İmanın verdiği nur ve şuurla ve sana gösterdiği ve bildirdiği esmâ-i İlâhiye adedince vahdet alâkaları ve ittifak rabıtaları ve uhuvvet münasebetleri var…
Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir—bir, bir, yüze kadar bir, bir. Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir—ona kadar bir, bir.
Mü’minlerde nifak ve şikak, kin ve adâvete sebebiyet veren tarafgirlik ve inat ve haset, hakikatçe ve hikmetçe ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimâiyece ve hayat-ı mâneviyece çirkin ve merduttur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir. Şu hakikatin gayet çok vücuhundan altı vechini beyan ederiz.
(…)
İkinci Vecih
Hem hikmet nazarında dahi zulümdür. Zira malûmdur ki, adâvet ve muhabbet, nur ve zulmet gibi zıttırlar. İkisi, mânâ-yı hakikîsinde olarak beraber cem olamazlar.
Eğer muhabbet, kendi esbabının rüçhaniyetine göre bir kalbde hakikî bulunsa, o vakit adâvet mecazî olur, acımak suretine inkılâp eder. Evet, mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslâhına çalışır. Onun için, nass-ı hadisle, “Üç günden fazla mü’min mü’mine küsüp kat-ı mükâleme etmeyecek.” (Buhârî, Edeb: 57, 62)
Eğer esbab-ı adâvet galebe çalıp, adâvet, hakikatiyle bir kalbde bulunsa, o vakit muhabbet mecazî olur, tasannu ve temellük suretine girer.
Ey insafsız adam! Şimdi bak ki, mü’min kardeşine kin ve adâvet ne kadar zulümdür. Çünkü, nasıl ki sen âdi, küçük taşları Kâbe’den daha ehemmiyetli ve Cebel-i Uhud’dan daha büyük desen, çirkin bir akılsızlık edersin. Aynen öyle de, Kâbe hürmetinde olan iman ve Cebel-i Uhud azametinde olan İslâmiyet gibi çok evsâf-ı İslâmiye muhabbeti ve ittifakı istediği hâlde, mü’mine karşı adâvete sebebiyet veren ve âdi taşlar hükmünde olan bazı kusurâtı iman ve İslâmiyete tercih etmek, o derece insafsızlık ve akılsızlık ve pek büyük bir zulüm olduğunu, aklın varsa anlarsın.
Evet, tevhid-i imanî, elbette tevhid-i kulûbu ister. Ve vahdet-i itikad dahi, vahdet-i içtimaiyeyi iktiza eder.
Evet, inkâr edemezsin ki, sen bir adamla beraber bir taburda bulunmakla, o adama karşı dostâne bir rabıta anlarsın; ve bir kumandanın emri altında beraber bulunduğunuzdan, arkadaşâne bir alâka telâkki edersin. Ve bir memlekette beraber bulunmakla, uhuvvetkârâne bir münasebet hissedersin. Halbuki, imanın verdiği nur ve şuurla ve sana gösterdiği ve bildirdiği esmâ-i İlâhiye adedince vahdet alâkaları ve ittifak rabıtaları ve uhuvvet münasebetleri var.
Meselâ, her ikinizin Hâlıkınız bir, Mâlikiniz bir, Mâbudunuz bir, Râzıkınız bir—bir, bir, bine kadar bir, bir.
Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir—bir, bir, yüze kadar bir, bir.
Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir—ona kadar bir, bir.
Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirler bulundukları hâlde, şikak ve nifâka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercih edip mü’mine karşı hakikî adâvet etmek ve kin bağlamak, ne kadar o rabıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbab-ı muhabbete karşı bir istihfaf ve o münasebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i’tisaf olduğunu, kalbin ölmemişse, aklın sönmemişse anlarsın.
Hanım kızımız hele bi şunuda doğru tercüme et bakim, Almanca söyleyince anlamıyorlarda,... Doğru tercüme edersen sana mersedes yıldızlı arzum mutfah robotu alıcıam!
Hakim bey, hakim hanım soruyorum, teknikde el sanatında kullanılan çekiçmi, insanı(sæm'i) açık arttırmada satmadaki açık arttırmayı sonlandıran tahta çekiçmi, hakim bey, hakim hanım soruyorum soğurmayı, kovuşturmayı, duruşmayı sonlandıran tahta çekiçmi?
Onca şiir var, meğeri sanatsa şiirle bir term'in dışına çıkınca kendini eşiklerle başka term'ler içinde bulma var!
Vah vah vah, fizikde'de buna solcan deliği deniyor "galiba"!
Anlamsız Cümlelerin Gizli Öznesi!
Ona Term denir, Termin dışındaki haraketede ja ekstrovertif(dışa yönelik) Kamikaze yada introvertif(içe yönelik) Harakiri denir, çok hakarikice oldum galiba,...
Hanım kızımız hele bi şunuda doğru tercüme etseniz, Almanca anlatınca birileri anlamıyorda, anlasa bile Keçi ve Tilki postuna bürülüyorda!
Kan emen vampir efsanelerinin kara kökünün "K,k" bilinç altı imgesinin olduğunu çok azı biliyorda!
Silindir şapkalı alçak aşağılık, sen kimi Akvaryum yerine koyup kimin akvaryumuna koyduğunu zannediyorsun! Ona rol icabı o.ç dedikleri kadar varmı idi?!
Bahsettiklerimden birisini yazdıktan sonra hemen ardından ayağımın altı dayanılmaz şekilde felaket karıncalandı, ve kaşındı. Herhalde, birileri ateşin üstünde yörüdü veya birileri birilerini falakaya yatırdı. Kim demiş Asperger sendromum var diye, empatiyi, transzendenzi ispat etmenin ne luzumu olabilirki...
Sayın Papsziskus "Paulus",
haddim değil fakat metodoloji gereği şunu burada izah etmem gerek.
Ateş bir element değildir, ateşin element olarak var sayılmasının arkasındaki bilinç tahta ve Prometheusun Olympiyat ateşi ise...
Ispanya veya Portekizde hiç kimselerin bilmediği ve görmediği Ateş ve Toprak ile yaptığın okuduğun Ateş ve Toprak üzerine latince rituelinde Es Semih'im ve Al Basir'im orada idi...
- Kim demiş telepati denen bir mefhum yok diye...
- Ruhu inkar ettiler, ruhani liderleri değilmi, dadaismusun ruhuna göre hareket etti. Hiçde sakin değildi bende sakin olmaya çalışıyorum bu şartlar altında ama nasıl?
Ha şöyle adam akıllı sinirlen, senle yarım yamalak birşeyler konuştuktan sonra, odadan çıkınca tam derslik diye kime dediniz!
Resimci, nereye baktığı bilinmeyen, aslını irdelemiş olanların aslında nereye baktığını bilenler, hangi tablo?
Hanım kızımız hele bi şunuda doğru tercüme etseniz bakım...!
- Ufak tefek kontrol dışı sözsel taşkınlıklarım olmuş olsada, [ben] her zaman haddimi bildim! Müsbet hareket etmemiş olan ben isem,... Birileri ferdiyetime kişiliğime yönelik kapalı kapılar ardından gizli dümenler çevirmiş ise hadlerini elbette başka birileri, başka kapılar ardında bildirecekti...!
[Ben]den bu kadar, ordaydım size ne ne'e yakın olup olmadığım ne'i seçip seçmediğim! Sende yapıştır!
Mefhumları en güzel tercüme eden sanat değilmi idi...
- Şair falan değilim, şair olma gibi bir amacım, hevesim, gayem filan yok, çünkü her mefhum kendi lisânıyla O' nu ve kendi özünü kendince ifâde eder. - Geometri bilmeyen giremez. Ondan sonrası neden kendini tanı, acabâ? - Kendimi tanıyamıyoru ...
serbest kürsü
22.08.2022 - 20:45- Sen bizimde canımızsın!
- Şule o sinirlendiğin adamdan özür dile, insanın kendi tersine olan müktesabatı, dürüst insanlar için zor,...
serbest kürsü
22.08.2022 - 20:40Yapıştır çaycı.
Birleri tekrar ediyorum,...
0+1=1
1+2=3
3+3=6
6+4=10
10+5=15
15+6=21
21+7=28
28+8=36
36+9=45
45+10=55
55+11=66
66+12=78
78+13=91
91+14=105
105+15=120
120+16=136
136+17=153
153+18=171
171+19=190
190+20=210
210+21=231
231+22=253
253+23=276
276+24=300 ... vesaire
serbest kürsü
22.08.2022 - 20:36İmanın verdiği nur ve şuurla ve sana gösterdiği ve bildirdiği esmâ-i İlâhiye adedince vahdet alâkaları ve ittifak rabıtaları ve uhuvvet münasebetleri var…
Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir—bir, bir, yüze kadar bir, bir. Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir—ona kadar bir, bir.
Mü’minlerde nifak ve şikak, kin ve adâvete sebebiyet veren tarafgirlik ve inat ve haset, hakikatçe ve hikmetçe ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimâiyece ve hayat-ı mâneviyece çirkin ve merduttur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir. Şu hakikatin gayet çok vücuhundan altı vechini beyan ederiz.
(…)
İkinci Vecih
Hem hikmet nazarında dahi zulümdür. Zira malûmdur ki, adâvet ve muhabbet, nur ve zulmet gibi zıttırlar. İkisi, mânâ-yı hakikîsinde olarak beraber cem olamazlar.
Eğer muhabbet, kendi esbabının rüçhaniyetine göre bir kalbde hakikî bulunsa, o vakit adâvet mecazî olur, acımak suretine inkılâp eder. Evet, mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslâhına çalışır. Onun için, nass-ı hadisle, “Üç günden fazla mü’min mü’mine küsüp kat-ı mükâleme etmeyecek.” (Buhârî, Edeb: 57, 62)
Eğer esbab-ı adâvet galebe çalıp, adâvet, hakikatiyle bir kalbde bulunsa, o vakit muhabbet mecazî olur, tasannu ve temellük suretine girer.
Ey insafsız adam! Şimdi bak ki, mü’min kardeşine kin ve adâvet ne kadar zulümdür. Çünkü, nasıl ki sen âdi, küçük taşları Kâbe’den daha ehemmiyetli ve Cebel-i Uhud’dan daha büyük desen, çirkin bir akılsızlık edersin. Aynen öyle de, Kâbe hürmetinde olan iman ve Cebel-i Uhud azametinde olan İslâmiyet gibi çok evsâf-ı İslâmiye muhabbeti ve ittifakı istediği hâlde, mü’mine karşı adâvete sebebiyet veren ve âdi taşlar hükmünde olan bazı kusurâtı iman ve İslâmiyete tercih etmek, o derece insafsızlık ve akılsızlık ve pek büyük bir zulüm olduğunu, aklın varsa anlarsın.
Evet, tevhid-i imanî, elbette tevhid-i kulûbu ister. Ve vahdet-i itikad dahi, vahdet-i içtimaiyeyi iktiza eder.
Evet, inkâr edemezsin ki, sen bir adamla beraber bir taburda bulunmakla, o adama karşı dostâne bir rabıta anlarsın; ve bir kumandanın emri altında beraber bulunduğunuzdan, arkadaşâne bir alâka telâkki edersin. Ve bir memlekette beraber bulunmakla, uhuvvetkârâne bir münasebet hissedersin. Halbuki, imanın verdiği nur ve şuurla ve sana gösterdiği ve bildirdiği esmâ-i İlâhiye adedince vahdet alâkaları ve ittifak rabıtaları ve uhuvvet münasebetleri var.
Meselâ, her ikinizin Hâlıkınız bir, Mâlikiniz bir, Mâbudunuz bir, Râzıkınız bir—bir, bir, bine kadar bir, bir.
Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir—bir, bir, yüze kadar bir, bir.
Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir—ona kadar bir, bir.
Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirler bulundukları hâlde, şikak ve nifâka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercih edip mü’mine karşı hakikî adâvet etmek ve kin bağlamak, ne kadar o rabıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbab-ı muhabbete karşı bir istihfaf ve o münasebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i’tisaf olduğunu, kalbin ölmemişse, aklın sönmemişse anlarsın.
serbest kürsü
21.08.2022 - 11:49Birazda rakamların metodundan yönteminden bahs edelim üstünü Fibunatchu verdiyse altınıda ben verdim! 0123456789
0+1=1
1+2=3
3+3=6
6+4=10
10+5=15
15+6=21
21+7=28
28+8=36
36+9=45
45+10=55
55+11=66
66+12=78
78+13=91
91+14=105
105+15=120
120+16=136
136+17=153
153+18=171
171+19=190
190+20=210
210+21=231
231+22=253
253+23=276
276+24=300 ... vesaire
serbest kürsü
21.08.2022 - 11:45serbest kürsü
20.08.2022 - 14:07Irlandalı, merdiven altı oyuncusu gök kuşağının altında altınlarını bekleyen hayali hasit cüce değilmi?
serbest kürsü
20.08.2022 - 13:32Bak hele bak fakirli cadı süpürgesi,...
Taş, Makas, Kağıtmı?
Bak hele bak sıcaklarla aran nası diyo, yoh yoh örscü, sapcı ve çekiçci, Kılıçmı, Nalmı, Orakmı?
serbest kürsü
20.08.2022 - 11:28Hanım kızımız hele bi şunuda doğru tercüme et bakim, Almanca söyleyince anlamıyorlarda,... Doğru tercüme edersen sana mersedes yıldızlı arzum mutfah robotu alıcıam!
Hakim bey, hakim hanım soruyorum, teknikde el sanatında kullanılan çekiçmi, insanı(sæm'i) açık arttırmada satmadaki açık arttırmayı sonlandıran tahta çekiçmi, hakim bey, hakim hanım soruyorum soğurmayı, kovuşturmayı, duruşmayı sonlandıran tahta çekiçmi?
serbest kürsü
20.08.2022 - 10:28Onca şiir var, meğeri sanatsa şiirle bir term'in dışına çıkınca kendini eşiklerle başka term'ler içinde bulma var!
Vah vah vah, fizikde'de buna solcan deliği deniyor "galiba"!
serbest kürsü
20.08.2022 - 09:57... yokluğunda yanlızsın demek, ha!
Başlangıçına üç nokta koysaydında, Termin içinde olsaydı (b)ari!
Nokta, nükte muhtasar, o kadar!
serbest kürsü
20.08.2022 - 09:39Anlamsız Cümlelerin Gizli Öznesi!
Ona Term denir, Termin dışındaki haraketede ja ekstrovertif(dışa yönelik) Kamikaze yada introvertif(içe yönelik) Harakiri denir, çok hakarikice oldum galiba,...
serbest kürsü
19.08.2022 - 22:20Mavi Kurt Cenk ..., sakın onunla yasa dışı dövüşme, o başka bi ligde ve potenziyalı senden iki kat üstün, seni mahv eder...
serbest kürsü
17.08.2022 - 19:11Hanım kızımız hele bi şunuda doğru tercüme etseniz, Almanca anlatınca birileri anlamıyorda, anlasa bile Keçi ve Tilki postuna bürülüyorda!
Kan emen vampir efsanelerinin kara kökünün "K,k" bilinç altı imgesinin olduğunu çok azı biliyorda!
serbest kürsü
17.08.2022 - 19:07Tek K,k harfinden onca kan emen vampir efsanesi üretilmiş ya, tek kelimeyle "Absorpsion", "Absorbe"...
serbest kürsü
17.08.2022 - 13:59Hanım kızımız hele şunuda doğru tercüme etseniz, Almanca anlatınca anlamıyorlarda!
serbest kürsü
17.08.2022 - 13:50Silindir şapkalı alçak aşağılık, sen kimi Akvaryum yerine koyup kimin akvaryumuna koyduğunu zannediyorsun! Ona rol icabı o.ç dedikleri kadar varmı idi?!
serbest kürsü
13.08.2022 - 17:54Bahsettiklerimden birisini yazdıktan sonra hemen ardından ayağımın altı dayanılmaz şekilde felaket karıncalandı, ve kaşındı. Herhalde, birileri ateşin üstünde yörüdü veya birileri birilerini falakaya yatırdı. Kim demiş Asperger sendromum var diye, empatiyi, transzendenzi ispat etmenin ne luzumu olabilirki...
O kadar işte.
serbest kürsü
13.08.2022 - 15:54Yok öyle Be(l°)grad [(Be(o¹)grad'dan (Ge(o¹)rgian takvimi)] geçerken Ispanyol bayraklarıyla bi şeyler ima etmek,...
O kadar nokta.
serbest kürsü
13.08.2022 - 12:01Kimin mahremiyetiyle sonuna denk oynandı, maneviyattan ve ahlaktan dem vuranlar!
O kadar.
serbest kürsü
13.08.2022 - 10:19O ateşi kimin verdiği bilinmiyormu?
O kadar.
serbest kürsü
13.08.2022 - 09:54Sayın Papsziskus "Paulus",
haddim değil fakat metodoloji gereği şunu burada izah etmem gerek.
Ateş bir element değildir, ateşin element olarak var sayılmasının arkasındaki bilinç tahta ve Prometheusun Olympiyat ateşi ise...
Ispanya veya Portekizde hiç kimselerin bilmediği ve görmediği Ateş ve Toprak ile yaptığın okuduğun Ateş ve Toprak üzerine latince rituelinde Es Semih'im ve Al Basir'im orada idi...
- Kim demiş telepati denen bir mefhum yok diye...
- Ruhu inkar ettiler, ruhani liderleri değilmi, dadaismusun ruhuna göre hareket etti. Hiçde sakin değildi bende sakin olmaya çalışıyorum bu şartlar altında ama nasıl?
O kadar nokta.
serbest kürsü
09.08.2022 - 20:50Ha şöyle adam akıllı sinirlen, senle yarım yamalak birşeyler konuştuktan sonra, odadan çıkınca tam derslik diye kime dediniz!
Resimci, nereye baktığı bilinmeyen, aslını irdelemiş olanların aslında nereye baktığını bilenler, hangi tablo?
Puzzle'i, arkasına bakanmı, diğeride nereye baktığı bilinmeyenmi!?
serbest kürsü
09.08.2022 - 20:32Hanım kızımız hele bi şunuda doğru tercüme etseniz bakım...!
- Ufak tefek kontrol dışı sözsel taşkınlıklarım olmuş olsada, [ben] her zaman haddimi bildim! Müsbet hareket etmemiş olan ben isem,... Birileri ferdiyetime kişiliğime yönelik kapalı kapılar ardından gizli dümenler çevirmiş ise hadlerini elbette başka birileri, başka kapılar ardında bildirecekti...!
[Ben]den bu kadar, ordaydım size ne ne'e yakın olup olmadığım ne'i seçip seçmediğim! Sende yapıştır!
Mefhumları en güzel tercüme eden sanat değilmi idi...
serbest kürsü
09.08.2022 - 19:50Hanım kızımız hele bi şunuda doğru tercüme etseniz bakım...
- Tüh simanıza ve suratınıza, a simetriğinizde elle tutamadığınız ön göreceli mefhumlarınıza heykel dikme ha...!
Sattığını fişlediği yetmiyormuşcasına, sonrada yargı imamı(...) yerine koyup, bilmece bildirmeceylede algıda kandırmaca ha...!
Toplam 1206 mesaj bulundu