerde insanlar ayna olmadan görebiliyorlar veya insanları görmem için ayna gerekmiyor, fakat kim karşı karşıya kalsa, kiminle karşı karşıya kalsam, yatayda vertikalde sağım solu solum ise sağı veya sağı solum solu ise sağım. Yani yatayda nesnesel objesel boyutta algılama çapraz ve kesişik. Dikeyde horizontalde ise yukarısı ve aşağısı algısı herkes için aynı, çünkü gök ve yer, alt ve üst herkesin ortak referansı...
Demekki ortak referansda hakikat hep aynı, fakat kılıfı estetiği değişik değişik libaslanmış hakikatlar ayrı ayrı çeşitli çeşitli...
hayat size neler öğretti?
11.07.2021 - 01:15Fiziksel olarak yansıtan yerde, aynadan başka kendim kendimi göremiyorum, bulunduğum yerde insanlar ayna olmadan görebiliyorlar veya insanları görmem için ayna gerekmiyor, fakat kim karşı karşıya kalsa, kiminle karşı karşıya kalsam, yatayda vertikalde sağım solu solum ise sağı veya sağı solum solu ise sağım. Yani algı çaprazlama. Dikeyde horizontalde ise yukarısı ve aşağısı algısı herkes için aynı, çünkü gök ve yer herkesin ortak referansı... Demekki ortak referansda hakikat hep aynı fakat kılıfı estetiği değişik değişik libaslanmış hakikatlar ayrı ayrı çeşitli çeşitli...
serbest kürsü
07.07.2021 - 17:44https://music.
Fareli köyün kavalcısı ---> 2:46 - 2:51
serbest kürsü
07.07.2021 - 13:08https://music.
serbest kürsü
28.06.2021 - 16:50Renklamlar ubs Reklamlar, orta direkten sonra(!)
serbest kürsü
28.06.2021 - 14:13"Şey Öz, alttaki metnde hem kelime, hem nida, hemde ünlem olabilen in Gänzefüßchen tırnaklanan "şey''dir".
- Bir tanıştığımla, eleştirirken cevaben (Tüz)ük demesi üzerine 'Öz' hakkında kısaca, kürsüde geçenlerde paylaşımımın devamı niteliğine kısaca kafa yormam icab etti...
- 'Öz': sıfatın niteliğini, (öz)elliğini kendisine göre bir somutluk içeremeyeceğinden insandan insana perspektife amaca göre içe yönelik anlamda ve dışa yönelik anlamlandırmada değişkenlik s(öz)konusu mevcut olduğundan ve anlamı (öz)gür kılmak bâbında soyut bir kavrammıdır?
- Bu sebeptendirki felsefi bir kavram olarak "T(öz)" denildiğinde ise s(öz) konusu 'Öz' olanın değişkenlik içerenlerin saptanmış ve işlenmiş olması nedeniyle 'Öz'ün kavranmasından somutsal kavram olarak yorumlanmasıdır...
- Yani, 'Öz' somutlaştığındamı "Töz" s(öz) konusumudur?
- Misal, Örnek: 'Öz'ü herhangi bir kurumun veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname, statü; Tdk' da belirtilmiş olan (Tüz)ük kelimesini ele aldığımızda.
- (Tüz)ükdeki "Tüz" "Töz" kelimesinin türemindeki etkenler yüzünden dolayı sıfatın nitelik, (öz)ellik maddelerinin işlenmiş ve nitelendirilmiş olmasındanmı düşünülmüşdür?
- Yoksa "Tuz" "Toz" kelimesinden ötürü işlevin (öz)elliğinin niteliğinin "Tuz"dan "Toz"dan olsun diyemi türem bağlamında "Tüzük" kavramı düşünülmüştür?
- Yukarıdaki belirtmiş olduğumdan anladığım kesin olarak şudurki, herhangibi (Tüz)üğün ancak ve ancak Tüzeller ve Tür'den türemiş Türellerin göz önünde bulundurulması taktirinde yazılması gerektiğidir...
- Ahhhh! Yazılanlar olmasaydı, fönetikde, retorikde, anlamada ve anlamlandırmada sağlıklı ve somut Tür'lerden türemiş Türemler ve Türevler gelişirmiydi?!
serbest kürsü
25.06.2021 - 02:59... İzmlerine, idiolojilerine, düşünce kalıplarına, görüşlerine uymayanı...
Senelerce süre almış, mekansal, toplumsal aşamalardan süre geleni Değer olarak var olabilmiş olanı, Değerin kendi içindeki ekseninde değilde, sadece kendisine veya mensubu olduğu kümesine ait bir Değermiş gibi, ferdiyi kişiseli menfeatlar ilişkisine göre kavramlar dışında jargonlamalarla(küme diliyle) yargılayabiliyor...
Örneğin kendini kayıp etmeyi, sanattaki spordaki bilimdeki aktivitelerde daha gelişmişini ortaya koymak yerine, jargonlamalarda, izini kaybetmekte, belirsizlikte, saklamakta biliyor, vesayetini vekaletini böyle veriyor...
Görüşüne katılmadığın kişiler kullanılabilinir veya kullanılamaz diye yaftalamak biyana, görüşünü islah etmesi yerine görüşüne islahlamaya çalışıyor...
Kavramın içinde kalınca, görüşünün islahlaması konunun içinde hükümsüz kalıyor, dimi...
- Bide pişkin pişkin, sınırlarını bilmiyor tanımıyor diye rapor edip, kendilerinin ortaya çıkardığı problemli mesleki icraat alanını üsteleyip, egoinflasyona(...) sebep oldukları gibi, mesleki değişimide reddetmekle birlikte, alçakca manaya ve anlama kendilerine göre yönvermekte yetmiyormuş gibi, bilmem kaç sene gizli gizli fişledikleri gibi, birtakım unsurlara halen yüklem vermeye çalışıyorlar...
- Ey neredeyse her sigara alışımda o bayanı diken, şunu iyi bilirsin. Kızıldereli değilim amma tütün kullanımının varlık sebebine inilince eski kızıldere kavimlerindeki bilgenin kullandığı tütünün, onlara karşın işlenenlerin, lanet olarak geri tezahür ettiğinidemi düşünmedin!
AN
Başa sarıp şimdiye tekrar gelince,...
Faniyim sonsuzun içinde.
Nerede bulunduğum nereye gittiğim oyalanmaktan bilinmiyor ezelden ebedin içinde.
Şimdiler bile bazen kendini unutturuyor.
Bilinmese bile, her şimdiyi yakalayış aynı an olmuyor.
İnîmde zihnimde, bazen o mahzenleri tekrar başa sarmak yoruyor.
Her anda şimdilerim değişse bile, bazı an'lar ânımdan başka yerde, kendimde kendimden başka yaşanmıyor.
serbest kürsü
24.06.2021 - 22:26https://music.
serbest kürsü
24.06.2021 - 22:24Sayın Örs, örsü severim çünkü bir alet değildir ve kağıtla maddesel bir bağlantısı olmadığı görünsede, işlevlik konusunda bir birlerine çok benzerler ve çok yakınlardır...
tartışmak başka
aşağılamak başka
hor görmek başka
karşıdakinin zaafını veya hatasını bir şeye mal edip demagoji yapmak bir başka....
kimse diğerindeki eksiği kapatmak doğruyu göstermek derdinde değil...
- "Diyaloğuma itinaen neyin demagojisinden bahsediyorsunuz?"
ayyaşlar din tartışıyor
müslümanlar meyhanedekini tartışıyor
olması gereken
kim neyi yaşıyorsa onun daha iyi nasıl olabilirliğini tartışsın.....
- " Kendimden yola çıkarak siz altta belirtileni yaşanmadan, öyle basitçe akla gelip fikir olsun diyemi ortaya konulduğunumu zannediyorsunuz?"
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=321258665789432&id=100037159025963
serbest kürsü
23.06.2021 - 23:39Şey Öz, alttaki metnde hem kelime, hem nida, hemde ünlem olabilen in Gänzefüßchen tırnaklanan "şey''dir".
serbest kürsü
23.06.2021 - 23:23Yolcu, dini hedef alarak din konusunda Donkişot olmanın bir alemi olmadığını hatırlatmak isterim.
Bak, velakin değil velahususen, konuyu zahirde inanç olarak ahirde ise iman olarak, bir birey olarak ele aldığımda, insanoğlunda bütün duyguların kemâlat noktasını teşkil eden ve bütün insanlarda insanlık tarihinde zahirde inanç ahirde ise iman, anlam ve mana açısından, hissiyatlı veya hissiyatsız insanoğlunun vâr oluşundan beri bir elzem olarak meydana gelmiş inançlar sistemini, inanç ve iman duygusunun sistematisinde kat ettiği yolu adeta eleştirdiğin veya hedef aldığın "şey'i" öyle eleştirerek hedef alamazsın, çünkü duygular hiyerarşisine inildiği vakit, bilgi ve mantık etmek yetisinden önce gelen, duygularda akıla akıldan sonra mantıka geçişte harmanlanan kutsi ve ulvi duyguların kemâlat noktası olan inançı öyle absurde edemez(sin).
Dünyada yazılmış ilk romanı ele aldığımızdada, bahs ettiğim husus tersidir, çünkü romanın kahramanı ne anadan babadan, nede toplumdan cinsinde yalnız olduğundan mantıken düşünüldüğünde, romanın kahramanı akıl ve mantık ettiğinden sonra o ulvi ve kutsi duygunun kemâlatta ne olabileceğini romanı kaleme alan bahs ettiğim noktaya metaforik(mecazen) bir nevi atıfda bulunmuştur!
- Anlaşılan o'ki, eleştirdiğin ve hedefe aldığınının gizli hayranı olmayasın?
- İkiye bi o konuyu başa sararak obsessife ettiğine göre...
- Zaten hayatta ikiye bir Donkişot ediyorlar, birde sen çıkıp konuyu kavram dışına saptırarak, anlama kabiliyetime dil uzatarak anlamlandırmada yoksun olup basit yazma taraftarıyım deyip dincilikle kimi suçlama kılıfına sokuyorsun?
- Dincileri hedef aldığına göre ve ikiye bir dincileri kursağın götürmediğine göre, insanların kutsiyet ve ulviyetlerinide hedef aldığını varsayıyorum.
- Pişkin pişkin, birde Öz'den bahs ediyor!
serbest kürsü
22.06.2021 - 13:47https://music.
serbest kürsü
19.06.2021 - 09:42https://music.
serbest kürsü
17.06.2021 - 11:18Bu kadar iyi tercümesi olamazdı, üstelik seneler önce fonetik ve hiçbir simge içermeden.
Sanatın diğer bir yanıda bu olsa gerek!
hayat size neler öğretti?
15.06.2021 - 12:50Altını çiziyorum ve yine tekrar ediyorum!
Almancasına, ingilizcesine, tüm dünya dillerindeki tercümesine gerek varmıydı?
Uzayda başka bir dil konuşulmuyor herhalde.
Yasaları hile yoluyla etkisizleştirmeye çalışanları engellemek için yasa koyucular da yeni yasaları çıkarırlar; ancak bu durum, yasalara uyanların özgürlük alanlarını kısıtlıyarak, etik davranmış olanlara fazladan verilmiş bir cezadır...
"Bir cezamıdır, bir vesayetin emaresimidir bilemem, fakat yaşadıklarıma hususen şu sureti aklıma getirmedi desem yanlış olur..."
Kanunları yasamanın yasası yerine saymayıp proleteriadaki statüye göre, mevzuata ve kanuna nisbeten oluşa gelen meşru niteliği olan durumların kanuna göre uyarlanamaması ve uygulanmaması, herhangibi ceza-i yaptırım olmadığı yönde görülse bile, bireyin ve ferdiyetin kanun-i hakkının engellenmesiyle oluşan bürokratik esneksizlik, ceza hukukunun dışında olan herhangibi kanunun kamu yönetiminin uygulanmasında mükellef olduğu kanunla belirlenmiş mevzuatın yerine getirilmemesi, ceza-i yönde eş değermidir? Toplumda eşitsitsizlikle birlikte adaletsizlik algısını çoğaltan ve körükleyen etkenlerdenmidir?...
serbest kürsü
15.06.2021 - 00:04https://music.
serbest kürsü
14.06.2021 - 23:55https://music.
hayat size neler öğretti?
14.06.2021 - 00:24Başa sarıp şimdiye tekrar gelince,...
Faniyim sonsuzun içinde.
Nerede bulunduğum nereye gittiğim oyalanmaktan bilinmiyor ezelden ebedin içinde.
Şimdiler bile bazen kendini unutturuyor.
Bilinmese bile, her şimdiyi yakalayış aynı an olmuyor.
İnîmde zihnimde, bazen o mahzenleri tekrar başa sarmak yoruyor.
Her anda şimdilerim değişse bile, bazı an'lar ânımdan başka yerde, kendimde kendimden başka yaşanmıyor.
hayat size neler öğretti?
13.06.2021 - 18:52Bazı şeyleri, başa sarmak yoruyor, başa sarıp şimdiye tekrar gelince, nerede olduğumu nereye gideceğimi unutturuyor, unutturmasa bile her şimdiye geri dönüş aynı şimdi olmadığından, şimdiler bile bazen kendini unutturup kalıbını değiştirebiliyor işte...
hayat size neler öğretti?
13.06.2021 - 02:30Yasaları hile yoluyla etkisizleştirmeye çalışanları engellemek için yasa koyucular da yeni yasaları çıkarırlar; ancak bu durum, yasalara uyanların özgürlük alanlarını kısıtlıyarak, etik davranmış olanlara fazladan verilmiş bir cezadır...
"Bir cezamıdır, bir vesayetin emaresimidir bilemem, fakat yaşadıklarıma hususen şu sureti aklıma getirmedi desem yanlış olur..."
Kanunları yasamanın yasası yerine saymayıp proleteriadaki statüye göre, mevzuata ve kanuna nisbeten oluşa gelen meşru niteliği olan durumların kanuna göre uyarlanamaması ve uygulanmaması, herhangibi ceza-i yaptırım olmadığı yönde görülse bile, bireyin ve ferdiyetin kanun-i hakkının engellenmesiyle oluşan bürokratik esneksizlik, ceza hukukunun dışında olan herhangibi kanunun kamu yönetiminin uygulanmasında mükellef olduğu kanunla belirlenmiş mevzuatın yerine getirilmemesi, ceza-i yönde eş değermidir? Toplumda eşitsitsizlikle birlikte adaletsizlik algısını çoğaltan ve körükleyen etkenlerdenmidir?...
hayat size neler öğretti?
11.06.2021 - 14:08Madem su her kalıba giriyor, avuçla içilen su ve sızdıran kalıpda su fazla durmuyor!
"Tanıyıp güvenin sarsıldığında, güvendiğin dağlara kar yağmıyor, güvendiğin dağların zirvesini görmenin luzumu kalmadığı anlaşılıyor!"
hayat size neler öğretti?
09.06.2021 - 13:27Firavun a her karşı koyanı Musa sanmayın.
Musa nın firavun u devirmesi bir mucizedir; ancak tarih firavunların birbirlerini yok etme olayları ile doludur. İktidar, güç ve çıkar çatışmasıdır; ezilenler, iktidarları devirme aracı olarak kullanılabilirler ancak iktidar olamazlar...
"Allah c.c Musayı kızıl denizden geçirdikten sonra tahtından ve peygamberliğinden edecekti"
"Tâki kendi halkından birisi yanına gelip kendi halkındaki kendisine karşın hainliği anlattığı vakite kadar. O vakit Musanın malumatı getirene inanmasıyla ve bir ikilemde kalmasıyla, Musa Âsasıyla göstertdiği mu'cizede yutulan yılanlardan birisi başına bela olacaktıda, yinede Allah c.c Musayı ne tahtından nede peygamberliğinden alıkoydu ve Musayı kendi halkının işlediklerine karşın korudu."
Toplam 1184 mesaj bulundu